ANKARA (İHA) - Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Halis Uysal, gerekli alt yapının hazırlanması halinde Fırat ve Dicle nehirlerinden, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan bazı illere su transfer edilebileceğini bildirdi.
Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Uysal, Türkiye'nin küresel ısınma riski taşıyan ülkelerin başında geldiğini, ayrıca çevre kirliliğinde de 40 ülke arasında ilk sırada yer aldığını hatırlatarak, bu nedenle radikal önlemler alınması gerektiğini bildirdi. Uysal, susuzluk ve çevre kirliliğine karşı alınması gereken önlemlerle ilgili olarak, "Acilen Mili Su Konseyi kurulmalıdır. Hatta daha ileri giderek Toprak ve Su Bakanlığı kurulmalıdır. Tarımsal sulamada acil önlemler alınmalı ve vahşi
sulamayı terk edip, su kaybı minimum olan dalama ve yağmurlama sistemlerine geçilmeli ve bunun için devlet tam destek sağlamalıdır. Kuraklık geçici değil kalıcıdır. Bunun için geçici tedbirler yerine kalıcı tedbirler alınmalığı, su gereğinden fazla kullanılmamalıdır" dedi.
Uysal, Fırat ve Dicle nehirlerinden yararlanarak başta Konya, Ankara, Afyon, Uşak, Manisa ve İzmir illerini içine alan bir projeyle bu illerin susuzluğuna çare bulunabileceğini savundu. Fırat ve Dicle nehirlerinin Türkiye'deki yıllık ortalama potansiyelinin 47.8 milyar metreküp olduğunu kaydeden Uysal, Suriye ve Irak'a söz verilen su miktarının verilmesi durumunda iki nehirden gelen suyun üçte birinin, 1.8 milyon hektarlık GAP alanının modern sulama yöntemleriyle sulanması halinde de ikinci üçte birlik kısmın kullanılmış olacağını ifade etti. Uysal, böylece toplam miktardan geriye kalan üçte birlik bölümünün Türkiye'nin su ihtiyacı olan başka havzalarında kullanılabileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu tamamen iyi bir planlamaya ve modern sulama yöntemlerini kullanmaya bağlıdır. Son üçte biri temsil eden kısımla 15.7 milyar hektar arazi daha sulanabilecektir. Böylece Türkiye'nin kuraklık sorunu yaşayan iç ve batı bölgeleri, tükenmeye yüz tutmuş yer altı suları tükenmeden suya kavuşacaktır. Tabii böyle davranılırsa sularının üçte birini başka havzalara transfer edecek olan Fırat ve Dicle'den elde edilecek enerji miktarında önemli düşmeler olacaktır. Burada karar, Türkiye'ye aittir. Biraz daha fazla enerji pahasına daha kurak ve yer altı suları sömürülmüş bir Türkiye mi? Yoksa modern sulama teknikleri ile daha verimli bir tarım yapan GAP oluşturmak ve buna ilaveten ülkenin kuraklık yaşayan ve yaşayacak olan iç ve batı bölgelerine çok önemli oranlarda su transferi yapmak mı? Bizce enerji, hidroelektrik olmasa da belli bir faturayla elde edilebilir. Suyu başka havzalara transfer etmenin de bir bedeli vardır ama kuraklaşmakta olan ülkeyle ilgili önlemler alınmazsa gelecek nesillere hesap verilemez."