Gebze'de yaşayan ve servis taşımacılığı yaparken koronavirüse yakalanan Engin Kara, hastanede gördüğü tedavinin ardından evde karantina sürecinin de tamamlanmasıyla sağlığına kavuştu. Yaşadığı zorlu tedavi sürecini anlatan Kara, "Hastalığa yakalandıktan sonra 5'inci gün sırt ağrılarım oluştu, 6'ncı gün hafif öksürüklerim olmaya başladı. 7'nci ve 8'inci günlerde ateşim çıkmaya başlayınca hastaneye gittim. İlk olarak Gebze’de özel hastanede tahlil yaptırdım. Tahlil sonuçlarımın 3 gün sonra çıkacağını söylediler. Biraz ateşim ve rahatsızlığım olduğu için başka özel hastaneye yattım. Oradaki doktorlar akciğer filmimde ufak bir şey olduğunu ve tedaviye başlanmasının gerektiğini söyledi. Özel hastanede yatırdılar. Yattıktan sonra orada çok fenalaşmışım, makineye bağlı duruma düşmüşüm. 8'inci gün Darıca Farabi Hastanesi'ne ambulans ile göndermişler. Özel hastanede yattığım 1'inci ve 2'nci günü yakın dostlarımı arayıp, helallik istemişim ondan sonrasını hiç hatırlamıyorum" diye konuştu.
Hastanede yattığı 1 ayı net hatırlamadığını söyleyen Kara, "Hastanede yattığım 1 ay süreyi hiç hatırlamıyorum. 1 ay sonra kendime geldiğim 6 gün yoğun bakımda entübe olarak kalmışım. 6'ncı gün yine bizim gibi ocak ayında umreden gelen bir vatandaştan plazmayı almışım. Plazma tedavi Darıca Farabi Devlet Hastanesi'nde ilk olarak bana uygulandı. Uygulandıktan 2 gün sonra kendime geldim. 2 gün de yoğun bakımda kalmışım. Bu yoğun bakım ve plazma tedavisi uygulandığı güne kadar hiçbiri hafızamda yok. Yani ne yaşadığım, neler yapıldığı aklımda yok. Yoğun bakımdan normal odaya çıkış kararı verildikten sonra bazı şeyleri hatırladım. Kendime baktığımda 20 kilodan fazla verdiğimi fark ettim. İlçe sağlık örgütü, başhekimim ve bütün sağlık çalışanlarına çok teşekkür ederim. Bu insanlara saygı duyup bundan sonraki hayatımızda maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarını unutmadan çok iyi devam ettirmek zorundayız" dedi.
Şeker hastası olduğunu, koronavirüs tedavisinin tamamlanmasıyla şeker ilacını kullanmayı kestiğini söyleyen Kara, şunları kaydetti:
"Hastaneden çıktıktan sonra tansiyon ilacımı almaya devam ediyorum. Nedendir bilmiyorum ama şeker ilacı almıyorum. Ciddi anlamda şekerim normal değerlere düştü, şeker ilacını kestik. Artık hastalığın bize vermiş olduğu bir şey mi yoksa kullanılan ilaçlar mıdır yoksa yaşadığım olaylar mıdır bilmiyorum. Şekerim yok şu anda, tansiyon ilaçlarımı kullanıyorum. Ama bu arada böbrek değerlerim çok yüksek çıkmaya başladı. Şimdi böbrek ilaçlarına başladım. Belki hastalık olduğu için bir zarar vermiştir bilemiyorum ama şunu hatırladığımı biliyorum. Mart ayının başından sonuna kadar hiç hatırlamıyorum, hayatımda yok. Dostlarımı arayıp helallik istediğim günden itibaren zaman dilimini hiç hatırlamıyorum. Ne yaptılar, nasıl geçti, kurtulur muyum, kurtulmaz mıyım ya da yaşantım ile ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Kapalı ortamlarda aile içi de olsanız mesafeli oturmak lazım çünkü dışarı çıkıp girdiğinizde mikrobu göremiyorsunuz size bulaştığında da hissetmiyorsunuz. Onun için gelen misafirleri de açık alanlarda ve bahçelerde ağırlamak lazım. Eşiniz de olsa mesafeyi korumanız lazım. Kesinlikle dışarıda otururken de içeride otururken de maskemizi takmalıyız. Hemen gittiğimizde elimizi yıkamalıyız, her bir yere dokunduğumuzu hissettiğimizde elimizi yıkamalıyız. Ondan sonra mesafemize sürekli olarak dikkat etmeliyiz. Kapalı ortamları hiç tercih etmemeliyiz. Benim kaslarımın zayıfladığını ve 1 aylık süreçte de birçok şeyi hatırlamadığımı fark ettim. Bu hastalığın ne düzeyde ve nerelerimize zarar verdiğini bilemiyoruz."
(DHA)