YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Küçük Şehir ile Büyükşehir Arasında -Toplu Taşımacılığın Sorunları-

Büyükşehir toplu taşıma sorunlarının tartışılması, öneriler.

“Lojmanlarda inecek var” diyor yolculardan biri.

Şoför geniş camlı kara gözlüklerle kapatmış olduğu gözünü dikiz aynasına çevirip

“Lojmanlara kadar gitmiyoruz, Eğitim'den döneceğim” diyor.

Az önce bir minibüsten ellerinde eşyaları ile o otobüse aktarılmış olan gergin yolcu biraz daha geriliyor.

“Kardeşim, sizin bir güzergahınız yok mu? Neden keyfi davranılıyor. Kimi otobüs, minibüs şoförleri lojman yol ayrımına kadar götürürken diğer kimileri şurada, burada indiriyor” diye soruyor ve ekliyor “hem bu aktarma işi nedir yahu iki adım yolda yolcu mu aktarılırmış? Önce aktarma yapıyorsunuz, sonra da şuraya kadar giderim, buraya kadar gitmem diyorsunuz”

Şoför de sesini yükseltiyor. Karşıdakine akla ziyan gelen bir şey söylüyor.

“Kardeşim, ne konuşuyorsun, sen zaten benim yolcum değilsin. İnip gelmeseydin minibüsten.”

Sanki onun otobüsü minibüse göre beş yıldızlı bir araç da yolcu oraya gelince çok mutlu olmuş gibi kendi yanlışı olan yolcu aktarma problemini, sıkıntıyı sineye çeken yolcuya yüklüyor.

Yolcu da, “niye durup yolda minibüsün yolcusunu alıyorsunuz. Ben mi dedim sana dur bizi aktar diye. Sen durmasan, minibüs nereye aktaracak yolcuyu. Eğer beni aldıysan, benim sorumluluğumu da aldın demektir” diyor.

Şoför dikiz aynasından yolcuya biraz sert bir şekilde,

“Hiç de sorumlu değilim, sen minibüsün yolcususun, kafamı bozma in arabamdan” diyor.

Yolcu “bu böyle olmaz beni indirirsen seni şikayet ederim, bu hareketini basında da yazarım” deyince de şoför aracı kavşakta durduruyor, sesini daha da yükselterek “git istediğin yere şikayet et, “kafamı bozma şimdi inerim arabadan”diyerek bir de tehdit ediyor. Ona destek veren muavini de kabalaşarak “in git arabadan, uzatma” diye horozlanıyor.

Otobüsteki diğer yolcuların gözleri önünde olup bitiyor bütün bunlar. Arka tarafta üç genç ve bir aile var. Onlar ses çıkarmıyorlar.

Adam aziz ramazan günü bunlarla uğraşmaktansa, aracın durduğu yerde, rektörlük kavşağında eşyalarını alıp inmeyi tercih ediyor arabadan.

Şoför yolcuyu indirdikten sonra da direksiyonu kırıp gerçekte gitmesi gereken yere, daha önce gitmeyeceğini söylediği yere, lojmanlara doğru gidiyor.

Tabii tartıştığı lojman yolcusunu yarı yolda bırakarak yapıyor bunu.

Yolcu araçtan inmeden önce şoförün hemen arka tarafında bulunan paneldeki şoför hatalarının bildirileceği telefon numaralarının üstünün başka kağıtlarla tam anlaşılmayacak şekilde neredeyse tamamen kapatılmış olduğunu fark ediyor.

Neyse ki elindeki cep telefonunda daha önce başka bir otobüsten alıp kaydettiği şikayet numarası var ve hemen araçtan indikten sonra o numarayı arıyor.

Hattın diğer tarafındaki görevli önce şehir dışında olduğunu söylüyor. Ancak şikayet edenin hiç susmadan derdini anlatması karşılığında onu sabırla dinliyor. Söz araçtan araca aktarılmış olmaya geldiğinde de yolcuya önce “siz minibüsün yolcusuymuşsunuz, otobüsün o anlamda hakkı var” mealinde bir şeyler söylüyor.

