Mersin'in Anamur ilçesinde çiftçi İbrahim Kılınç (37) ile 1,5 yıldır evli olan Ayşe Kılınç, öksürük şikayeti üzerine hastaneye giderek hem gebelik hem koronavirüs testi yaptırdı. Önce hamile olduğunu öğrenen Kılınç'ın birkaç saat sonra ise koronavirüs testi pozitif çıktı. Koronavirüsü atlattıktan sonra dördüz bebekleri olacağını öğrenen Kılıç, hem şaşkınlık hem de büyük mutluluk yaşadı. Antalya'da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru tarafından doğum süreci takip edilen Kılınç, hamileliğinin 32'nci haftasında ağırlıkları 1 kilo 400 gram ile 1 kilo 600 gram arasında değişen dördüz kızlarını dünyaya getirdi. Bebeklere Almina Nida, Aynura Nisan, Alya Eda, Arya Ela isimleri verildi.
Yaklaşık 57 gün yenidoğan yoğun bakım ünitesinde kalan bebekler, yeterli ağırlığa ulaşınca aileye teslim edildi. Bebeklerini kucaklarına almanın mutluluğunu yaşayan Kılınç çifti, şimdi 3 aylık olan dördüzleri için yardım bekliyor. Öksürük şikayetiyle hastaneye başvurduğunu belirten anne Kılınç "Hastaneye gittim. Hem koronavirüs hem hamile olduğumu öğrendim. Daha sonra sürekli doktor kontrolü başladı. Şimdilik bakım için annem ve kız kardeşim yardım ediyor. Kız kardeşimi bakıcı olarak tuttuk. Yardım bekliyorum" diye konuştu. Dördüz çocuk babası olma mutluluğunu paylaşan İbrahim Kılınç ise "18'inci aydan sonra Antalya'da özel bir hastanede tedavimize devam ettik. Dördüzleri kucağımıza aldık" dedi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Yüksek Riskli Gebelikler Uzmanı Prof Dr. Selahattin Kumru, erken doğum ihtimalini azaltmak için bebek sayısının ikiye indirilmesini önerdiğini belirterek şunları söyledi:
"Bu hastamıza iki tanesinin kalp atımlarının durdurulması önerilmiş, anne kabul etmemiş. Dördüz gebeliğe devam etmişler. Hasta bize geldiğinde 20 haftayı geçmişti. Dördüz gebeliklerde hamilelik zehirlenmesi, erken doğum gibi sorunlar sık görülüyor. Bütün bu bakımlardan dikkatlice takiplerini yaptık. Gebeliğin sonlarına doğru da yaklaşık 26-28'inci haftalardan sonra şehir dışında oldukları için Antalya'ya yerleştiler. Takiplerini sıkı bir şekilde yaptık. Bu tür gebeliklerde erken doğum kaçınılmaz. Tek gebeliklerde 40 haftada, ikizler 37, üçüzler 34, dördüzler 31 gibi erken haftada doğuyorlar. Her bebek, üç hafta daha erken doğuma neden oluyor. Bizim de 31-32 haftalık olduğu zaman doğum eylemimiz başladı. Tabii bunların doğumları prematüre doğacakları için mutlaka, akciğer gelişimini hızlandırmak için beyin koruyucu olarak serebnal nörolojik sorunlarını azaltmak için tedbirler almak gerekiyor. Bizim öyle bir fırsatımız oldu. Eylem başlayınca tüm bunların tedbirlerini aldık" dedi.
Doğumun yeni doğan koşullarının uygun olduğu ve bir uzmanın olduğu merkezde yaptırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kumru, şöyle devam etti:
"Biz de öyle bir merkezde doğumu planladık. Doğumdan sonra annede pıhtılaşma, pıhtı atma ve doğum sonrası kanama gibi riskler de artıyor. Dolayısıyla bunlar için de yetişkin yoğun bakım koşullarının uygun olması gerekiyor. Bizde doğumumuzu bu koşulları sağlayan bir hastanede planladık. Yeni doğan koşulları da uygundu. Nitekim beklediğimiz gibi tüm tedbirleri almamıza rağmen annede yine de pıhtı atması oldu. Yine yoğun bakıma gitmesi gerekti. Tabii ki tüm koşullar ve uzman hekimler olunca birkaç saat içinde hasta toparlandı ve tekrar servisteki yatağına alındı. Bebekler 31-32 haftalık doğdukları için yoğun bakımda takipleri yapıldı. Yaklaşık 2 aylık oluncaya kadar bebeklerin bakımı yoğun bakımda gerçekleşti. Beslendiler, 2 kiloya yaklaşınca da taburcu edildiler. Anne de doğumdan iki gün sonra taburcu edilmişti. Şu anda hem anne hem de dördüzler sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar. Şu an üç aylık oldular. Her şey yolunda yeni doğanlarda görülen akciğer sorunları, göz sorunları, nörolojik sorunları, bunların hiçbiri görülmedi. Bu da aslında iyi bir perinatoloji ve yeni doğan servisi sayesinde gerçekleşti.
DHA