Meslek hayatı boyunca terör örgütleri ile mücadele eden Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, önce Devrimci Karargâh üyesi olduğu gerekçesi ile tutuklandı, sonra Odatv davasında sanık oldu. Ergenekon örgütüne yardım ettiği ileri sürüldü. PKK ve TİKKO örgütlerinin propagandasını yaptığı iddiasıyla hakkında 2 ayrı dava açıldı. 2 kez memuriyetten, 3 kez de meslekten atıldı. 3 yıl 8 ay sonra Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali kararı’nın ardından cezaevinden çıktı. Özgürlüğe adım attığı ilk günlerinde soruları yanıtladı:
BENİMLE İLGİLİ TALİMATI HOCA’DAN ALDILAR
Tutuklanmanızdan sonra Fethullah Gülen sizin için ‘Allah taksiratını affetsin’ diye bir cümle kurdu? Bu sözü nasıl değerlendirdiniz?
Hocanın o sözünü özel yetkili mahkemelerdeki ve diğer savcılıklardaki Cemaat mensuplarına bir talimat olduğunu biliyorum. Yani diyor ki ‘Bu adam hakkında yapabildiğiniz her şeyi yapın’. Zaten olup biten de onu gösteriyor. Talimatı aldılar. Talimata uygun olarak benim hakkımda yapılacak her şeyi yaptılar.
Cemaat’in Türkiye’ye verdiği tahribat nedir? Aynı soruyu hükümet için de soruyorum?
Tüm devlet sistemi içerisinde, güvenlik bürokrasisi içerisinde hesap edilemeyecek büyüklükte bir tahribat var. Bu halen de bitmiş değil. Geniş bir süreci kapsayacak. Güvenlik bürokrasisinde güven sorunu oluşmuş durumda. Herkes birbirinden şüpheleniyor. Devlet çalışamaz halde. Mesela sırf bu Cemaat yapısının önü kesilsin diye telefon dinlemeleri ile ilgili öyle kararlar aldılar ki şimdi kendileri telefon dinleyemez hale geldi. Bu önümüzdeki günlerde güvenlik zafiyetlerine yol açacak. Moral değerler açısından da hesap edilemeyecek derecede büyük bir tahribat var.
EN BÜYÜK HATA DENETLEYEMEME
Telefon dinlemesi gibi konularda alınan tedbirlerle güvenlik zafiyetlerinin oluşabileceğini söylüyorsunuz. Ancak bir taraftan da MİT’in yetki ve sorumluluğu ile ilgili yeni düzenlemelere gidiliyor? Bu normal mi?
Şu anda güvenlik güçleri telefon dinlemeleri ile ilgili çok zor mahkeme kararı alıyor. Bir takım özel araştırmalar yapamıyorlar. Bunun yanında sizin de söylediğiniz gibi hükümet bu olayları önlemek adına bir takım yeni düzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemeler de hukuk düzenini bozuyor. Makul hukuk sisteminde olmayacak kurallar çıkarılıyor. Çünkü bu yapıyı önlemek için bu kanunlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Aynı şekilde hukuk tanzim etmeye çalışıyor. Bunu tanzim etmez ise paralel yapıyı önleyemiyor. Tanzim ederken de hukukun kendisi zarar görüyor. Bu, antibiyotik almak gibi. Mikrobu öldürürken kendi bünyeniz zarar görüyor. Ağır antibiyotik tedavisi gibi. Bu süreç epeyce devam edeceğe benziyor. Sistem ister istemez zarar görüyor. Onun için bu yapının ülkeye verdiği zarar çok ağır.
Türkiye’de suçla mücadelede kullanılan telefon dinlemesi ve teknoloji yöntemleri ile ilgili bir denetim mekanizması var mı?
Belki de sıkıntının büyüğü burada başlıyor. Hükümetin en büyük hatası bu sistemi denetlememesidir. Ben şunu iddia ediyorum: Hiçbir yasaya ihtiyacım yok. İstedikleri şekilde herkes her şeyi dinlesin. Yeter ki dinleyenleri üst makam denetlesin. Kimse hata yapamaz.
Ortam dinlemesi ve özel hayata ilişkin kamera kayıtları... Bunlar denetimsizliğin ürünleri midir? Hâlâ bir takım kayıp dinleme ve izleme cihazlarının varlığından bahsediliyor, sizce birilerinin elinde bu cihazlar var mı?
Herkesin devlet imkân ve kabiliyetlerini kötüye kullanması ne manaya geliyor? Susurluk’ta ne oluyordu; devletin polisi, jandarması elindeki silahı kötü kullanıyordu. İnsanları infaz ediyordu. Bu nasıl görevini kötüye kullanıyorsa burada da hâkim ve savcı görevini nasıl kötüye kullanır? Kötü soruşturma yapar, kötü karar verir. Silah kullanma hakkı yok. Diğeri de aynı şeyi yapıyor. Biri silahını kullanıyor, diğeri de kalemini veya kararını kötüye kullanıyor. Olaya bakarken böyle bakmak lazım. Görevini iyi yapan hâkim adaletin tecellisine katkıda bulunuyor, kötü yapan hâkim de Susurluk dönemindeki infaz timinde görev yapan adam gibi oluyor. Bence çok insana bu kaset komplosunu kurdular. Belki bir kısım insanlar onlara boyun eğdi. Bir kısım insanlar tabi oldu. Şantaja uğrayan insan sayısı hâlâ bence belli değil.
CEMAAT’E SORUŞTURMA KOORDİNASYONSUZ
Şu anda Cemaatçi olduğu iddia edilen yapıdaki güvenlik bürokrasisindeki kişilere yönelik soruşturmaları nasıl görüyorsunuz?
Bu kadar büyük bir yapı çok kısa sürede operasyonel noktaya getirilemez. Bu grup kamunun içerisine yerleşmiş elemanları vasıtasıyla eylemler yapıyor. ‘Terzi kendi söküğünü dikemez’ derler. Güvenlik kuvvetleri belki vatandaşın işlediği suçları çabuk ortaya çıkartır ama kendi personelinin işlediği suçları ortaya çıkarmak biraz daha güçtür. Bu soruşturmalar iyi koordine edilmeli. Şu anda koordine eksikliği göze çarpıyor. Böyle bir makam gözükmüyor.
Yabancı servis ihtimali sıfır
Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan toplantının sızmasını, orada yapılan dinlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece Dışişleri Bakanlığı’nın odası dinlenmiş değildir. Onu yapabilmeniz için en az 100 tane dinleme yapmış olmanız gerekir. 100 tane dinleme yaparsanız ancak sağlıklı netice alabilirsiniz. Elde ettiğiniz 10 dinlemeden de ancak birini kullanabilirsiniz. Telefon dinlemek belki kolay ancak ortam dinlemesi dediğiniz işi zorlaştırır. Çok daha ciddi bir ekibe ve çalışmaya ihtiyacınız vardır. Aynı zamanda profesyonel bir gruba da ihtiyanız vardır. Yapılanlara baktığınızda bunun böyle olduğunu görüyorsunuz.
Kasetler aynı merkezin işi mi?
Bu kapasitedeki bir olayı Cemaat değil, Cemaat’in Emniyet’teki birimleri yapabilir. Onların kullandığı teknoloji ile bu yapılabilinir. Başka biri yapsa da ortaya çıkartılır, aydınlatılırdı. Başbakanlık’taki böcekler konusunda da genel değerlendirmem başka birinin yapma şansı yok. O dinlemeleri de aynı yapının yaptığını düşünüyorum. Başbakanlık da sanırım bu konuda aynı şeyi düşünüyor. Orasının sürekli denetimi var. Oradakilerden habersiz kimsenin yapması mümkün değil.
Bu dinlemelerde yabancı servis ihtimali nedir?
Sıfırdır. Yabancı servis ihtimali yoktur. Onlar başka türlü yöntemler kullanırlar. Onlar için ayrıca böyle bir dinleme risktir. Priz içine böcek koyma yöntemi, polisin, kanunu uygulayan birimlerin yöntemidir. Herhangi bir ülkedeki polis, jandarma bu yöntemi kullanır. Yabancı servisler çok daha farklı cihazlar kullanır. (Hürriyet)