HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Külliye'den AYM'nin Can Atalay kararına tepki: İcrai bir etkisi yok

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Resmi Gazete'de yayımlanan Can Atalay'la ilgili AYM kararına tepki gösterdi. Uçum karar için, "Hukuk dünyasında icrai bir etkisi olmayacağı açıktır." ifadelerini kullandı.

Külliye'den AYM'nin Can Atalay kararına tepki: İcrai bir etkisi yok

Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına göre; Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin 'yok hükmünde' olduğu belirtildi. AYM'nin bu kararına Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'dan tepki gecikmedi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Uçum, kararının hukuk dünyası içinde icrai bir etkisi olmayacağını belirtti.

uç2

Uçum'un konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde;

Anayasa Mahkemesinin bir hükümlü milletvekili hakkında verdiği ve hukuken yok hükmünde olan kararı hakkında kısa değerlendirme:

Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun önceki ihlal kararlarını gerekçe göstererek ilgili milletvekilinin hükümlü olduğu dosya kararının kesinleşmediği sonucuna ulaşması pozitif hukuku tanımamak demektir.

AYM çoğunluğu ısrarla adli yargının en üst karar organı olan Yargıtayca verilen ve aşamalardan geçmiş kararı kesinleştiren onama kararını keyfi olarak reddetmektedir.

"ANAYASA GEREĞİ MÜMKÜN DEĞİL"

AYM çoğunluğunun TBMM’nin milletvekilliğinin düşmesine ilişkin tamamlama merasimini göz ardı etmesi Anayasa’nın 85. Maddesine açıkça aykırıdır. Çünkü 85. madde gereğince “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme … halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur” hükmü Anayasa Mahkemesinin denetimi dışındadır. Bu merasim tamamlanmış ve milletvekilliği düşmüştür. Bu merasimin (isterse eylemli iç tüzük değişikliği gibi uydurma bir gerekçeyle başvuru olsun) AYM tarafından denetimi Anayasa gereği asla mümkün değildir.

Mevzubahis kararın muhalefet şerhinde detaylı açıklandığı gibi, AYM çoğunluğu hem başvuruyu ele alma yönteminde (eylemli iç tüzük değişikliği şeklindeki uydurma gerekçeyi geçmiş içtihadına uygun değerlendirmeyerek) keyfi davranmış hem de Anayasanın 84. Maddesinin ikinci fıkrasına 85. Maddede getirilen AYM denetimi yasağını dikkate almamıştır.

"HUKUK DIŞINA ÇIKTILAR"

Bu nedenle azınlık görüşünde isabetle ifade edildiği gibi başvuruya görevsizlik nedeniyle ret kararı verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi bir hukuksuzluk halidir. AYM çoğunluğu bu kararla pozitif hukukun dışına çıkmış keyfilik alanına geçmiştir.

Öte yandan bu keyfi kararının hukuki değerlendirmesine bakınca karar verilmesine yer olmadığı kararının hukuk dünyasında icrai bir etkisi olmayacağı da açıktır.

Yani AYM çoğunluğu karar verilemesine yer olmadığına karar vererek aslında hukuken etkisi olmayan bir karar vermiş aslında gerçek bir karar vermemiştir. Hiç bir ilgili merci hukuken AYM’nin bu kararına göre hareket etmek veya işlem yapmak mecburiyetinde değildir. Bu karara göre bir işlem yapma imkanı da yoktur.

"YOK HÜKMÜNDE"

Dolayısıyla hukuki mana açısından sorunlu hukuki icra açısından yok hükmünde olan AYM çoğunluk kararının gerekçesine bakarak bir takım sonuçlar çıkarmaya çalışmak veya çağrılar yapmak beyhude çabadır.

En azından şuna dikkat edilmesi gerekir, gerekçe hüküm değildir. Gerekçenin tek başına hiç bir icrai etkisi olmaz. Bu nedenle konuya iyi çalışmadan aceleyle hatalı ve yanlış mesajlar atmamaya özen gösterilmesi gerekir.

Uçum ardından bir paylaşım daha yaparak şu ifadelere yer verdi;

AYM ÇOĞUNLUĞU MAHKEMENİN İÇTİHADINI DA TANIMIYOR!

Anayasa Mahkemesinin daha önce hükümlü milletvekillerine ilişkin yapılan başvurulardaki içtihadı “yetkisizlik sebebiyle ret” şeklindeydi. Aşağıda bilgileri verilen üç dosyada da yetkisizlik sebebiyle ret kararı verilmişti.

Peki şimdi ne değişti de AYM çoğunluğu mahkemenin içtihadını sürdürmek yerine “karar verilmesine yer olmadığına” karar veriyor. AYM çoğunluğu açık anayasa hükümlerini tanımadığı gibi mahkemenin içtihadını da elinin tersiyle itiyor. Bu yaklaşımla verilen bir kararın hukuk adına savunulması asla mümkün değildir.

Esas Sayısı : 2021/33
Karar Sayısı : 2021/23
Karar Tarihi : 31/3/2021
R.G. Tarih-Sayısı : 2/4/2021-31442
(Ömer Faruk Gergerlioğlu)

Esas Sayısı:2020/50
Karar Sayısı:2020/37
Karar Tarihi:25/6/2020
R.G. Tarih – Sayı:24/7/2020 – 31195 (Leyla Güven)

Esas Sayısı:2020/49
Karar Sayısı:2020/36
Karar Tarihi:25/6/2020
R.G. Tarih – Sayı:24/7/2020 – 31195 (Musa Farisoğulları)

En Çok Aranan Haberler