Koruncukköy, 26 yılda 400 çocuğa sıcak yuva oldu

İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - Çocukların şefkat ve sevgiyle büyümesi, sağlıklı bir ortamda yaşaması, oyun ve eğlence olanaklarından yararlanarak çağdaş bir eğitim alması ve yeteneklerini geliştirmesi amacıyla Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (Koruncuk) tarafından 26 yıl önce faaliyete geçirilen Bolluca'daki Koruncukköy, kurulduğundan bu yana 400 çocuğa sıcak bir yuva oldu.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Koruncuk Vakfı Başkanı Avukat Figen Özbek, beden, ruh, ahlak gelişimleri ve şahsi güvenlikleri tehlikede olan, anne veya babasız ya da her ikisi tarafından terk ve ihmal edilen, her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan, başıboşluğa sürüklenen çocuğun korunma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bu tanım kapsamındaki çocukların, 1992'de hizmete giren, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iş birliği içerisinde işletilen Bolluca'daki Koruncukköy'de barındırıldığını ifade eden Özbek, "Çocuklar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü Çocuk Hizmetleri Bölümünden köyümüze geliyor. Yasaya göre çocuğun aile ve akrabaları hangi ilde ise korunma ihtiyacındaki çocuk da o bölgedeki kuruluşlarda bakım hizmeti almak durumunda. Biz vakıf olarak bu tür çocuk köylerine Türkiye'nin her yerinde ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

Çocuk köyünde şu an yaklaşık 112 çocuğun kaldığı dile getiren Özbek, şöyle devam etti:

"Ayrıca köyde kalmayıp, dışarıda lisans eğitimine devam eden 20'ye yakın üniversite öğrencimiz bulunmakta. Koruncukköy 12 aile evi, 3 gençlik evi, kültür merkezi, açık ve kapalı spor salonlarından oluşmakta. Köyümüzdeki 12 aile evimizden sorumlu 12 bakıcı anne ve 12 teyzemiz var. Bugüne kadar yaklaşık 400 korunma ihtiyacındaki çocuk Koruncukköy'de yaşamını sürdürerek hayata atıldı. Çocuk köyleriyle korunma ihtiyacındaki çocukların güvenli bağlanma modeliyle en iyi koşullarda yetiştirilmesini sağlıyoruz. Aile bağlarının kopmaması adına biyolojik olarak çoklu kardeşlerin kabulüne önem veriyoruz. Korunma ihtiyacındaki çocukların yaşamlarını sürdürdükleri yerleşim birimi olan çocuk köyümüzün en önemli özelliği çocuklara sağlıklı bir aile ortamı ile güven dolu bir yaşam sunmasıdır.

Köye gelen bir Koruncuk, öncelikle Aile Evi'ne alınarak anne, teyze ve kardeşleriyle yaşamaya başlar. Çevre okullara gider, sportif ve kültürel aktivitelere katılır. Yaşam, her normal ailede olduğu gibi sürer. Ergenlik çağına geldiğinde kız erkek ayrı olarak Gençlik Evi'ne geçer. Gençlik liderleri sorumluluğunda bir grubun içinde kişisel sorumluluk üstlenmeyi öğrenir, kendini geliştirme fırsatı bulur."

- "Urla'daki Koruncukköy'de 100 çocuk kalacak"

Koruncuk Vakfı Başkanı Avukat Figen Özbek, ikincisi İzmir Urla'da yapılan çocuk köyünün inşaatının tamamlandığını dile getirerek, ilgili yerlere başvurarak süreci takip ettiklerini söyledi.

Koruncukköy Urla'da ilk etapta yaklaşık 100 çocuğa hizmet verileceğini belirten Özbek, "Şu anda Koruncukköy Bolluca ve Koruncukköy Urla dışında üzerine çalıştığımız yeni bir çocuk köyü projemiz yok. Bağışlarla desteklenen bir vakıfız. Bağışlarımızı bireysel, kurumsal ve geliştirdiğimiz özel projelerden elde edilen gelirler oluşturuyor. Bu noktada bağışların sürekliliği bizler için çok önemli." dedi.

Özbek, korunma ihtiyacındaki çocuklarla ilgili farkındalık ve bilinçlendirme oluşturmanın önemini vurgulayarak, çocukların korunmaya ihtiyaç duymaması için düzenledikleri Ana-Baba Okulu gibi eğitimlerin benzerlerinin farklı kuruluşlar tarafından da gerçekleştirilerek yaygınlaştırılabileceğini kaydetti.

Aile bağlarını güçlendirilmesinin de korunma ihtiyacındaki çocuk sayısının artmasını önleyebileceğini vurgulayan Özbek, korunma ihtiyacındaki çocuklar için koruyucu ailelik veya evlat edinme seçenekleriyle çocuğun aile yanında büyümesine destek olunabileceğini dile getirdi.

Özbek, vakıf olarak korunma ihtiyacındaki çocuk sorununa çareler üretmeye çalıştıklarını belirterek, "Koruma öncesi, koruma ve koruma sonrası aşamalarında önleyici, koruyucu ve iyileştirici çalışmalar yürütüyoruz. Ancak bağışçılarımızla çok daha güçlüyüz. Bu noktada toplumsal sosyal sorumluluk bilinci çok önemli. Unutmayalım ki şefkat, sevgi ve anlayış görme her çocuğun hakkı. Her çocuk sevgiyle büyümeli." ifadelerini kullandı.​