Anlaşılan o da otobüs şoförü gibi aktarma ile alınan sorumluluğun tam olarak farkında değil. Yine de şehir içi taşımacılıkta yolcu aktarmanın hem aktaran, hem de aktarılan araçların şöförleri açısından yanlış en azından ayıp olduğunu eminim ki o da biliyor. Yine o eminim ki aktarılan yolcuların da bundan çok memnun kalmadıklarının bilincinde.

Sonra olayın detaylarını da şikayetçiden dinledikten sonra “tamam, gereken yapılacaktır” mesajını veriyor. “Ben otobüsleri de, şikayet konusu plakalı aracı kullananları da tek tek tanıyorum, şikayetinizin gereği yerine getirilecektir” diyor.

Şikayet sahibi şikayeti yaptığı telefonun kendisine ait olduğunu, her durumda ne gerekiyorsa yapacağını bildiriyor. Karşıdaki kişi “durağa gelirseniz, gerekenin yapıldığını görürsünüz” şeklinde teminat da veriyor. Önce durağa gidebileceğini söyleyen şikayetçi, daha sonra biraz düşündükten sonra işi kişiselleştirmemek, şoför esnafıyla yaka paça olmamak adına durağa gitmemesinin daha uygun olacağını düşünüyor. Telefonun diğer ucundaki sorumlu kişinin elinde telefon numarasının olduğunu, gereği halinde kendisine ulaşılacağını bildiğinden durağa gidip zorlamayı anlamsız buluyor.

Durağa gitmek yerine, olayın yazıya dökülüp yetkililerin, sorumluların ve diğer insanların dikkatine sunulmasının çok daha doğru olacağını düşünüyor ve bilgisayarının başına geçip bu yazıyı yazıyor.

O, sistemin bir parçası konumundaki bir kısmı ücret karşılığı çalışan kimi şoförlerin ya da sorumsuz kişilerin başkalarına da “git istediğin yere şikayet et” diyerek bildikleri yanlışları yapmaya devam etmemeleri için yapıyor bunu.

İşin vebalini, sorumluluğunu kendi omuzlarından kaldırıp bu işin gerçek sorumlularının omuzlarına koymak için yapıyor.

Ulaşımda toplu taşımayı kullanan, bu sektörün ekmeğinin kaynağı durumundaki yolcuların, toplu taşıma müşterilerinin haklarını aramaları konusunda daha duyarlı ve bilinçli davranmalarına katkıda bulunmak, bu yolla sistemin tez zamanda doğru ve sağlıklı çalışmasını sağlamak için yapıyor.

Bu satırların yazarı şehrin bütün güzergahlarında insanların şu ya da bu şekilde, az ya da çok sorunlar yaşadıklarını bizzat kendi deneyimleri ile biliyor ve hem toplu taşıma esnafı, hem vatandaşlar için sorunların en kısa zamanda olabildiğince düşük düzeylere inmesini için üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getiriyor.

Üniversite kampusü gibi gerçek şikayetlerin yapılması muhtemel güzergahlarda bile yolcuya yanlış yapanların, haksızlık edenlerin dayandıkları, güvendikleri şeylerin neler olduğunu merak ediyor. Bu mentalitenin arkasındaki boşluğun belirlenmesi ve giderilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu konuda yetkili ve sorumluların hem sıkıntıları giderme hem de insanları bilgilendirme anlamında sürece daha etkili şekilde katılmalarını diliyor.

*

O biliyor ki, eş-dost, hısım-akraba, kafa-kol ilişkilerinin hala geçerli olduğu yerlerde kurallara çok aldırmadan çalışan, her boşluğu kullanan kimi küçük şehirlerin toplu taşıma araçlarının şoförlerinin egoları ve hareket alanları büyük olur. Büyük şehirlerin toplu taşıma araçlarının şoförleri çeşitli şekillerde denetlenirler, uyarılırlar ve diğerlerinin aksine onların da keyfi hareket alanları dar, sorumluluk duyguları yüksek olur.

