Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Medine’yi müdafaa etmekle görevli Fahrettin Paşa’nın İstanbul’a geri çağrılmasına rağmen 72 gün boyunca düşman kuvvetlerine direnmesini ve paşanın Hz. Peygamber aşkını konu alan ‘Kumandan, Medine Müdafii Fahrettin Paşa' isimli tiyatro oyununun galası Tuzla’daki İdris Güllüce Kültür Merkezi’nde yapıldı. İsmail Bilgin’in romanından uyarlanan oyunun senaryosunu Yusuf Akça yazarken, yönetmenliğini ve başrol oyunculuğunu da Kenan Korkmaz üstlendi.
Oyundan önce sahnede Cihan Haber Ajansı’nın soruların cevaplayan yönetmen Kenan Korkmaz, ‘Kumandan, Medine Müdafii Fahrettin Paşa’ isimli oyunun yaklaşık üç yıllık bir çalışmanın meyvesi olarak seyircinin karşısına çıkacağını belirtti. Korkmaz, “İki yıl boyunca senaryo çalışmaları kalem kalem tetkik edildi. Oyun 4-5 kişilik bir senaryo çalışmasının ardından saygıdeğer Yusuf Akçay’ın kalemi ile son şeklini aldı. Hikaye kurgusu tamamlandıktan sonra yaklaşık üç aylık prova süreci gerçekleştirildi. Son 15 gününde salonda ışık, ses, kostüm ve dekor ile birlikte yapılan prova çalışmalarının ardından nasip olursa seyircinin karşısına çıkacağız” dedi.
Oyunda Fahrettin Paşa’nın birkaç yönü üzerine eğildiklerini aktaran Korkmaz, bu özellikler arasından elemeler yaparak onun Peygamber’e olan aşkını, Peygamber’in kabrinin bulunduğu yer olan Medine’yi kalbinde kutsallaştırmasını ve bu nedenle de Medine’yi terk edilmeyecek bir yer, bir ‘son kale’ olarak görmesini, Osmanlı’nın Ortadoğu’daki son kalesini terk etmemek adına sadece isyancılarla ya da İngilizlerle olan mücadelesini değil, doğayla, açlıkla ve sıcakla olan mücadelesini ele aldıklarını söyledi. Fahrettin Paşa’nın oyunda sadece dünyaya kafa tutmasının ön plana çıkmadığını kaydeden Korkmaz, paşanın bir taraftan da aslında kendi hükümetine, padişahına kafa tuttuğunu anlattı.
Korkmaz, Fahrettin Paşanın itaatsizliğini onun son kalan kaleyi kurtarmak, kutsal olan Medine’yi muhafaza etmek adına yapmasından dolayı ‘kutsal bir başkaldırı olarak’ gördüklerini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısı ile bir insanın dünya karşısındaki o azimkar tutumu, kahramanca hareketi bu başkaldırıyı ‘kahraman’ olarak taçlandırıyor aslında, biz de Fahrettin Paşanın bu yönü üstündü biraz daha durduk."
Duygusal bir çalışma olan ‘Kumandan’ oyunu ile seyirciyi yanaklarından birkaç damla gözyaşı dökmeye zorlayacaklarını umduğunu aktaran Korkmaz, önemli olanın seyirciden sadece gözyaşı almanın olmadığını, asıl önemli olanın anlaşılır bir şeyi karşı tarafa aktarmak için bir algı oluşturmak olduğunu vurguladı. Korkmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Kahramanlık, vazifenin bitip göreve devam edildiği yerde başlar. Öyle bir kumandan ile karşı karşıyayız ki aslında vazife bitmiştir denmesine rağmen vazifenin bitmediğine kanaat getiren ve görevine devam eden bir kumandan var. Dolayısı ile bunun anlaşılır olması, bu mesajın net bir şekilde seyirciye aktarılması derdimiz olacak. Oyunda hem yönetmen hem de oyuncu olarak yer almak zor ama gurur verici. Bir taraftan yönetmen gözüyle oyunu değerlendirirken rolümü kaçırdığım anlar da oldu. Fakat oyuncularıma teşekkür ediyorum, onları takdir ediyorum, bu açığı onlar ellerinden geldiğince kapattılar. Onlar da bir bakıma benim yönetmenliğimi yaptılar. Zor ama gurur verici bir şey oldu. Umarız seyirci de yönetmenin oyun içerisinde olmasından kaynaklanan bir açık görmez. Biz bir açık bırakmayacağımıza inanıyoruz, elimizden geldiği kadar önem gösterdik. Oyunculuk olarak da inşallah Fahrettin Paşa’yı aktarmaya çalışacağız."
‘Kumandan, Medine Müdafii Fahrettin Paşa’ oyununun senaryo yazarı Yusuf Akça, oyun öncesinde verilen kokteylde Peygamber aşkını kendi bünyesinde, kendi ruhunda hisseden bir kumandanın hissiyatını seyirciye aktarabilmeyi amaçladıklarını ifade etti. Akça, savaş stratejileri ve dönemin konjonktürel yapısı ile ilgili çok fazla konu işlemediklerini söyledi. Oyunla Fahrettin Paşa’nın nezdinde bir Osmanlı subayının Peygamber’e olan aşkını ifade ettiklerini anlatan Akça, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amacımız emir komuta zincirinin metafizik bağlarla olan çelişkisini göstermek ve askeri hiyerarşinin bozulmasını da yansıtarak birinci dünya savaşında yoklukla mücadele eden bir kumandanın hem milletinin o fakru zaruret içerisindeki halini hem de askerinin kaybolan motivasyonunu Peygamber aşkı ile ayakta tutabilmesinin hakikaten insan aklını zorlayan ve günümüzün aklı ile algılayamayacağımız bir sonuca hizmet ettiğini göstermektir.”
Fahrettin Paşa’nın Medine Müdafaası’nın önemli cepheleri olduğunu kaydeden Akça, bunlardan bir tanesinin Fahrettin Paşa’nın Peygamber’e olan aşkının olduğunu, bir diğerinin de paşanın Peygamberimizin kutsal emanetlerini 2 bin kişilik bir muhafız alayı ile birlikte İstanbul’a göndermiş olmasını ve Medine’de savaşın verdiği yıkıntı, bozgun ve her türlü tahribat mevcutken bunu çok dikkate almayıp maneviyatı gündeme getirerek bir imar hareketini yürüttüğünü, bunun da ancak metafizik bir aşkla mümkün olabileceğini dile getirdi.
Fahrettin Paşa’nın savunmasının ancak peygamber aşkı ile ifade edilebileceğine işaret eden Akça, şöyle konuştu: “Söyleyeceklerimiz herhalde bu manada. Oyunda söyleyeceklerimizin, tiyatroda söyleyeceklerimizin ancak bu manada bir değeri vardır. Aksi takdirde dönemin gerek Arap gerekse İngiliz stratejileri ile savaş oyunlarıyla yansıtabilecek bir hususiyeti, bir özelliği yoktur. Oyunun genel karakteri Hazreti Peygamber’e bir kumandanın duyduğu aşk çerçevesinde işlenmiştir." Davetlilerin doldurduğu galaya Tuzla Kaymakamı Mümin Heybet ve Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı da katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz