Köylüler Nilüfer Çayı'nın Temiz Akması İçin Ayaklandı

Bursa'da köylüler ve sivil toplum örgütlerinin Nilüfer'e bağlı Çaylı köyündeki toplantısında, "Nilüfer'de zehir istemiyoruz" sloganları atılırken, Bakanlığın kestiği 75 bin liralık cezaların caydırıcı olmadığı vurgulandı.

Bursa’nın yaz kış denize akan tek deresi olan Nilüfer Çayı’nın fabrikaların kimyasal atıkları ile her geçen gün giderek kirlenmesine karşı köylüler birleşti. Kampanya kapsamında bir araya gelerek seslerini duyurmak isteyen köylüler, Çayönü köyünden sonra Çaylı köyünde bir araya geldi.

Köyün meydanında yapılan eyleme, çok sayıda sivil toplum örgütü ve meslek örgütü ile köylüler katıldı. Bölgedeki pek çok çiftçinin ürünlerini bu çaydan suladığını ifade eden köylüler, "Bu suyu hayvanların bile tüketmesi sakıncalıyken, önderdiğimiz numune örneklerden 'içebilirsiniz' diye zamanında rapor gönderdiler. Kokusundan bile gelen misafirlerimiz durmak istemiyor. Bizler buna zoraki olarak alıştık” dedi.

“BU SUYLA BÜYÜYEN SEBZELER KANSER YAPIYOR”

Nilüfer Çayı’nın Bursa kent merkezine girdikten sonra kirlendiğini ifade eden Bursa Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ali Uluşahin, “Nilüfer Çayı zehir akıyor. Yaptığımız analizler sudaki kimyasal madde oranının çok yüksek olduğunu gösteriyor. Kimyasallar, suyun içindeki oksijeni bitiriyor ve çürükçül bakteriler ortaya çıkıyor. Suyun çürümüş yumurta gibi kokması da bundan kaynaklanıyor. Kimyasal maddeler ile sulanan sebzeler yenildiğinde vücuttaki o kimyasallar artık atılmıyor. Bunun sonucunda da sinir hastalıklarından tutun kanser ve cilt hastalıklarına kadar birçok hastalık baş gösteriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Nilüfer’i kirleten bazı kuruluşlara 75 bin TL ceza kesti. Bu yeterli değil. Sağlığımızın değeri 75 bin lira olamaz. Birlik olup caydırıcı cezalar kestirmeliyiz. Hiçbir şey Bursa’nın kirlenmesinin bedeli olamaz. Hangi sektörlerin bu kirliliğe yol açtığını biliyoruz” diye konuştu.

“ARTIK BİRLİK OLUP 'HAYIR' DEMELİYİZ”

Daha önce Nilüfer Çayı'nda balık tutuklarını ve yüzdüklerini ifade eden Bursa Tabipler Odası ve Çevre Komisyonu Üyesi Dr. Şeref Tuzcu, artık derenin yanından bile geçemediklerini ifade ederek, "Bizler Nilüfer Çayı’nın etrafında yerleşmiş insanlarız. Bu toprakta büyüdük. Bu toprakta çocuklarımızı büyütüyoruz. Buradan başka gidecek yerimiz yok ama kanalizasyon akan ya da kimyasal akan çayı istemiyoruz. Nilüfer Çayı’nda sadece sanayi değil, Bursa’nın diğer atıkları da var. Nilüfer tüm Bursa’nın sağlığını tehdit ediyor fakat buraları biz kirletmiyoruz. O zaman kirletenlerin kirletmesini önlemekten başka çaremiz yok. Artık birlik olup buna 'hayır' demeliyiz” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZA KÖTÜ MİRAS BIRAKMAK İSTEMİYORUZ”

Konuşmacıların sözleri sık sık köylüler tarafından atılan, "Nilüfer'de zehir istemiyoruz" sloganlarıyla kesildi.

Toplantının sonunda söz alan Ekolojik Yaşam Derneği (EKO-DER) Başkanı Arca Atay, "Bizim bıraktığımız mirasın üzerinde çocuklarımız hayatlarını sürdürecek. Bizler onlara kötü bir miras bırakmama adına çaba göstermeliyiz. Nilüfer Çayı’nın balık tutulan yüzünü çocuklarımız hiçbir zaman görmedi ama bizler görmeleri için çaba sarf ediyoruz. Fabrika atıklarını Nilüfer Çayı’na dökenlerle ilgili dik duruş sergiliyoruz. Çocuklarımıza kötü bir miras bırakmak istemiyoruz" dedi.

Toplantının yapıldığı köy meydanına asılan, "Nilüfer Çayı temiz aksın", "Su yaşamdır kirletilemez", "Fabrikalar, zehirli atıklarınızı Nilüfer Çayı'na dökmeyin", "Tarım ürünlerimizi sanayinin zehirli sularıyla sulamak istemiyoruz", "Nilüfer için bütün köylüler birleşti" pankartları dikkat çekti.