Kürtaj Tartışması

Mersin Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu üyeleri, kürtajın yasaklanmasını doğru bulmadıklarını, yasak gelmesi durumunda istenmeyen gebeliklerin güvenli olmayan yollardan sonlandırılacağını savundular.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürtaj ile ilgili açıklamalarına tepkiler sürüyor. Bugün öğle saatlerinde Atatürk Caddesi üzerindeki Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelen Mersin Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu üyeleri, kürtajın yasaklandığı ülkelerde düşüklerin azalmadığını, aksine güvenli olmayan düşüklerin yükseldiğini dile getirdiler. Grup adına açıklama yapan komisyon üyesi Dr. Ful Uğurhan, güvenli olmayan düşüklere bağlı olarak dünyada her sekiz dakikada bir kadının öldüğüne dikkat çekerek, “Her yıl 68 bin kadının ölümüne, 5,3 milyon kadının hastalanmasına ve sakat kalmasına neden olan bu durum açıkçası kadının yaşam hakkı ihlalidir” dedi.

Romanya’da kürtajın yasaklandığı 1966 ile 1989 yılları arasında 10 bin kadının sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj sonucunda öldüğünün altını çizen Uğurhan, yaklaşık 200 bin çocuğun yetimhanelere bırakıldığını, bu durumun da çocuk ihlali olduğunu söyledi. Türkiye’de 10 haftaya kadar kürtajın serbest bırakılmasından bu yana olumlu gelişmelerin yaşandığına vurgu yapan Uğurhan, “Kürtajlar üç kat, anne ölüm hızı altı kat azalmış, modern aile planlaması yöntem kullanımı iki kat artmıştır. Dünyada sekiz anne ölümünden biri sağlıksız kürtajlardan oluşmakta iken, Türkiye’de ise sadece 50 anne ölümünden birinin nedeni sağlıksız kürtajdır. 1950’li yıllarda anne ölümlerinin yaklaşık yarısı düşükler nedeniyle olmakta iken, bugün anne ölümlerinin sadece yüzde 2’si güvenli olmayan düşükler nedeni ile olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Uğurhan, kürtaj sorununun sağlık gündeminden çıkmasına rağmen yeniden tartışmaya açılmasına ise kahrolduklarını ve itiraz ettiklerini söyledi.

Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli beldesinde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali konusuna da değinen Uğurhan, “Bugün, insanlık tarihi açısından yeni olan bu santrallerin çevreye ve canlıların sağlığına verdiği zararların kanıtları bir bir ortaya çıkmaktadır. ABD ve Almanya’da yapılan bilimsel çalışmalarda nükleer santrallerin kurulduğu bölgelerde çocukluk çağı lösemilerinde artış olduğu istatistik olarak kanıtlanmıştır” şeklinde konuştu.