Başbakan Erdoğan bugün, eski Başbakan Gerhard Schröder'in 65'nci doğum yıldönümü münasebetiyle bulunduğu Almanya'da, Türk dernek ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile bir araya geldi. Hannover'deki buluşmada bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin tüm dünyayı etkileyen finans krizi karşısında güçlü bir duruş sergilediğini belirterek, "Ancak ülkemizde maalesef hedef saptırmaya yönelik hastalıklar var. Bunlardan biri de küresel sermayeye karşı duruş sergileyenler. Küresel sermaye farklı bir ülkeye gidiyorsa, risk bu sermayenindir. Gittiği ülke için değildir" dedi.
Yabancı sermayenin o ülkeye yatırım yapacağını ve kuracağı fabrikada çalışacak kişilerin de o ülkenin insanları olduğunu söyleyen Erdoğan, "Orada kazanmak için sürekli yatırımlar yapacaksınız. Kazandığınız sürece vergi ödeyeceksiniz. Kime? Gittiğiniz ülkeye. Ama bunu kasıtlı olarak görmezden gelenler var. Bir taraftan işsizlik diyeceksin, diğer taraftan buna karşı çıkacaksın. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde artık buna prim verilmiyor.
Komünist ülkelerde bile böyle bir mantık yok. Onlar bile küresel sermayeyi çekmeye gayret ediyorlar. Biz de ise öyle şeyler anlatılıyor ki, eyvah ülke elden gidiyor, deniliyor. Bunun adı hiçbir zaman milliyetçilik olamaz. Bu aslında ekonomik bir faşizmdir, bundan kurtulmak lazım" şeklinde konuştu.
ALMANYA'DAKİ TÜRKLERİN HUZUR VE GÜVENİ İKİLİ İLİŞKİLERİN EN ÖNEMLİ BOYUTUDUR
Avrupa'da yaşayan Türklere yönelik ayırımcı uygulamalara da dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Bizzat size, derneklerimize yönelik saldırıların artmasını üzüntüyle karşılıyorum. Almanya'daki Türklerin huzur ve güveni ikili ilişkilerin en önemli boyutudur. Bunun da altını çizmek istiyorum. Yetkililerden bu tür saldırıların faillerinin en kısa sürede yakalanmalarını ve hak ettikleri cezalara çarptırılmalarını ve benzer olayların önlenmesi için gerekli tedbirleri almasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Sizlerin burada kendinizi yalnız hissetmenize asla razı olmayız, buna asla tahammülümüz yoktur. Her türlü sorun karşısında kendinizi çaresiz hissetmenize de rıza göstermeyiz. Hükümet olarak, vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın meselelerini en iyi şekilde en hızlı şekilde çözmenin gayreti içindeyiz. Bu noktada sizlerin de STK'ların çatısı altında, daha çok istişare ile, daha çok bir araya gelerek, barış ve huzur içinde bizlere katkı vereceğinize gönülden inanıyorum. Biz hükümet olarak, tüm vatandaş ve soydaşlarımızın alnı açık, başı dik şekilde varlık göstermesini arzu ediyoruz. TC vatandaşı olmasından gurur duymasını istiyor ve bunun için çalışıyoruz."
ALMAN VATANDAŞLIĞINA GEÇMEKTE TEREDDÜT ETMEYİN
Almanya'da yaşayan Türklerin Alman vatandaşlığına geçmekte hiçbir şekilde tereddüt etmemesi gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, Vatandaşlık almanın, hakların garantisi olduğunu söyledi.
Özellikle tercih yapma imkanı olan 18-23 yaş arası gençlere seslendiğini belirten Erdoğan, Türklerin Alman vatandaşlığa geçmesinin önemini vurguladı.
Dil öğrenme konusunda da hiçbir ihmalin bulunmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, "İyi derecede Almanca öğrenmek, Almanya'nın siyasi, kültürel ve ticari yaşamına katkıda bulunmayı sağlayacaktır" diye konuştu.
