Kürt sanatçılara hapis cezası

8. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali’nde kapanış konserinde “Oremar şarkısını seslendiren Koma Aheng elemanlarından Nurcan Değirmenci, Zelal Gökçe ve Meral Tekçi hakkında “Örgüt propagandası yaptıkları” iddiasıyla açılan davanın karar duruşması yapıldı. Diyarbakır 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya tutuksuz yargılanan Nurcan Değirmenci, Zelal Gökçe ve Meral Tekçi karar duruşmasına katılmazken, avukatları Av. Metin Kılavuz hazır bulundu.

İddia makamının mütalaasının okunmasının ardından, Kılavuz yaptığı savunmada iddia makamının mütalaasına katılmadıklarını belirterek, müvekkillerinin beraatını istedi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti, Değirmenci, Gökçe ve Tekçi’ye Terörle Mücadele Kanunu’nun "Örgüt propagandası yapmak" fiilini düzenleyen 7/2 maddesi uyarınca 1'er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, sanatçıların iyi hallerinden dolayı cezayı 10'ar aya indirdi.

'Karar hukuka aykırıdır'

Karara itiraz edeceklerini belirten Av. Metin Kılavuz, sanatçıların söyledikleri şarkı nedeniyle cezalandırılmasının insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Kararın ifade özgürlüğünü sınırlandırdığını ifade eden Kılavuz, "Bunu tek başına değerlendirmemek gerekir. Özellikle 2005 TCK'daki değişikliklerden sonra yargının çok sistematik bir şekilde toplum üzerinde, adeta adaletin kılıcı devletin bekası doğrultusunda kullanıldığını düşünüyorum. Bu süreç yeni başlamadı, taş atan çocuklardan zıplayan insanlara ve son olarak da sanatçılara varacak şekilde toplumun bir bütün olarak dinamiklerinden ayırmadır. Sanatçılara daha hassas davranılması gerekiyor. Resmi bir festivalde halkın yoğun talebi üzerine söyledikleri şarkıdan dolayı ceza aldılar" dedi.

Uluslar arası hukuka başvuracağız

Kararı Yargıtay'a götüreceklerini söyleyen Kılavuz, "Yargıtay sürecinden de çok umutlu olduğumu söyleyemem. Çünkü Yargıtay'ın yerel mahkemelerin verdiği kararlarına ilişkin kararları ortadadır. Yargıtay'ın kararları daha tutucudur. Yargıtay sonucu da olumsuz olursa uluslararası hukuka başvuracağız. Bu süreç bizi de mesleki açıdan zorlamaktadır. Oynanan siyasal bir oyunun bir parçası olarak görüyorum kendimi. Kendi meslek yaşantımı gözden geçiriyorum. Bu konuda toplumsal bir duyarlılığın da olması gerekiyor" dedi.