"Yarışmada kimin eli, kimin cebinde belli değildi. Kamp sırasında bana uygun olmayan bazı şeyler gördüm. Bu kalitesiz yarışmada benim ne işim var dedim. Kamp döneminden bu yana yarışmacı kızlar sürekli olarak değişiyordu. Her gelen kız daha kalitesiz ve vasıfsızdı. Nedense kaldığımız otel de sürekli değişiyordu. Bana yabancı diye tanıtılan kızlar ana dilleri gibi Türkçe konuşuyorlardı. Bu işte bir numara var, bu kızlar neden bu kadar vasat? Nasıl böyle iyi Türkçe konuşabiliyorlar? Ve neden dökülüyorlar anlayamadım. Yalnızca ben değil, yarışmadan tüm sponsorlar da yavaş yavaş desteğini çekiyorlar."
Manken Başak Emre'nin bu iddiaların ardından gözler Dünya Medeniyetler Kraliçesi Yarışması'nın onursal başkanlığını yapan Süha Özgermi'ye çevrildi.