SOYDAŞLARIMIZLA GÜÇLÜ BİR KÖPRÜ KURMAK ZORUNDAYIZ
Türkiye'nin Almanya başta olmak üzere dünya geneline yayılmış vatandaş ve soydaşlarıyla güçlü bir köprü kurmak zorunda olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Elbette aramızda bir gönül köprüsü var. Elbette yüreklerinizin yarısının Türkiye'de olduğunu biliyorum. Ancak siyasi noktada, ekonomik, kültürel, eğitim noktasında da bu köprüyü sağlamlaştırmak, genişletmek, bugünün dünyasında artık kaçınılmaz bir hal aldı. Sizler burada her biriniz, Türkiye'yi temsil ediyorsunuz. Almanya'da faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri olarak temsil ettiğiniz kitlelerin haklarını en iyi şekilde savunduğunuzu da biliyorum. Bunun yanında Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda daha fazla sorumluluk yüklenmenizi gönülden arzu ediyoruz. Geçmişte birtakım hatalar yapılmış olabilir. Geçmişte yanlış politikalar, ihmalden kaynaklanan bazı meseleler ortaya çıkmış olabilir. Fakat bugün fraklı bir vizyonla bütün vatandaşlarımızı eşit bir şekilde kucaklayan bir hükümet işbaşındadır" şeklinde devam etti.
SON 6.5 YILDA EKONOMİDE BÜYÜK BAŞARILAR KAZANILDI
Türkiye'nin son 6,5 yıl içinde yaşadığı değişimi Almanya'daki şirket sahipleri, dernek ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin çok yakından hissettiğini belirten Başbakan Erdoğan, geçmişte Türkiye'nin sık sık ekonomik krizler yaşayan, demokratik açılımların yapılamadığı, kendini yenilemeyen, kronik meselelerini çözemeyen bir ülke olarak tanındığını kaydetti.
Bununla birlikte son 6.5 yıl içinde Türkiye'nin tarihi ve köklü reformlar gerçekleştirdiğini ve ülkenin uluslararası imajının değiştiğini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası 742 milyar dolara ulaştı. Göreve geldiğimizde bu rakam, çok enteresandır, 230 milyar dolardı. Kişi başına milli gelir, 2002'de 3 bin 311 dolardı, bugün 10 bin 436 dolara yükseldi. Bu süre sadece 6-6.5 yıl. Çok uzun bir aradan sonra enflasyon ve Merkez Bankası faizleri tek haneli oranları gördü. Enflasyon en son
Mart ayında yüzde 7.9 oranında gerçekleşti. Faizler ise 9.75 oranına çekildi. Hatırlayın, çok uzun değil, 2000, 2001 yıllarında buralardaydık. Milletimiz bu denli yüksek faizleri ödemeye mahkum edildi. Ayrıca uzun yıllar yapılmasına cesaret edilemeyen reformlar yapıldı. Bankacılık, yatırım, finans sektöründe tarihi rekorlar elde ettik" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE BÖLGESİNDE VE DÜNYADA ETKİNLİĞİNİ ARTIRIYOR
Türkiye'nin artık potansiyelini ortaya çıkaran, gauz. TC vatandaşı olmasından ücünü ortaya koyabilen, her türlü zenginliğin hem kendisi hem de bölgesi için istikrar unsuru haline getirebilen bir ülke olma yolunda ilerlediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, son 3-4 hafta içinde Türkiye'nin kritik birçok gelişmenin içinde yer aldığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, "Sadece son birkaç hafta içinde bazı gelişmeler yaşadık. 1 Nisan'da, ülkemizin öncülüğünde başlatılan Pakistan ve Afganistan'ın içinde yer aldığı üçlü toplantıların üçüncüsünü gerçekleştirdik. Londra'daki G-20 zirvesine katıldık ve küresel finans krizine karşı alınacak tedbirleri dünya liderleri ile birlikte gözden geçirdik ve kararlar aldık. Ayrıca İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile başlattığımız Medeniyetler İttifakı'nın ikinci forumunu İstanbul'da yaptık. İstanbul'dan dünyaya etkili mesajlar verdik. Ardından ABD Başkanı Barack Obama'yı aynı dönemde İstanbul'da ve Ankara'da ağırladık. Hem resmi ziyaret gerçekleşti ki, bu ilk oluyor, aynı zamanda TBMM'de Sayın Obama'nın bir konuşması oldu. Ve ardından bizler ikili görüşmeyi kendisiyle yaptık. Ve daha sonra İstanbul'a geçerek İstanbul'da kendilerine verdiğim bir resepsiyon oldu. O resepsiyondan sonra İstanbul'umuzun tarihi yerlerini birlikte gezdik. Ve ondan sonra uğurladık. NATO zirvesine ise Cumhurbaşkanımız katıldı.
