Türkiye, milli parklar gibi koruma altındaki doğal değerlerini turizmin hizmetine açıyor. Bu amaçla hazırlanan planlarda sona gelindi. Doğal alanların safari, avcılık, rafting, trekking gibi etkinliklerde kullanılması planlanıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü tarafından 'Antalya’da korunan alanlarda Sürdürülebilir Turizm ve Yeni Açılımlar' toplantısı düzenlendi. Orman Bölge Müdürlüğü Osman Çolpak Salonu'nda gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu, Türkiye’de ilki 1958’de oluşturulan 41 milli park olduğunu, ülkemizin 200 tane de tabiat parkına sahip olduğunu söyledi. Son derece önemli olan bu alanlarda 4 bin endemik bitkiye, 450’den fazla havyan türüne ev sahipliği yaptığını anlatan Akıncıoğlu, bu yerleri salt koruma mantığı içinde korumanın doğru olmadığını ifade etti. Bu alanları insanların istifadesine sunarak korumanın daha doğru olacağını kaydeden Akıncıoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından bu amaçla hazırlanan planların bitmek üzere olduğunu açıkladı. Korunan alanlarda sürdürülebilir eko turizmin nasıl gerçekleştirebileceği sorusunun cevabını aradıklarına değinen Akıncıoğlu, “Bu anlamda Türkiye çapında yaptığımız ilk toplantımızın Antalya’da olması anlam ifade ediyor. Artık deniz turizminin; doğa, eko turizme doğru kaydığını müşahade etmekteyiz. Bu son derece güzel bir gelişme.” dedi.
Antalya’nın doğal kaynaklar açısından son derece zengin ve önemli bir il olduğunu belirten Akıncıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyada şu anda doğallığın daha fazla muhafaza edildiği alanlar öne çıkıyor. Ülkeler buna gidiyor. Son derece önemli alanlarımız var. 4 bin endemik bitkimiz. 450’den fazla hayvan türümüz var. Bu tüm Avrupa kıtasından daha büyük zenginliğe eş değer. İnsanlarımıza bunu göstermek, istifadelerini sağlamak büyük vazifedir.”
Vali Yardımcısı Recep Yüksel de Türkiye’nin bu alanda bol ürüne sahip olmasına karşın geliştirip, pazarlamasında yetersiz kaldığını savundu. Milli parklarla ilgili kanunun sert bir koruma statüsüne sahip olmasına karşın kullanmaya elverişli olduğuna işaret eden Yüksel, “Mart 2011’den Mart 2012’ye kadar yerli ve yabancı ziyaretçiye 550 bin lira katkıyla avlaklarımızı sunmuşuz, ama yeterli değil. Avlanma sınırlarımızda olan köy ve kasabalarımıza genel müdürlük bütçesinden 210 bin TL katkı sunmuşuz. Yeterli değil. Korunan alanlar yasayla tanımlanmış statüde olsa da kullanmaya elverişli.” diye konuştu.
TURİZM 12 AYA ÇIKAR
Antalya 6. Bölge Müdürlüğü Şube Müdürü Osman Yöntem, il bazında ihtiyaç olan doğa turizmi eylem planlarının uygulanmasının sonuçlarını değerlendirdi. Yöntem, planların uygulanmasıyla koruma alanları etrafındakilerin iş imkanına kavuşacağını, genel ekonomiye katkı sağlanacağını, kırsal kesimin ulaşım ve iletiminin iyileşeceğini, yerel mimari gibi geleneksel öğelerin korunacağını, turizmin 12 aya çıkacağını savundu. Yöntem, hedeflerinin Antalya’ya gelen turist sayısını önümüzdeki 5 yılda iki katına çıkarmak olduğunu sözlerine ekledi.
EKO TURİZM TERÖRE DE PANZEHİR
Aralarında dünyanın en yüksek tepesi Everest de olmak üzere birçok ülkede tırmanış sporu gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi öğretim görevlisi ve AKUT Temsilcisi Yılmaz Sevgül, eko turizm gibi hedef odaklı turizm hareketlerinin tahmin edilenden çok daha farklı faydaları olabildiğine dikkat çekti. Doğubeyazıt'ın, her yıl Ağrı Dağı’na tırmanacak 2 bin 500 turist ağırladığı bilgisini veren Sevgül, “Esnafla konuştuğunuzda PKK’dan nefret eder. Bilirler ki ekmek parasını engeller. Öyle bir şey istemezler. 2 bin 500 turist onların karnını doyuruyor. Bu bilinçli olarak öne çıkarılırsa terörü önler. En iyi önlemlerden biri olacağını bilmenizi isterim.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin doğal değerlerini ön plana çıkarmasıyla birlikte yıllık 23 milyon olan turist sayısına 10 milyon daha eklemesinin mümkün olacağını savunan Sevgül şöyle konuştu: “Hedef odaklı turist hiçbir şey dinlemez. Bomba patlasa dinlemez. Ben Kafkaslara tırmandım. Oradaki terörü dinlemedim. Hedef odaklı turist daha iyi para da bırakıyor.”
TÜRKİYE’NİN İLK PANPARKS ALANI KÜRE DAĞLARI OLDU
Toplantıda Avrupa’nın vahşi alanlarını ön plana çıkarmak ve gelecek nesillere bırakmak için kurulan Panparks Vakfı’nın Koruma Müdürü Vlado Vacura da bir sunum yaptı. Panparks’ın 2015’te Avrupa’da bir milyon hektarlık yaban alanını koruma altına almayı amaçladığını anlatan Vacura, Türkiye’den sertifika verdikleri ilk alanın Küre Dağları Milli Parkı olduğunu söyledi. Panparks sertifikası alabilecek alanları belirlemek için Antalya’da bulunduğunu anlatan Vacura, Termessos, Köprülü Kanyon ve Akseki gibi yerleri gezeceği bilgisini paylaştı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz