Kovid-19 öncesi kapalı gişe oynayan tiyatrocular sahneyi ekrana sığdırdı

BEKİR BEKTAŞ - Antalya'daki Kırmızı Kalem Sanat Merkezi Ayan Beyan Doğaçlama Tiyatro Grubu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında geçici olarak evlerinden sahne almaya başladı.

Antalya'daki Kırmızı Kalem Sanat Merkezi çatısı altında faaliyet gösteren Ayan Beyan Doğaçlama Tiyatro Grubu yeniden sahneleri ve seyircilerine kavuşmak için gün sayıyor.

Bu süreci değerlendirmek ve insanları eğlendirmek isteyen grup, evlerinden yaptıkları canlı yayınlarla seyircilerinin karşısına çıkıyor.

Grubun sosyal medya hesaplarından canlı yayımlanan doğaçlama gösteriye, seyirciler de evlerinden interaktif olarak katılma şansı buluyor.

Tiyatro grubunun üyeleri, izleyicileriyle yeniden bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyor.

- "Evlere sanat, eğlence, kahkaha götürmeye çalıştık"

Merkezin genel sanat yönetmeni Kutsal Kaynak, AA muhabirine, Kovid-19 salgını öncesi oyunlarının kapalı gişe oynadığını, çok sayıda takipçilerinin bulunduğunu kaydetti.

Sahnenin kapanmasının ardından, izleyicinin kendilerine oyunlarla ilgili sorular sormaya başladığını anlatan Kaynak, grup üyeleriyle konuşarak, oyunları merkezin sosyal medya hesaplarından canlı yayımlamaya karar verdiklerini vurguladı.

Oyunun adını da koronavirüs ve karantina kelimelerinden esinlenerek, "Ayan Beyan Korontina" verdikleri belirten Kaynak, "Bazı yerleri revize ettik, bazı bölümleri çıkardık ve eklemeler yaptık. Tabii ki sahnenin tadını, havasını yakalaması kolay olmasa da en azından karantina sürecinde insanların hastalık gibi sebeplerle yaşadıkları bu kaygılı durumda biz de üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. Evlere sanat, eğlence, kahkaha götürmeye çalıştık. Olumlu tepkiler de aldık." ifadelerini kullandı.

- Aynı sahnedeler ama birbirlerinden uzaktalar

Tiyatro oyuncusu Başak Polat da doğaçlama tiyatronun seyirciden enerjisini alan bir yapıya sahip olduğunu belirtti.

Online sistemdeki en büyük güçlüklerden birinin de seyircinin enerjisi olduğunu vurgulayan Polat, şunları söyledi:

"Seyircinin alkışı, kahkahası, oyuncunun gözlerindeki o enerji, hepsi bir bütün. Haliyle bunların yokluğunu hissediyoruz. Sadece küçük bir ekranın karşısındayız. Başlarda avuçlarımdan terler aktığını hissettim. Oyuncu arkadaşımdan güven alarak oynuyorum. Aynı sahnedeyiz ama o benim çok uzağımda. Ama zamanla alışmaya başladık. Böyle bir şeyi yapmak zorundaydık gibi hissediyorum. Çünkü şu günlerde sanata da ihtiyacımız var."