Uluslararası Rabia Platformu Sözcüsü gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, "Mesele Gülen'le Tayyip Erdoğan meselesi değil. AK Parti'yle cemaat meselesi değil. İsrail'le Türkiye meselesi değil. Uluslararası sistemle İslam dünyası arasında bir hesaplaşma yaşanıyor. 1991 yılında başlayan bir süreç bu" dedi. Dilipak, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Münazara Topluluğu tarafından üniversitenin konferans salonunda düzenlenen "Küreselleşen Dünyada Yeni Güç Türkiye" konferansında, bugün Suriye'de 500'den fazla cephe oluştuğunu, insanların birbirlerini öldürdüğünü söyledi. İnsanların bilmeden kendilerine ezberletilen sloganların peşinden koştuğunu savunan Dilipak, "Kafanızı kiraya vermeyin, gözünüze at gözlüğü takmayın. Herşeyi araştırın ve emin olmadığınız bir şeyin peşinden gitmeyin" dedi. -"Mesele Gülen'le Tayyip Erdoğan meselesi değil" Dilipak, bugün yaşanan "paralel devlet" tartışmasının Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden biri olduğunu ileri sürürek, şunları kaydetti: "Mesele Gülen'le Tayyip Erdoğan meselesi değil. AK Parti'yle cemaat meselesi değil. İsrail'le Türkiye meselesi değil. Uluslararası sistemle İslam dünyası arasında bir hesaplaşma yaşanıyor. 1991 yılında başlayan bir süreç bu. Sadece cemaat dediğiniz değil bu yapıya destek veren. Başka gruplar da var. Onlar şimdi uyuyorlar. İstedikleri 3 temel şart var. 'Bize rağmen bu bölgede iktidar olamazsınız' diyorlar. 'Biz de size rağmen güç olamayız. Türkiye'nin bir misyonu var. Bu misyonunuzu, bizim lehimize, birlikte kullanırsanız, biz sizin iktidar paylaşımınıza ve servete ulaşmanıza yardımcı oluruz' diyorlar." Ergenekon ve balyoz davalarının derin devleti tasfiye davası olmadığını, derin devletin içerisinde, ılımlı İslamcıların sisteme enjekte ve entegre ettirilmesine karşı çıkan kanadın tasfiye operasyonu olduğunu iddia eden Dilipak, bu davaların derin devleti tahkim davası olduğunu savundu. -Gezi olayları Dilipak, Gezi olaylarının da derin devletle paralel devletin ortak operasyonu olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu: "Çünkü derin devlet içindeki karşıtlar artık 65 yaşını da geçtikleri için iddiaları kayboldu. 'Bizi bırakın biz evimize gidelim ne yaparsanız yapın' dediler. Haberal'ın çıkmasından kısa süre önce derin devletle paralel devlet arasında ittifak kuruldu. Bu 'Tayyip Erdoğan'ı yeme' operasyonuydu. Kafasına da sıkacaklardı. 17 Aralık'ta onların planlarına göre; Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı ve İHH Başkanı içeri atılacak, İHH'nın malvarlığına el konulacaktı. Bakın ortaya attıkları yolsuzluk iddialarının çoğu gerçek değil. Yolsuzluk var, dün vardı bugün de var, yarın da olacak. Gerçek yolsuzlukların üstüne gitmiyorlar. Bir takım hayali yolsuzluk iddialarıyla birilerini linç edip, ötekine de 'Bak seni de böyle yaparız' diye teslim almaya çalışıyorlar."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz