Isparta'da bir tesis, ilk kez 1936 yılında bulunan ve aynı sayfada Allah lafızlarının alt alta gelmesi olarak açıklanan ''tevafuk'' yöntemiyle 162 çeşit Kur'an-ı Kerim basıyor.
Tesis Müdürü Ali Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kur'an-ı Kerim'in tertibinin Hz. Muhammed'in irşadı üzerine Fatiha Suresi ile başladığını ve Nas Suresi ile bittiğini kaydetti.
Eski dönemlerde kemik ve deri üzerine yazılmasının Kur'an-ı Kerim'in yazı itibarıyla güzelliğini ortaya koyamadığını dile getiren Yıldız, ancak zaman içerisinde kendisini Kur'an-ı Kerim'in yazılmasına adayan birçok hattat yetiştiğini söyledi.
''Kur'an-ı Kerim Mekke'de nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı'' sözünün ecdadın Kur'an-ı Kerim'in yazılmasına ne kadar önem verdiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Yıldız, hattatlardan en önemlilerinden birisinin Burdur'da yaşayan Hafız Osman Nuri olduğunu kaydetti.
Osman Nuri'nin 19. yüzyılda dünyada ilk kez ''Ayet berkenar'' denilen ve Kur'an-ı Kerim'in her sayfasının ayetle başlayıp ayetle bitmesi, bir ayetin diğer sayfadan devam etmemesi anlamına gelen yöntemle Kur'an-ı Kerim'i yazdığını anlatan Yıldız, ''Hafız Osman Nuri, Allah'ın verdiği ilhamla yeni bir yazı şekli geliştirmiş.
Yıldız, 1936 yılının Ramazan ayında Hafız Osman Nuri'nin yazdığı Kur'an-ı Kerim'i okuduğu sırada Allah isimlerinin alt alta geldiğini gören Bediüzzaman Said Nursi'nin kendisine, ''Kur'an-ı Kerim'in göze de hitap eden bir mucizesi olup olmadığını'' sorduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Bediüzzaman Said Nursi, Kur'an-ı Kerim'i araştırdığında aynı sayfada alt alta 'Allah' isimlerinin gelmesi tevafukunu fark etti. Hafız Osman Nuri, bu duruma dikkat etmediği için görmemişti.Kur'an-ı Kerim'de 2 bin 806 Allah ismi, 846 Rab kelimesi, 69 Kur'an ismi alt alta gelmiştir. Aynı zamanda bir sayfada aynı kökten gelen kelimelerin de alt alta gelmesi söz konusu.Tevafuk, Kur'an-ı Kerim'in yazılış itibarıyla hiçbir kitaba benzemediğinin, üstün olduğunun bir delilidir.''
Bediüzzaman Said Nursi'nin 10 öğrencisine Kur'an-ı Kerim'de keşfettiği ''tevafuk'' ile yazması yönünde görev verdiğini ifade eden Yıldız, bu talebelerin içinde Ahmet Hüsrev Altınbaşak'ın Hafız Osman Nuri'nin koyduğu ölçüyü hiç bozmayarak ''tevafuk'' yöntemiyle Kur'an-ı Kerim'i yazdığını vurguladı.
'Tevafuk'' ile Kur'an-ı Kerim'in basımının ilk kez 1985 yılında yapıldığını anlatan Yıldız, tesislerinin de ''Tevafuklu'' Kur'an-ı Kerim'i tüm dünyaya yaymak için kurulduğunu, şu anda Kur'an-ı Kerim'in, çeşitli dillerdeki mealleri ile dünyaya gönderildiğini kaydetti.
Kur'an-ı Kerim'in her yönüyle mucize olduğuna dikkati çeken Yıldız, ''Günümüze kadar yazılışında bu tevafuk ortaya çıkmamıştı. Her asır kendisine göre bir mucizeyi görüyor. Zamanımız kalem asrı olduğu için Allah, Kur'an-ı Kerim'in yazılış mucizesini bu asra ihsan etmiş oluyor. Bu da manevi cihadın kalemle olduğunun zaten bir ispatı oluyor'' diye konuştu.