Lorraine Mallinder
Montreal, Kanada
Dev cüsseli buz hokeyi oyuncuları dışında, Kanada deyince akla ne gelir? Ülkenin resmi milli sembolleri nelerdir? Örneğin en çok hangi hayvan Kanada'yı temsil ediyor? Lorraine Mallinder, Kanadalıların kimlik tartışmasını anlatıyor.
Kunduz mu, kutup ayısı mı? Kanadalılar, dünyanın geri kalanına kendilerini nasıl yansıtacakları konusunda, bu iki hayvan arasında bir seçim yapmak zorunda.
Tartışmanın fitili, Muhafazakar bir senatörün 70'li yıllardan beri Kanada'nın resmi amblemi olan kunduzu ''bozuk dişli bir sıçan'' diyerek aşağılamasıyla ateşlendi.
Kunduzu maziye gömme vakti gelmişti. Senatör, günümüz Kanada'sının ruhunu asıl kutup ayısının yansıttığını söyledi.
Irmaklarda çerden çöpten kurduğu ufak barajlarla çalışkanlığı ve alçakgönüllülüğü temsil eden kunduz, Kanada'nın geçmiş yüzyıllarına aitti.
Ülkenin uçsuz bucaksız ormanlarını ilk kez karış karış aramaya koyulan göçmenler, avladıkları kunduzların kürklerini Avrupa'nın modasever zenginlerine satarak Kanada'nın ilk temellerini atmıştı.
Muhafazakar senatör ve yandaşları, ''Artık kunduz faslını kapattık'' diyor. Oysa kutup ayısı, gerçek kuzeyli ruhunu yansıtan, gücün ve özgürlüğün sembolü olan bir hayvan...
Sevimli duruşuna aldanılmalı. Kutup ayısı, gıda zincirinin en tepesinde dimdik duran, gerektiğinde acımasızca saldıran, usta bir avcı.
Ama kunduz taraftarlarınca, ayı, fazlaca kabadayı.
Kanadalıların hangi hayvanın postunu bürüneceği tartışması, ülkenin değişen kimliğine ışık tutan ipuçları ele veriyor.
Uzun yıllar Kanada'yı ılımlı kunduzların memleketi olarak tanıdık.
Ama son zamanlarda Muhafazakar lider Stephen Harper'ın hükümeti altında, Kanada'nın çok daha sert bir yere dönüştüğünü düşünen çok.
Askeri harcamaları kayda değer biçimde artıran, kumlu petrol yataklarını -çevreye büyük zarar verdiği için eleştirilmesine karşın- işletmekte kararlı olduğunu vargücüyle savunan, sanatsal etkinliklere ayrılan devlet bütçesini kısan ve ceza yasalarını sertleştirerek ''süper hapishaneler'' kurmayı öneren Stephen Harper ve muhafazakar hükümeti, Kanada'nın yumuşak imajından çok farklı bir çizgide ilerliyor.
Ülkenin değişen havası medyada da hissediliyor. Kanada gazetelerinin yaklaşık dörtte üçü, bu yıl yapılan federal seçimlerde Muhafazakarları destekledi.
Gene bu yıl Sun News Network adlı yeni bir televizyon kanalı yayın hayatına katıldı. Televizyonun yöneticilerinin ifadesiyle amaçları, Kanada'ya hakim olan siyasi doğruculukla mücadele etmek.
Bununla aslında kimi kastettiklerini herkes anladı. Muhafazakarlar, Kanada'nın kamuya ait yayıncılık kuruluşu CBC'in liberallerin eline geçtiğini sık sık telaffuz ediyordu.
Oysa Kanadalı olmak, 60'lı yılların sonlarına -Başbakan Pierre Elliot Trudeau'nun damgasını vurduğu döneme gidecek olursak- çok daha farklı çağrışımlarla doluydu. Uzun süre görevde kalan Trudeau, dünya barışı ve nükleer silahsızlanma idealleri için kampanyalar yürüten, John Lennon ve eşi Yoko Ono'yu Montreal'deki eylemleri sırasında ziyaret eden, dostları arasında Fidel Castro'yu sayan bir liderdi.
Karizmatik karakteriyle Trudeau, dünya çapında tanınan bir liderdi.
Ne tipik bir başbakandı, ne de tipik bir Kanadalı. Ama birçoklarının gözünde, Kanada'nın sahip olduğu en iyi özellikleri şahsında toplamış bir insandı.
Belki de en önemlisi, özgür düşünen bir lider olmasıydı. Trudeau, güneydeki güçlü komşusundan birçok konuda farklı düşünen ve bunu dile getirmekten korkmayan bir başbakan olarak anılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri gibi dev bir komşuya sahip olmak, Kanadalılık kimliğinin oluşumunda kuşkusuz kilit bir öneme sahip.
Amerika'nın kendini temsil etmek için seçtiği kartalın menüsünde, kunduzların da bulunduğu unutulmamalı.
Kanadalıların kunduz yerine kutup ayısına yönelmesini işte bir de bu gözle değerlendirmekte fayda var.
Artık bizim de yumruğunu masaya vuran ülkeler arasına katılma vaktimiz geldi diye düşünen birçok Kanadalı var.
Fakat dünya haritasında zaten yeterince kartal, ejderha, ayı ve daha nice korkutucu hayvan yok mu?
Kunduzu emekliye ayırmadan önce, Kanadalılar yeniden düşünmeli.