O biliyor ki, küçük şehirlerin toplu taşıma araçları güzergahlarını zaman zaman değiştirir; yolcu aktarır, aracın yönetimini muavinlerin eline verir, bazen gereğinden fazla yavaş, bazen kuralların dışına çıkarak yüksek hızda seyredebilirler. Büyükşehirlerde bunlara kolay kolay rastlayamazsınız. Çünkü bu hataları yapanlar büyük cezalarla yüz yüze geleceklerini bilirler. Bu konuda deprem sonrası ülkemizin başka büyük şehirlerinde yaşamış olan hemşehrilerimizin tamamı bilgi ve deneyim sahibidirler.

O hem kendisi için, hem de toplu taşıma ile içiçe yaşamak zorunda olan bütün Vanlılar için artık kimi taşıma sorunlarının çözülmesini istiyor.

Hem kendisi hem de toplu taşıma kullanan ve çoğu zaman derdini anlatmakta zorluk çeken diğer yurttaşlar için istiyor ki,

Kimi sistemi bozan, diğer dürüst toplu taşıma esnafını ve çalışanlarını da zora sokan ve gerçekte sayıları az olan, sorunlu toplu taşıma araç sahipleri ile onların egoları şişirilmiş, yanlış yapmayı adet haline getirmiş şoförleri görevleri esnasında yapacakları yanlışların karşılıklarını yasalar çerçevesinde fazlasıyla göreceklerini öğrensinler.

O biliyor ki,

İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum birer büyükşehirdirler. Bu büyükşehirlerin tamamında kamu kuruluşu niteliğindeki belediyelerin güzergahlarını, seyir zamanlarını keyfi olarak değiştirmeyen araçları vardır. Bu şehirlerdeki özel halk otobüs ve minibüsleri de keyfi olarak güzergah değiştirmezler, haksız yere yolcuyu köşeye sıkıştırmazlar, canları istedikçe direksiyonlara muavinleri oturtmaz ve araçlarında bangır bangır müzik ve radyo çalmazlar.

Ve soruyor;

Neden Van gibi bir büyükşehirin insanları evlerine, işlerine çalışan toplu taşıma araçlarının hangi saatlerde hangi duraklarda olması gerektiğini bilmezler?

Neden bir büyükşehirin insanları kendilerine sık sık sorulan falan yolda, filan noktada inecek var mı sorularından sonra güzergah dışına çıkan toplu taşıma araçlarında bir anlık gafletle var demedikleri için bambaşka yerlere giderler. Başka yerlere gitmemek için bu soruları pür dikkat ve endişe ile beklemek zorunda kalırlar?

Neden tanımadıkları bir yere taziye ziyaretine giden insanlar gitmesi gereken son noktaya ulaşmadan dönen toplu taşıma araçlarının gadrine uğrar yolun bir yerinde indirilir, sonrası için de telefon edip kendilerinin aldırılmasını isterler?

Neden bir büyükşehirde kış akşamları saat 23.00 olduğu zaman bütün yönlere doğru toplu taşıma akışı durar, bir iki nöbetçi araç kalmaz?

Neden vatandaşın çok haklı olduğu yakınmalarında bile sık sık toplu taşıma araçlarının sürücü ve muavinleri ile olmaması gereken tartışmalar yaşanır?

Neden otobüs ve minibüslere asılan şikayet numaralarının çok büyük bir bölümü kısa zamanda ya silinir, ya üzerine başka şeyler asılarak kapatılır ve bu numaraları yazdıranlar durumu görmezden gelirler?

Neden yapacak başka onlarca işi olan bir adam bunları bir kenara koyup kendisini böyle bir yazı yazmak zorunda hisseder?

Neden kimi araçlar kapasitelerinin çok üstünde yolcu alarak diğerlerinin soluk almasını engellerler, bayan yolcularını açıkça köşeye sıkıştırırlar ve bir denetimle, ceza ile karşılaşmazlar?

Neden dürüst çalışan yüzlerce toplu taşıma esnafının içindeki sayıları parmakla gösterilen ve her zaman kuralları ihlal eden, olay çıkaran, yanlış yapan insanların bu işi yapmaya devam etmelerine izin verilir? İlgili kamu otoriteleri neden buna etkili şekilde müdahale edemezler? Dürüst, namuslu şoför esnafı neden bunları aralarından ayıklayamazlar?

