Özellikle kanser hastalarının ya da kalp, beyin, akciğer, karaciğer, böbrek, mide, bağırsak ve endokrin sistem ile ilgili rahatsızlıkları olanların tedavi süreçlerinin devam etmesi gerekiyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Aslan Çelebi, doktora ve hastanelere gidildiğinde koronavirüs tehdidi ile karşı karşıya kalınacağı düşüncesinin son derece yanlış olduğunu, sağlık hizmetlerinin, gerekli güvenlik önlemleri alınarak tüm branşlarda problemsiz yürütüldüğünü belirterek, konu ile ilgili önerilerde bulunuyor.
Koronavirüs dünyada ve ülkemizde hızla yayılarak yaşam tarzımızın tümüyle değişmesine neden olmaktadır. Bu dönemde toplumun büyük bir çoğunluğu zorunlu haller dışında evden çıkmayarak, kendisini ve sevdiklerini korumakta, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluğu da yerine getirmektedir. Süreç içerisinde virüse yakalanan bireyler hastanelere başvurarak, gerek ayaktan gerekse yatarak tedavi olmakta, bunun yanı sıra hayati kayıplar da yaşanmaktadır. Bu şartlar altında pek çok insanda hastanelerin Covid 19 hastalarına hizmet verdiği için güvensiz olduğu ve virüsün bulaşmasına zemin hazırlayacağı gibi yanlış bir kanı oluşmuş durumdadır. Hastalar da, virüs kapma riskinden dolayı acil durumlar dışında hastanelere başvurmayı tercih etmeme eğilimindedir. Bu durum, bazı rahatsızlıkların hızla ilerlemesi riskini ve önemli tehlikeleri beraberinde getirmektedir.
Belirli hastalık gruplarının tanı ve tedavisi, hangi koşulda olursa olsun sürdürülmelidir. Tüm kanser türleri, kalp ve damar hastalıkları, beyin, karaciğer, akciğer, böbrek ile ilgili rahatsızlıklar ihmal edilmemelidir. Hastalar hem kişisel korunma tedbirlerini almalı hem de sağlık ihtiyaçları için güvendikleri merkezlere başvurmalıdır.
Bu süreçte uzun süren bir baş ağrısının bile ihmal edilmesi, hastaya çapı giderek büyümüş olan bir beyin tümörü olarak geri dönebilir. Hastanın korunma tedbirlerini alarak hastaneye gitmesi ya da doktora başvurması, olası pek çok sağlık sorunun önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Kanser hastaları bu dönemde kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi tedavileri almak durumundaysa kesinlikle ara vermemelidir. Tedavi planlamasına göre ameliyat gerekliyse ertelenmemesi önemlidir. Cerrahi uygulamalar hem kişinin hem de operasyonu gerçekleştirecek ekibin güvenliği ön planda tutularak yapılmaktadır. Takip ve tedavileri devam eden hastalar dışarı çıktıklarında mutlaka cerrahi maske takmalıdır. Koruyucu maske hastanedeyken de çıkarılmamalıdır. Kanser hastaları hastanenin kendileri için ayrılan özel bölümlerinde tedavilerini almakta, bu sayede hastalıkla mücadele hız kesmeden devam edebilmektedir.
Kronik organ yetmezliği de hayati bir durumdur. Ülkemizde on binlerce hasta böbrek ve karaciğer nakli olmayı beklemektedir. Bu dönemde nakil merkezlerine gitmemek için ameliyatı ertelemek, yaşam kaybı ile sonuçlanabilir. Nakil operasyonları da gerekli tüm önlemler alınarak yürütülmekte, hastanın bağışıklık sistemi baskılanmakta olduğu için takip süreçleri de her detay hesaplanarak devam etmektedir.
Kalp ve damar hastalıklarının tedavilerinin ertelenmesi de doğrudan hayati riske neden olabilmektedir. Tıkalı bir kalp damarı ile evde beklemek, kalp çarpıntısı ya da göğüs ağrısı şikayetlerini geçiştirmek, en ufak bir harekette nefessiz kalmak ilk bakışta koronavirüsten koruyucu olabilir ancak yaşam kalitesi ve süresini düşüreceği bir gerçektir.
Hastalıklarla ilgili vücut sinyalleri alınmasına rağmen doktora başvurulmayıp, belirtiler göz ardı edildiğinde tedavi için geç kalınmış olabilir. Bazı hastalıklar erken tanı ile kısa sürede kontrol altına alınabilecekken, sürecin geçmesinin beklenmesi, geri dönüşümsüz hasarlara yol açabilmekte ve iyileşme şansını da düşürebilmektedir.
Kronik hastalıkları olan bireyler bağışıklık sistemini güçlendirmeli ve genel sağlık için gerekli tedbirleri almalıdır. Bununla birlikte sağlık kontrolleri aksatılmamalı, eğer önerilmişse ilaç tedavisi sürdürülmelidir. Hastalar hastanelerde güvenli bir şekilde hizmet vermeye devam etmekte olan polikliniklere başvurabilir, online görüşme ile doktorlarına ulaşabilir ya da evde bakım hizmetlerinden faydalanabilir.
Hastanelerde onkoloji, organ nakli, kemik iliği nakli tedavisi gören ve bağışıklık sistemi hassas olan hasta grupları başta olmak üzere, tüm hastaların sağlığı için üst düzeyde güvenlik önlemleri alınmış durumdadır.
Covid 19 şikayetiyle başvuru yapmış olan hastalar için ayrılmış olan girişler ve tedavilerinin yürütüldüğü özel bölümler bulunmaktadır. Covid 19 pozitif ve negatif hastalar için acil servis, yatan hasta katları, girişim alanları, ameliyathane ve yoğun bakım salonları ile bu bölümlere gidiş yolları ayrıştırılmıştır. Bu bölümlerde çalışan personeller de farklı gruplardan oluşmaktadır, gün içinde birbirine temas edebilecekleri ortak alanlar yoktur. Covid 19 sonrası “enfeksiyon kontrol kuralları” çerçevesinde başlatılan çok daha sık rutin dezenfeksiyon tedbirleri dışında, her hastadan sonra her alet, cihaz ve hastanın temas edebileceği yüzey tekrar dezenfekte edilmektedir. Hastanelerin tüm bölümlerinde tanı ve tedavi süreçleri çalışanların ve hastaların sağlığı için tüm önlemler alınarak titizlikle yürütülmektedir. Bu nedenle farklı şikayetleri olan hastalar kendilerine koronavirüs bulaşma korkusu ile hastaneye gelmekten çekinmemeli, daha ciddi sonuçlara yol açabilecek şikayetlerini ertelemekten kaçınmalıdır.