HABER

"Kültürel taban olmalı"

ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, belli bir kültürel tabanı olmayan toplumlarda insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi gibi kavramların evrensel anlamlarıyla yaşama geçirilmesinin olanaksız olduğunu belirterek, "Kültür, toplumsal yaşamı yönlendirdiği kadar siyasal düşünce ve davranışlara da etkide bulunur" dedi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen 'Cumhuriyetten Günümüze Türk Kültürünün Dünü, Bugünü ve Geleceği' konulu 5. Türk Kültürü Kongresi Başkent Öğretmenevi'nde başladı. 21 Aralık'a kadar sürecek Kongre'nin açılışına Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Ankara Valisi Yahya Gür ve çok sayıda bilim adamı katıldı. Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Kılınç, açılış öncesinde bir süre sohbet etti. Kongre'nin açış konuşmasını yapan Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk, Kongre'nin, Cumhuriyet'ten bugüne Türk kültürünün geçirdiği değişimi mercek altına alarak doğru bir şekilde ortaya koymayı amaçladığını söyledi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural ise Kongre'de 16 başlık altında toplam 80 yıllık yürüyüşün fotoğrafının çekileceğini ifade etti. Bu yürüyüşün temelinin Türk kültürü olduğunu anlatan Tural, kültürün, kişileri aşan, örtülü bir benzeştirmenin, milli benlik tepkilerinin sonucu olan bir değer olduğunu vurguladı. "Koruyucu ve zenginleştirici önlemlerle bu kültür yaşanmalı ve yaşatılmalıdır" diye konuşan Tural, bunun için de Türk kültürünün derinlemesine incelenmesi gerektiğine işaret etti.

Kongre'nin açılışında bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır, Türk kültürünün başlangıcının Cumhuriyet olmadığını belirterek, Türk kültürünün, tarihin başlangıcı kadar eskilere dayandığını ifade etti. Yalçınbayır, bugün başlayan Kongre'de ise Türk kültürünün Cumhuriyet'ten bu yana yaşadığı değişimin ele alınacağını kaydetti. Değişimin bir süreç olduğuna ve bu süreçte hem olumlu hem de olumsuz değişimler yaşandığına dikkat çeken Yalçınbayır, Türk kültürünün Cumhuriyet'ten bugüne kadar batıya yöneldiğini belirtti. "Bugün insan aklının vardığı seviye batı medeniyetidir" diye konuşan Yalçınbayır, Türkiye'nin bir yandan yerelleşme, bir yandan bölgeselleşmeyi yakalamaya çalışırken küreselleşmeyi de ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı. Yalçınbayır şunları söyledi: "Kültür bir yaşam biçimidir. Artık demokrasi de insanlık için bir yaşam biçimidir. Demokrasinin, toplumun her katında gerçekleşmesi Türkiye'nin barışına hizmet eden en büyük olgudur".

'AB'YE GİRMEK İÇİN ÇOK ÖZEL HEDEFİMİZ YOKTUR' Atatürk'ün 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' sözündeki yurtta barış ifadesinin iyi anlaşılması gerektiğini söyleyen Yalçınbayır, bir ülkenin kendi içindeki birliğin daha büyük bir birlik haline gelmesinin üç temeli bulunduğuna dikkat çekti. Bu temellerin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü olduğunu ifade eden Yalçınbayır, bunların herkesin eşit olarak kullanabilmesi gerektiğini belirterek, "Bizim Avrupa Birliği'ne girmek gibi çok özel bir hedefimiz yoktur. Bu kriterlere kendi insanlarımız hakettiği için ulaşmalıyız" dedi. Türkiye'nin artık çok iddialı bir ülke konumuna geldiğini kaydeden Yalçınbayır, Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2023 yılının, Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünyanın ilk 5 büyük ülkesi içine gireceği yıl olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise konuşmasında toplumların kültürel altyapısının önemine değindi. Sağlam kültürel altyapısı olan toplumların, geleceğe güvenle bakabileceklerini kaydeden Sezer, kendi öz değerlerine sahip çıkmayan toplumların ise sağlıklı gelişme gösteremeyeceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Sezer, "Belli bir kültürel tabanı olmayan toplumlarda insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi gibi kavramların evrensel anlamlarıyla yaşama geçirilmesi olanaksızdır. Kültür, toplumsal yaşamı yönlendirdiği kadar siyasal düşünce ve davranışlara, siyasal kurumların oluşmasına belli ölçüde etkide bulunur" şeklinde konuştu. Temel sorumluluklarının, Türkiye'nin kültürel zenginliklerine sahip çıkmak ve korumak, bunları daha da zenginleştirerek çağdaş dünyanın güçlü bir üyesi durumuna gelmek için çaba göstermek olduğunu vurgulayan Sezer, kültürel zenginliklerin korunmasında tüm kesimlere görev düştüğüne dikkat çekti.

'KÜLTÜREL YOZLAŞMAYA KARŞI KOYMAK' Dünyanın, yeni bin yıla hayatın her alanını etkileyen, koşulları ve olanakları farklılaştıran çok büyük dönüşümlerle girdiğini anlatan Sezer, bu dönüşümlerin yarattığı kavram ve değerlerin, toplumları, dünyaya yeniden ve farklı bakmak durumunda bıraktığını söyledi. Özellikle iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin, kültürler arası etkileşimi hızlandırdığına ve insanlarla ülkeler arasındaki ilişkilere yeni bir boyut kazandırdığına işaret eden Sezer, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin getirdiği yeniliklerin Türkiye'nin ulusal kültürüyle kaynaştırılması durumunda, Türkiye'nin kültürel değerlerini koruyacağı gibi bunların, ülkenin çağdaşlaştırılmasına olanak tanıyan bir yapıya kavuşmasını da sağlayacağını ifade etti. Sezer şunları söyledi: "Kültürel yozlaşmaya karşı koymak, toplumların kendi öz değerlerine sahip çıkması, kültürünü koruması ve yaşatmasıyla olanaklıdır. Bu amaç doğrultusunda gösterilen çabalar, tek tek bireylerden başlayarak ulusal bir seferberliğe dönüşürse başarılı olabilir." Konuşmaların ardından Piyanist Gülsin Onay bir konser verdi. Cumhurbaşkanı Sezer daha sonra Plastik Sanatlar Birliği Avrupa Konseyi Başkanı Ressam Mehmet Güleryüz'ün resim sergisini açtı. Sezer, beraberindekilerle sergiyi gezdikten sonra Başkent Öğretmenevi'nden ayrıldı.

En Çok Aranan Haberler