Beslenme ve Diyet Uzmanı Yeşim Özcan onkoloji hastalarının, koronavirüs salgınında beslenme konusunu hakkında önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “Gerek kanser tedaviniz esnasında gerekse koronavirüse karşı mücadele ettiğimiz bugünlerde, çok özel bir tedavi döneminde olduğunuzu ve beslenmenizin aynı ‘parmak izi’niz gibi sadece size özel planlanması gerektiğini göz ardı etmeyin. Herkese iyi gelen, size iyi gelmeyebilir! Sizin aldığınız tanı, uygulanan tedavi yöntemi, kullandığınız ilaçlar, yaşam şekliniz, yaşınız, yaşam koşullarınız, beslenme alışkanlıklarınız ve daha birçok size özel şey, iyice irdelendikten sonra size özel beslenme tavsiyesi verilebilir. Bu özel dönemde mutlaka onkoloji ile çalışan deneyimli bir diyetisyen kontrolünde olmalısınız.”
Beslenme ve Diyet Uzmanı Yeşim Özcan; 1-7 Nisan Kanser Haftası kapsamında; onkoloji hastalarına hem tedavi sürecinde hem de koronavirüse karşı beslenmede dikkat edilmesi gereken 8 noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bu süreçte ne yediğiniz kadar nasıl yediğiniz de çok önemli. Yemekleri pişirme yöntemi olarak kızartmadan kaçının. Çünkü kızartma işleminde yağ yüksek ısıya maruz kalarak yanıp yapısında bir takım değişiklikler oluşuyor. Et ve sebzelerin çok yüksek sıcaklıktaki ızgara üzerinde, aleve çok yakın tutularak pişirilmesi, kızartılması sırasında kanserojen maddeler oluşabildiğinden; fırında, buğulama, haşlama ve buharda pişirme gibi yöntemler en sağlıklı yöntemler olarak karşımıza çıkıyor.
Bu dönemde proteinden zengin beslenmek; vücut direncinizin artması ve vücut demir depolarının azalmaması için çok önemli. Kırmızı et protein ve demirden zengin olmakla birlikte, buna karşın doymuş yağ oranı yüksek olduğu için fazla tüketimi kanser riskini artırıyor. Haftanın üç dört günü bir öğünde kırmızı et tüketmek yeterli.
Sebzeler içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde tedavide büyük katkı sağlıyor. Ancak sebzeleri mevsiminde tüketmeye özen gösterin. Örneğin; salatalarınızda domates yerine havuç, kırmızı lahana, turp ve kırmızı pancar tercih edin. Havucun içerisindeki şeker tedavi sürecini olumsuz etkilemiyor, aksine içinde bulunan beta karoten sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor.
Kanserli hücreler dahil vücuttaki tüm hücreler yakıt için kan dolaşımından şeker (glikoz) kullanıyor. Glikoz vücudumuz ve beynimiz için birincil yakıt. Yani her gün yeteri kadar karbonhidrat içeren besinlerden tüketmek gerekiyor. Ancak yakıt olarak kullanılan şekeri (glikozu) beyaz şekerden değil,meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, kurubaklagiller ve süt ürünlerinden sağlamaya dikkat edin. Böylece kan şekeri seviyenizde ani artış ve azalmanın önüne geçip sağlıklı beslenebileceğiniz gibi, aşırı kilo ve vücutta yağlanmayı da önleyebilirsiniz.
Meyveler; vitamin ve antioksidan açısından zengin olduğundan bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok önemli olmakla birlikte dikkatli tüketilmesi gereken besinler arasında yer alıyor. Çünkü meyveler früktoz şekeri içeriyor ve fazla tüketimi kan şekeri seviyelerini fazla yükseltip karaciğerde yağlanmaya da sebep olabiliyor. Günde ortalama üç porsiyon meyve tüketimi yeterli. Ayrıca meyve tüketirken yanına protein kaynağı olan yoğurt veya ayran ekleyin. Böylece früktozun kana karışımı yavaşlıyor ve ani şeker yüksekliği engellenmiş oluyor. Kanser tedavisi sırasında greyfurt, nar, karadut, böğürtlen, yaban üzümünü ise; kullanılan ilaçlarla etkileşime girebildiğinden tedaviniz bitene kadar tüketmeyin.
Bu dönemde kullandığınız ilaçlar veya aldığınız tedavi sırasında/sonrasında yan etki olarak bulantı sorunu yaşayabilirsiniz. Bu durum sizi telaşlandırmasın. Bazen hiç böyle bir etki yaşamayan kişiler de oluyor. Ama eğer bulantı sorunu yaşarsanız, suyunuza zencefil atıp içmek, ağzınızda kök zencefil parçası bekletmek fayda sağlayabiliyor. Taze zencefil için bir fındık büyüklüğü kadar kullanmanız yeterli olacaktır.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Yeşim Özcan “Kurubaklagiller hem lif hem de protein açısından zengin besinler olduğundan haftada 3 gün yemek olarak veya salatalarınızın içinde kurubaklagillere mutlaka yer verin. Yapılan bilimsel çalışmalar da; kurubaklagil tüketiminin kanser oluşumunu önleyebildiğini gösteriyor. Salata hazırlarken içerisine haşlanmış nohut, mercimek ekleyerek hem günlük lif alımınızı artırıp hem de daha besleyici proteinden zengin salata içerikleri hazırlayabilirsiniz” diyor.
Beslenmenizde tam tahıllı ekmek, çavdar veya siyez unu ile hazırlanmış ekmekler ve karabuğday tüketimine yer verin. Gluten alerjisi gibi özel bir durumunuz yoksa tam tahıllı ekmek korkmanız gereken bir besin değil. Tam tahıllar lif ve B vitaminlerinden zengin içerikleri ile sağlıklı beslenmenize katkı verecektir. Beyaz unla hazırlanmış poğaça, börek, kek tüketiminizi olabildiğince azaltın.