Komşu ülkelerle devam eden meselelerin çözümü için müzakerelerimize devam ediyoruz.
Tüm bunlar, bölgesinde ve dünyada etkinliğini artıran bir ülkenin Türkiye'nin yeni durumuna işaret eden gelişmelerdir. Burası çok önemli. Türkiye, istikrar içinde oldukça, her anlamda bugünkünden daha yüksek seviyeleri yakalayabilecektir" dedi.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİK SÜRECİNE DESTEK VERİN
Avrupa'da yaşayan dernek ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) olarak Türkiye'nin AB üyelik sürecine destek vermelerini isteyen Başbakan Erdoğan, "Bu yolculukta sizlerin de sorumluluk yüklenmenizi, Türkiye'nin ilerleme sürecini hızlandırmanızı umuyorum. Sizleri ülkemizin sadece Almanya'daki değil, aynı zamanda Avrupa'daki esas temsilcileri olarak görüyoruz. O yüzden sizin burada elde ettiğiniz başarılar, Türkiye'nin AB ile müzakerelere doğrudan katkıda bulunacağından kuşku duymuyorum" görüşlerini dile getirdi.
Almanya'da 70 bin Türk işveren bulunduğunu, bunların toplam yatırımlarının 7.5 milyar euro, toplam cirolarının ise 33 milyar euroya ulaştığını hatırlatan Erdoğan, Türk firmalarında 330 bin kişinin istihdam edildiğini belirterek, "Bu rakamlar bizi ziyadesiyle gururlandıran rakamlar" şeklinde konuştu.
Almanya'da asıl yükün STK'lar üzerinde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Almanya'daki sivil toplam örgütleri her alanda öncü rol oynamak zorundalar. Dünyada anavatanları dışında başarılı faaliyet gösteren lobilere baktığımızda, hepsinin çok iyi bir örgüt oluşturduklarını görüyoruz. Aynı şekilde sizler de güç birliği yaparak, ortak hedefler doğrultusunda buradaki vatandaşlarımızı harekete geçirebilirsiniz. Vatandaşlarımızın STK'lar etrafında daha çok kenetlenmesi, sesinizi daha çok duyurmanızı
sağlayacaktır. Çatı gruplar halinde birleşmeniz ise taleplerinizin gerçekleşmesini sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
HERKES MUTLAKA OY KULLANMALI
Konuşmasının son bölümünde Eylül ayında Almanya'da yapılaca TC vatandaşı olmasından k seçimlere dikkat çeken Başbakan Erdoğan, Türk kökenli tüm seçmenlerin mutlaka sandık başına gitmesini istedi. Başbakan Erdoğan, "Bu seçimlerde kesinlikle buradaki soydaşlarımız, kardeşlerimiz sandığa gitmelidir. En ufak bir ihmal olmamalıdır. Aranızda değerlendirmeleri yapmalısınız, kararlılığınızı ortaya koymalısınız ve sandığa gitme konusunda tüm STK'lar olarak seferber olmalı ve Alman vatandaşı olan, seçmen olan kardeşlerimizi ne yapıp edip sandığa götürmelisiniz. Burada öyle anlar gelir ki, birkaç oy ülkenin mukadderatında, sizlerin gönlünüzden geçen bir sonucun ortaya çıkmasına neden olur. Muhakkak sandığa gidin. Bunu özellikle sizlere ifade etmek istiyorum. Bir Başbakanınız olarak, siyasetçi olarak, oyun ne demek olduğunu gayet iyi bilen biri olarak bunu sizlere hatırlatmayı faydalı görüyorum" dedi.
İHA