ANKARA (İHA) - Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Kretschmer, Türkiye'nin son 2.5 yıldır yerine getirdiği mevzuat düzenlemelerinin kendilerini şaşırttığını, ancak hala uygulama konusunda endişelerinin olduğunu dile getirdi.
Kretshmer, Türkiye'deki reform sürecini baltalamak istemediklerini ancak, Türkiye'nin uluslararısı yükümlükler ve AB müktesebatını yerine getirmemesi durumunda AB ile ilişkilerini kesmek zorunda kalacağı uyarısında bulundu. Kretschmer ayrıca, Türkiye'ye müzekare sürecinin verilmemesinin dini ve kültürel nedenlere bağlanmaması gerektiğini, Avrupa'da bugün 14 milyon müslümanın yaşadığını hatırlattı. Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin başlayabilmesi için tarih alınması için ortak bir deklerasyona imza atan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refik Baydur, Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç ve Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, AB'ye üye devletlerin büyükelçileri ile biraraya geldi.
Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Kretschmer Türkiye'nin AB üyeliğini değerlendirdi. AB'ye girişin karmaşık bir mesele olduğunu belirten Kretschmer, tüm aday ülkelerin belirli kriterleri yerine getirme zorunluklarının olduğunu hatırlattı. Kretschmer, siyasi kriterlerin çok önemli olduğunun altını çizerek, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ve azınlıkların korunması için gerekli alt yapıların yapılması gerektiğini belirtti. Hükümetin 2.5 yıllık çalışmasından çok memnun olduklarını vurgulayan Kretschmer, "Son 2.5 yılda mevzuat konusunda çok önemli adımlar atıldı. Oldukça hassas konularda tahmin ettiğimizden daha rahat sonuçlar elde edildi. Bu konuda hükümet net bir tavır sergiledi. Hükümet etkileyici ve başarılı bir performans sergiledi. Türkiye olmasaydı Kıbrıs konusunda böyle büyük bir gelişme kaydedilemezdi. Bu çabalar devam etmeli, hız kesilmemeli" dedi.
Kretschmer, 2003 yılında hazırlanacak ilerleme raporunda özellikle yargının bağımsızlığı, sivil-asker ilişkisi, insan hakları ve temel özgürlükler, farklı dil ve lehçelerde yayın ve konuşma gibi kültürel haklar ile zorunlu göç konularında eksiklikler olduğunu dile getirerek, "Reformlar için pek çok kanun çıkarıldı. Anayasa bile değiştirilebilir ama uygulama çok önemli. Uygulama olmadan değişikliklerin bir anlamı yok. İlerleme raporunda en fazla uygulama konusu izlenecek" diye konuştu. Uygulamaların parça parça yerine sistematik bir halde yapılması gerektiğini dile getiren Kretschmer, uygulama için Türkiye'nin önünde 4 aylık bir zaman olduğunu hatırlattı. Komisyonunun 2004 ilerleme raporunun müzakere tarihi için tavsiye niteliği taşıyacağını anlatan Kretschmer, gündeme gelen Anayasa değişikliğinde dini özgürlükler, ifade özgürlüğü ile toplanma ve dernek kurma özgürlüklerinde mevzuat eksiklikleri olduğunu belirtti. "Reaksiyon ve baskı olmadan kendiliğinden uygulamaya geçilmiyor" diyen Kretschmer, AB'nin Türkiye'den yüzde yüz uygulama istemediğini, bunun zor bir süreç olduğunu belirterek, Aralık'ta verilecek karanın Türkiye'deki gelişmelerin yeterli ya da yeterli olmadığı şeklinde verileceğini söyledi.
Kretschmer, AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlamama kararının sonuçlarını da değerlendirdiğini vurgulayarak, "Reform sürecini baltalamak istemiyoruz. Türkiye gibi büyük bir ülke ekonomik açıdan da istikrarlı olursa AB daha da güçlenir" dedi. Müzakerelere başlama tarihinin alınmasının, doğrudan üyelik kararı çıktığı yönünde anlaşılmasının yanlış olacağını vurgulayan Kretschmer konuşmasına şöyle devam etti:
"Müzakereleri yürüten aday ülkenin tüm kuralları bütünüyle uygulaması gerekiyor. Bunun için üyelik müzakere sürecinin başarı ile sonuçlanması gerekiyor. Bu alanda Türkiye uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmede çok iyi bir durumda değil. Bu iradeyi gösterememesi istekli olmadığına dair düşünceleri oluşturuyor. Ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle de hukuk devleti olmasına şüpheyle bakılıyor. Uluslararası yükümlülüklerinin yanısıra, aday ülke olarak AB yasal düzenlemelerine de uyması gerekiyor. Türkiye üyelik sürecinde tüm koşulları yerine getirmedi. Tüm üyeler bu koşulları yerine getirmek zorunda bu koşullar yerine getirilmezse risk ortaya çıkar. AB ile ilişkilerini kesmek zorunda kalır".
Kretschmer, Türkiye'nin üyeliği ile ilgili Avrupa'da düşmanca tavırların olmadığını, sadece endişelerin olduğunu dile getirerek, lobi hareketleri ile kamuoyunun olumsuz görüşünün değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ekonomik dengesizlikle ilgili haberlerin de kesilmesi gerektiğini anlatan Kretschmer, Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesinin sadece dini ve kültürel gerekçeler ile yorumlanmaması gerektiğini söyledi. Kretschmer, "Dini ve kültürel farklılıklar çok önemli değil. Avrupa'da bugün 14 milyon müslüman yaşıyar. Kabul edilmemesi tek başına bunlar ile açıklanmamalı" diye konuştu.
TİSK Başkanı Baydur ise Kretschmer'ın açıklamalarına katılmadığını ancak Türkiye-AB ilişkilerinin siyasi olduğu yönündeki konuşmasının doğru olduğunu belirterek, "En yakınımızdakine bile kendimizi anlatamamışız. Ancak misafirperverliğimizin gereği olarak konuşmasındaki yanlışlıkları burada dile getirmeyeceğim" dedi.