Kraliyet ailesi denildiğinde pek çok kişin aklına katı kurallarla örülen bir hayat gelir. Kraliyet Ailesi’nin üyeleri ve aileye evlilik yoluyla katılan kişilerin uyması gereken kurallar açıktır. Ailenin gelinleri ve damatları için kurallar aslında düğün töreniyle birlikte başlar. Kraliyet düğünleri bir şablon içerisinde ilerler. Damat, madalya ve nişanlarla dolu üniformasını giyer. Gelinlik mutlaka İngiliz bir tasarımcının atölyesinden çıkar. Sarayın etrafındaki kalabalık Kraliyet çiftine tezahürat eder. Ancak düğünün planlama aşaması da oldukça önemlidir. Sizler için Kraliyet düğünlerinin perde arkasındaki kuralları araştırdık.
Her günün olmazsa olmazı ve çiftlerin en büyük sorunu davetli listesi ile oturma düzenidir. Elbette ki Kraliyet düğünü için de davetli listesi önemli bir detay olacaktı. Prens Harry ve Meghan Markle 19 Mayıs 2018’de Windsor Kalesi’nde evlendiğinde kraliyet geleneklerine tamamen meydan okudular. Çift, tarihte ilk defa bir kraliyet düğününün davet listesinden siyasi ve dini liderleri çıkardı. Kendilerinden önceki asillerin çoğu, diplomasi adına daha önce hiç tanışmadıkları yüzlerce misafiri davet etmek zorunda kalmışlardı. Tarih boyunca kraliyet düğünlerine ortalama 2000 kişi davet edildi. Oturma planı ise kişilerin önem sırasına göre yapıldı. Çok önemli kişiler ön taraflarda yer alırken önem sırası düşen kişiler arka sıralarda kendine yer buldu.
Yıllar öncesinde gerçekleşen düğünlerde ise günümüzdeki kadar ihtişamlı bir görüntü yoktu. Bazı evlilikler gizli bir şekilde gerçekleştirildi. Örneğin VIII. Henry’nin Aragonlu Catherine’den ayrıldıktan sonra Anne Boleyn ile nerede evlendiği bilinmiyor. Çünkü bu evlilik papanın izni olmadan gerçekleşmişti
Günümüzdeki Kraliyet düğünlerinde kullanılan beyaz gelinliğin tarihi yakın bir geçmişe dayanır. 19. yüzyılın başlarına kadar gelin seçtiği herhangi bir renkte gelinlik giyebiliyordu. Özellikle mavi ve siyah renkler sık olarak tercih ediliyordu. Ancak beyaz gelinlik ritüeli Kraliçe Victoria’nın düğününde tamamen değişti. Victoria’nın tercih ettiği bu beyaz gelinlik sonraki yıllarda bir trende döndü.
Günümüze kadar ulaşan en eski gelinlik ise 1816 yılında evlenen Prenses Charlotte’a aitti. İpek jartiyer, gümüş ve dantel kumaştan oluşan bu gelinlik 10.000 sterlin değerindeydi. Bu gelinlik günümüzde Kraliyet Tören Kıyafetleri Koleksiyonu’nun bir parçası olarak Hampton Court Sarayı’nda korunuyor.
Kraliyet düğünleri yıllar içerisinde değişti ancak düğün yemekleri he daim gösterişliydi. Çünkü düğünde seçilen yemekler bir nevi güç ve zenginliğin göstergesiydi. Geyik eti ve badem ezmesi menünün olmazsa olmaz parçalarıydı. modern düğünlerin en önemli simgesi pasta oldu. Pastaya o kadar önem atfediliyordu ki Kraliçe Victoria’nın düğün pastalarından biri 150 kg ağırlığında yapılmıştı. Benzer şekilde 1923 yılında evlenen Prens Albert’in düğün pastası üç metre yüksekliğindeydi.
Görkemli ve uzun süren düğün törenin sona ermesiyle birlikte misafirler Kraliyet çiftine odalarına kadar eşlik eder. Bu gelenek aslında “yatak töreni” olarak isimlendirilen özel bir olaydır. Yatak töreni de tıpkı düğün ziyafeti gibi benzer katı kurallara tabi tutuldu. Gelinin yardımcıları, onun kıyafetlerini çıkarıp yatağa öyle götürürdü. Damada safran, karanfil, tarçın, zencefil ve hindistan cevizi gibi keskin baharatların karışımından oluşan bir içecek verilirdi. Bu karışımın sağlığa faydalı olduğu ve erkeğe cesaret verdiği düşünülürdü. Misafirler, çiftin odasının önünden genellikle yavaş ayrılırdı. Bazen gelin ve damadın çıplak bacaklarının birbirine değdiğini görmek isterlerdi ki bu durum bir tamamlanma işareti olarak kabul edilirdi. Gelin ve damadın özel hayatı yoktu. Onların her hareketi büyük bir ilgiyle izlenirdi. Bunun sebebi, kraliyete ait her detayın devlete ait olduğu düşüncesiydi.
Geleneksel olarak, kraliyet aileleri arasında yapılan bir evlilik uluslararası ittifakları sağlamlaştırmanın en etkili yollarından biri olarak görülmekteydi. Örneğin VIII. Henry’nin Aragonlu Catherine ile evlenmesi, İngiltere’ye güçlü bir İspanyol müttefik getirdi. Bu nedenle özellikle kraliyetin erkek üyeleri “yabancı” bir kadınla evlenerek yüzyıllar boyunca süren bir gelenek oluşturdu. Bu geleneği kraliyetin kadın üyeleri de sürdürdü. Örneğin Kraliçe Elizabeth, Danimarka ve Yunanistan Prensi Philip ile hayatını birleştirdi. Son yıllarda bu kraliyet geleneği biraz daha esnemiş olsa da evliliklerin her zaman İngiliz hakimiyetini güçlendirecek nitelikte olması bekleniyor.