Hayatta herkesin korktuğu ya da çekindiği şeyler olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak bu korku düzeyi fobileri belirler. Hatta bu korkuların bilimsel boyutta bir karşılığı da olabilir. Eğer hoşlanmadığınız hatta nefret ettiğiniz şeyler size özgü sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz. İşte görünce çok şaşıracağınız fobiler...
Uzun kelimelerden korkma fobisini ifade eder. İronik olarak bu korkuya verilen isim tıp litateratüründeki en uzun fobi ismidir. Bu fobinin sahiplerinin hastalığın adından korktuğunu da belirtmemiz gerekir.
Pediofobi adından da anlaşılacağı üzere Türkçe’ye oyuncak bebek korkusu olarak geçmiştir. Pediofobiye sahip olan kişiler sadece korkunç olan bebeklerden değil; oyuncak bebek ayırt etmeksizin hepsinden korkarlar. Oyuncak bebeklerin yanından bu korku vitrin mankenlerini ve robotları da kapsar.
Spesifik korkular sınıfına giren Agirofobi, karşıdan karşıya geçme hallerinde aşırı korkuya kapılma durumudur. Sıkça araba korkusu ile karıştırılsa da birbirlerinden farklıdırlar. Agirofobik kişiler, arabalardan tamamen arındırılmış bir yolda bile karşıdan karşıya geçerken ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu korku elbette şehirde yaşamayı zorlaştırır.
Yemek yapma korkusu olarak isimlendirilen, “Mageirocophobia” Yunanca’da yemek yapma becerisi olan anlamına gelen “Mageirokosdan” kelimesinden türetilmiştir. Bu fobiyi yaşayan insanlar genelde yemek yapan insanları görünce bir korkuya kapılıyor çünkü kendilerini bu konuda yetersiz görüyorlar. Bu bozukluk, eğer kişi yalnız yaşıyorsa aşırı zayıflamasına ve sağlıksız beslenmesine yol açabilir.
Geletofobi, hakkında dalga geçilmesi ve gülünmesi korkusudur. Çoğu insan kendine gülünmesini sevmese de bu durumu içselleştirerek korkan ayrı bir grup da var. Bu insanlar, her kahkahanın kendileri hakkında olduğunu düşünüyorlar.
Spesifik korkular sınıfına giren Ksantofobi, sarı renkten korkmak anlamına gelir. Bazı renkler insanı istemsiz olarak tedirgin edebilir. Bu hastalığa sahip kişilerin sarı renge özel bir hassasiyeti vardır. Bu durum psikolojik hatta hormonal olarak hastalık yaratabilir.
Genel olarak bu hastalık kadınlardan korkmayı ifade eder. Genellikle çocukluk dönemlerinde anne, abla ya da öğretmen gibi kadın figürlerinden görülen kötü muamele bu korkunun kaynağını oluşturuyor.
İlk olarak 1904 yılında belgelenen katisofobi, hareketsiz kalamama durumu olarak da bilinir. Ama tam olarak 'bir yere oturma korkusu' olarak tanımlanabilir. Sivri bir şeyin üzerine yahut hemoroit gibi hastalıklar sonrasında görülebilir bu rahatsızlık. Bazı durumlarda ise okul zamanlarında ki cezalara dayanan bu fobi, tanımadığınız veya varlıklı insanların önünde oturunca ortaya çıkan farklı bir fobinin de işareti olabilir.
Bu hastalığın karşılığı fıstık ezmesinin damağa yapışma korkusu olarak tanımlanabilir. Bu kişiler fıstık ezmesinin üst damakta bıraktığı durumdan rahatsız olurlar.
En ilginç fobiler arasında yer alan Pentherafobi, temelde kayınvalideden korkmayı ifade eder. Gelin-kaynana tartışmalarının günümüze kadar ulaştığını düşündüğümüzde bu korku hiç boşuna olmasa gerek. Ancak bunu fobi derecesinde ciddi şekilde yaşayanlar genellikle evliliklerinde sorunla karşılaşıyorlar.