Eğer Van küçük bir şehir olsaydı belki Bingöl gibi kendi çözümünü bulur, gece gündüz şehir içi her yere 4.- TL'na giden taksilere biner bütün bunlarla muhatap olmazdı. Öyle değil, Van gerçek bir büyükşehir ve gerçek sorunlarının çözümü için gerçek çözümlere ihtiyaç duyuyor.

Artık Vanda da şikayetlerin sümenaltı, şikayetçilerin gözardı edilmemesi gerekiyor. Diğer bütün büyükşehirlerde olduğu gibi şikayet sisteminin sağlıklı işletilmesi, toplumun tamamını ilgilendiren sorunların kökünden çözülmesi acil bir zorunluluk olarak ilgililerin önünde duruyor.

Toplu taşıma şoför esnafı da, toplu taşımadan kamu adına sorumlu kişi ve kuruluşlar da diğer insanlar da şunu çok iyi bilsinler ki bu satırların yazarının hiç kimse ile kişisel bir sorunu yoktur. O toplu taşımacılığın önemli ve kutsal bir görev olduğunun, bu işi düzenli yapan şoför esnafının saygıdeğer olduğunun farkında. O toplu taşıma işini canla başla en iyi şekilde yapan insanların görevlerini en iyi şekilde yaptığını da biliyor ve onlara saygı duyuyor.

O biliyor ki sorun toplu taşıma işinin kendisinde değildir. Sorun kurallara uymayan, yolculara saygısı olmayan ve toplu taşıma personeli olarak çalışan az sayıdaki insandadır. O insanların eğitilerek sisteme entegre edilmeleri ya da sistem dışı bırakılmaları toplu taşımacılık ve toplu taşımacılıktan yararlanan insanlarımızın güvenliği için zorunlu ve gereklidir.

Bu satırların yazarı çiçeği burnunda büyükşehirimizin toplu taşıma sorunlarını en kısa zamanda ve en etkili biçimde aşılması için üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirdiğini düşünmektedir. Bunu kendisi, diğer yurttaşlar, toplu taşıma işinde namusuyla çalışan dürüst insanlar ve bu konuda sorumlu ve yetkili olan insanlar için yapmaktadır. Bu yazıyı yazarak Van'ın bir an önce gerçek bir büyükşehir olmasına katkı sağlamaya çalışmaktadır.

O özel sektör taşımacılığının gerçekten yetersiz kaldığı hallerde yerel yönetimlerin acilen toplu taşıma işinde sorumluluk almaları, düzenli, büyük, geniş otobüslerle; mümkün olan yerlerde raylı sistemlerle, metrolarla devreye girip vatandaşın derdine çözüm olmaları gerektiğini de düşünmektedir.

Bu alanda, sahada çalışan insanların eğitilmeleri, halkla ilişkiler ve yaptıkları işin teknik ayrıntıları konusunda bilgilendirilmeleri, sorumlu kılınmaları gerektiğine, mümkünse belli bir yeterliliği olmayanların sistem içine alınmamalarının doğru olacağına inanmaktadır.

Daha önce de bu köşede dile getirmiş olduğum gibi yaşadığımız şehir Van artık eski Van değildir. Deprem öncesi ile kıyaslandığında bile çok büyümüş, çok daha geniş bir alana yayılmıştır. Sorunlu toplu taşımacılık her zaman ve herkes için sıkıntı kaynağı durumundadır.

Sorunun etkili ve sağlıklı bir şekilde çözülmesiyle başta sektörün içinde çalışanlar olmak üzere taşıyan, taşınan, yöneten herkes rahat edecektir.

Takdir halkımızın ve yöneticilerimizindir.

NOT: Bu satırların yazarı yazının başında anlatılan olay sonrası plaka ve saat de belirterek yetkili telefon numarasına yaptığı şikayetin nasıl değerlendirildiğini de merak etmektedir. O yetkili numarada bulunan ve gereğinin yapılacağını söyleyen arkadaşın herkes öğrensin diye neler yapıldığını yazının altındaki yorum kısmına yazmasının ya da olmuyorsa kendisinde bulunan şikayetçi telefona cevap vermesini beklemektedir.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler