ADDİS ABABA (AA) - TUFAN AKTAŞ - Etiyopyalı Müslüman tarihçi Dr. Adem Kamil Faris, Habeşistan'a hicret eden Müslümanlara Kral Necaşi'nin gösterdiği hoşgörü ve ilkeli duruşun günümüzde yaşanan göçmen krizi için iyi bir örnek olabileceğini söyledi.
İslam tarihi üzerine çalışmalar yapan 59 yaşındaki Faris, AA muhabirine, hayatını Müslümanların Habeşistan’a (Etiyopya) yaptığı hicreti araştırmakla geçirdiğini anlattı.
Ailesini kaybettikten sonra 7 yaşında Suudi Arabistan’a giden ve abisinin yanında büyüyen Faris, Mekke, Cidde ve Riyad’da eğitim gördü. Yaklaşık 28 yıldır Kral Necaşi ve dönemi üzerine çalışan tarihçinin çok sayıda makalenin yanı sıra bu alanda basılmış 5 kitabı bulunuyor.
Faris, aynı zamanda Kral Necaşi’nin İslam’ın bu topraklarda yayılmasına sağladığı katkıları da tartışıyor.
Habeşçede “hükümdar” anlamına gelen ve Batı dillerinde "negus" imlasıyla yazılan "negasi" kelimesinin Arapça kullanımı olan “necaşi” aslında Habeş krallarına özgü bir unvan.
- “Kral Necaşi göçmen krizinde örnek olmalı”
"Habeşistan'a gelen Müslüman göçmenlere hem Etiyopya Kralı hem de halkı tarafından kucak açıldı." diyen Faris, bu tavrın günümüzdeki göçmenlere yönelik kötü davranışların son bulması ve yaşanan göç krizlerinin çözümünde dünyaya örnek olabileceğini söyledi.
Etiyopya topraklarının Müslüman, Hristiyan ve Yahudilere ev sahipliği yaptığını ve onların kültür ve tarihine sahip çıktığını dile getiren Faris, İslam’ın bu topraklara birçok İslam şehrinden çok önce geldiğini hatırlattı.
- “Habeşistan başlangıç noktası”
Faris, “İslam, kutsal Medine şehrinden 7 yıl, Filistin’den 21, Suriye ve Irak’tan 18, Mısır’dan 24 yıl önce 615’te Habeşistan topraklarına ulaştı.” dedi.
İlk hicret eden Müslümanların bugün Eritre’de yer alan antik Aduli Limanı'na ve oradan da Aksum’daki Necaşi Sarayı’na ulaştığını belirten Faris, Habeşistan topraklarının dünyaya yapılan İslami çağrının başlangıç noktası olduğunu ifade etti.
- “Müslümanlar yoksulluğa ve cahilliğe itildi”
Etiyopya’da İslam mirasının korunamaması ve İslam’ın tüm bölgeye yayılamamasını Etiyopyalı Hristiyan hükümdarların Müslümanlarla yaptığı savaşlara bağlayan Kamil, “Buna rağmen Etiyopya tarihte Mekke’den sonra ikinci önemli merkezdi.” diye konuştu.
Kamil, Habeşistanlı yöneticilerin tüm ülke sathında Müslümanlar üzerinde Hristiyanlaştırma çabaları gösterdiklerini ve Müslümanları yoksulluğa ve cahilliğe ittiğini söyledi.
Bugün ülke nüfusunun yüzde 14’ünün şehir, yüzde 86’sının ise kırsalda yaşadığına vurgu yapan Kamil, resmi makamların belirttiğinin aksine ülke nüfusunun yüzde 60’ının Müslüman olduğunu ifade etti.
- “En büyük rol ulemaya düştü”
Geçmişte İslam’ın korunmasında en büyük rolü kırsal kesimdeki ulemanın aldığını ve halka onların yön gösterdiğini anlatan Kamil, ülkenin doğusunda kurulan İslam emirliklerinin fetihlerinin ise çok fazla ileriye gidemediğini hatırlattı.
Khalwa adı verilen medrese tipi okulların bugün yok olmaya yüz tuttuğuna dikkati çeken Kamil, 50 yıl önce ülkenin kırsal kesiminde ulemaların ve bu eğitim kurumlarının çok yaygın olduğunu söyledi.
Faris, “Teknolojik gelişmeler ve hocaların toplumda aldığı rolün yok olması, gençlerin ilgisizliği ve mali sebepler buraların yok olmasına yol açtı.” dedi.
- “Türkiye’nin yardımına ihtiyacım var”
Ülkenin İslam mirasının öncelikle Müslümanlar tarafından korunmadığını ve bazı değerli tarihi parçaların çalındığını belirten Kamil, “Ülkedeki İslami mirası korumak için müzeler inşa edilmesi ve Khalwa gibi dini okulların geliştirilmesi gerekiyor. İslami kaynakları toplamaya devam ediyorum ve bu konuda Türkiye’nin de yardımına ihtiyacım var. “ ifadelerini kullandı.
Faris, hükümetin uzun yıllar göz ardı etmesine rağmen son yıllarda İslami mirasın korunmasına yönelik girişimler başlattığını ve bunu değerlendirmeye başladığını vurguladı.
Etiyopya’daki mevcut özgürlük ortamının bugün Müslümanlar için bir avantaj olduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Faris, Müslümanların eğitime katılma oranının çok yüksek olduğunu ve ilerleyen yıllarda okumuş kesimin büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturacağını ifade etti.