Kürtçe Köy Isimlerinin Iadesi Için Önerge Hazırladılar

HAKKARİ - Hakkari İl Genel Meclisi, Kürtçe köy isimlerinin iadesi ve köylerdeki tabelaların Kürtçe olarak değiştirilmesi için önerge hazırladı. İl Genel Meclisinin ağustos ayı toplantısının gündem maddesi Kürtçe köy isimleri oldu. Daha önce üç kez köy isimleriyle ilgili başvuruları Valilikten dönen İl Genel Meclis üyeleri, dördüncü kez oy birliğiyle kabul ettikleri köy isimleri ile ilgili önergeyi, Hakkari Valiliğine sunacak. 16 İl Genel Meclis üyesinin katıldığı toplantıda, eski köy isimlerinin iade edilmesi ve bu köylerdeki tabelaların Kürtçe olarak değiştirilmesi konusunda hazırlanan önerge oylamaya sunuldu. Yapılan oylamanın ardından İl Özel İdaresi Meclis Salonunda basın açıklaması yapıldı. Hakkari il Genel Meclis Başkanı Lokman Özdemir, yaptığı açıklamada, yerleşim yerlerinin eski isimlerinin iadesinin, toplumsal hafızanın ve kültürel kimliğin bir parçası olduğunu dile getirdi. Özdemir, şöyle konuştu: "Diğer her yerde olduğu gibi bölgemizde de köy adları tarihi süreç sonucunda halk tarafından belirlenmiştir. Ancak 1925'te başlayan, 40'larda yoğun şekilde devam eden, 1949'de ise 'Ad Değiştirme İhtisas Kurumu' adıyla 'kurumsallaştırılan yerleşim yerlerinin adlarının millileştirilmesi' işlemiyle halkın belirlediği isimlerin yerine, ruhsuz, anlamsız ve bazen de siyasal mesaj içeren adlar belirlenmiştir. Yol tarifi ve yer belirleme gibi günlük hayatta karşılaşılan pratik sorunların ötesinde, kültürel hakların temel hak kategorisine yükselmiş olduğu 21. yüzyılda, devletin, halkın kabul ettiği adı kullanmayarak başka bir ad dayatması ve bu yolla halkımızın kültürel bir asimilasyona tabi tutması kabul edilemez." İnsan, il, ilçe, belde, köy, dağ, tepe, ova, vadi isimlerinin değiştirilmesinin "kültürel soykırım" olduğunu belirten Özdemir, tüm isimlerinin halkın anladığı dilde olmasının doğal bir hak ve kültürel zenginlik olduğunu kaydetti. Özdemir, 21. yüzyılda Türkiye'de yaşayan tüm halkların, azınlıkların, dillerin, inançların ve mezheplerin herkesin bulunduğu bölgede kendi rengiyle, inancıyla, kimliğiyle, özgürce, demokratik şekilde yaşamaktan başka şansının olmadığını sözlerine ekledi.