Küçük çocuğun kimliğinin gazetelerde haber olmasının ardından baba Ahmet Atış hakkında basın yoluyla örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. İfadesi alınan ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Atış, “Kesinlikle propaganda amacım yok, herkes çocuğumun ismine tahammül etmeli” dedi.
4 Şubat 2008’de dünyaya gelen Ahmet-Dilek Atış çiftinin kızlarına verdiği ve Türkçe’de ‘Kürdistan Yuvası’ anlamına gelen Helin Kürdistan ismini koyup, bunu nüfus cüzdanına yazdırmalarının bir süre önce basına yansıması üzerine Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı, ‘Örgütün veya amacının propagandasını yapma’ suçunu işledikleri gerekçesiyle soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Helin Kürdistan’ın babası Ahmet Atış ‘şüpheli’, anne Dilek Atış ise ‘tanık’ sıfatı ile savcılığa davet edildi.
Yaşananların ardından avukatı Muzaffer Demir ile birlikte Şanlıurfa Adliyesi’ne giden Ahmet Atış, burada Cumhuriyet Savcısı tarafından, ‘Basın yoluyla örgüt propagandası yaptığı’ gerekçesiyle sorgulandıktan sonra, ‘Örgütün veya amacının propagandasını yapma’ suçundan tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Atış, çıkarıldığı nöbetçi 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi’nce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Adliyeden çıkarken gazetecilere açıklama yapan Ahmet Atış, savcılık ve mahkeme aşamasında da aynı görüşleri dile getirdiğini ifade ederek, çocuğuna verdiği isimin tarihi ve coğrafik olduğunu, örgüt propagandası gütmediğini dile getirdi. Tarihi özelliğe sahip olan ismin basına yansımasının ardından haklarında soruşturma başlatıldığını ifade eden Atış, “Ben Kürt kökenliyim ve coğrafik, tarihi özelliğinden dolayı Kürdistan ismini verdim. Amacım asla propaganda değil. Son siyasi gelişmelerin ardından çocuğumun isminden dolayı yargılanıyor olmam kabul edilir gibi değil. Artık dilimize, isimlerimize tahammül göstermelidir” diye konuştu.
HUKUK SKANDALI
Atış’ın avukatı Muzaffer Demir ise, soruşturmayı hukuk skandalı olarak değerlendirerek, “Yani bu isim ile hangi örgütün, nasıl propagandası yapılmış bunu sormak lazım. Her vatandaş gibi, müvekkilimde çok insani doğal bir hakkını kulanmış ve çocuğuna isim koymuştur. Elbetteki insanlar sevdikleri, dikkatlerini çeken isimleri çocuklarına vermek isterler. Müvekkilim ‘Helin Kürdistan’ ismini yaptığı araştırmalar sonucu Kürtlerin yaşadığı yere verilen ad olarak gördüğü için vermiştir. Sırf ‘Kürdistan’ ismi koymakla herhangi bir örgütün propagandası yapılmaz. Savunmamızda da dile getirdiğimiz Kürdistan isminin Yargıtay tarafından suç olarak sayılmadığıdır” dedi.
Avukat Demir, tüzüğünde ‘Kürdistan’ ismine yer veren ve bu sebeple kapatılması için HAKPAR hakkında kapatma davası açıldığını ama Yargıtay’ın bunu onaylamadığını da ifade ederek, “Bu karar da Kürdistan isminin suç olmadığını gösteriyor. Zaten bizim hakkımızda da Kürdistan isminden değil, bunun basın yolu ile yayınlanmasında dolayı dava konusu edildik. Yasak olmayan bir ismin basına çıkması ile nasıl bir propaganda yapıldığını anlayamadık. Bu Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere, demokrasiye ve Yargıtay’ın emsal kararlarına uymamaktadır” dedi.