Gülseli KENARLI -İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL,(DHA) Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ekonomi alanında değişim süreci ve gelecek vizyonu konulu bir toplantı düzenledi. Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen toplantıda Numan Kurtulmuş, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, bir gazetecinin “CHP'nin seçim beyannamesinde ki ekonomi maddelerinin başarılı olabileceğine inanıyor musunuz?" şeklindeki sorusuna, “CHP'nin 'nasılsa bu millet bize oy vermeye mecbur' yüksek perdede durarak halka dokunma ihtiyacı hissetmediği geçen seçimlere kıyasla, CHP'nin önemli bir kısmı vaatlerde bulunmuş olması en azından millete dokunmak ihtiyacı içerisinde olduğunu gösteriyor. Demokrasi bakımından olumludur. Ama ekonomi bakımından olumsuzdur" dedi. Kurtulmuş, kaynak nasıl bulunacak sorusu içerisine girmeyeceğini aktararak, “Asla o tarz tartışmanın içerisinde olmak istemem. Ama sonuçta o kadar büyük tutarsızlıklar vardır ki; Bir taraftan Türkiye'de tasarruf açığımız var diyorsunuz, doğru. Yüzde 13-15 civarından bir tasarrufumuz var. Bunu yüzde 30'a çıkartacağız. Nasıl çıkartacaksınız? Bu tasarrufların için ya kamu tasarrufu yapılacak yani kamu yatırımlarından vaz geçeceksiniz, ya yüksek faiz ile yeni bir dönem başlatacaksınız. O da elinde para olanın kazanacağı bir sistemdir. Yani fakirin, fukarasının kazanacağı bir şey değil. Üçüncü bir yol olarak yüksek vergiler koyacaksınız, tüketimi kısacaksınız. Hem yüzde 30 tasarrufu artırmak, bir taraftan da Türkiye'nin büyümesini sağlamak nasıl olacak bunu anlatmaları lazım" diye konuştu. ASGARİ ÜCRET Asgari ücret konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, “'Asgari ücreti 2 bin lira yapalım'. İsterseniz 2 bin lira yapalım. Şartlarla olan bir şeydir. CHP 1500 lira yapacağını söylüyor. Ben de 2 bini onun için söylüyorum. Benim gönlüm 2 bin ister. Hem 1500 liradan bahsedeceksiniz, hem de kayıt dışı ekonomi ile mücadeleden bahsedeceksiniz. Hala bir kayıt dışılık sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. 1500 lira asgari ücret dediğiniz zaman kayıt dışı ile nasıl mücadele edeceksiniz bu da önemli bir çelişkidir. Yüzde 6 büyüme ve yüzde 5 işsizlik üzerinde duruluyor. Ben de Türkiye'nin yüksek büyüme hedefi olması gerektiğine inanan birisiyim. Ama bu yüksek büyüme hedefinin aynı zaman şu riskinin CHP'nin, emek yoğun sektörleri desteklemek mecburiyetindesiniz" dedi. 4G İHALESİ Numan Kurtulmuş, bir gazetecinin, Mayıs ayının sonunda 4G ihalesi olduğunu hatırlatması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5G'ye geçilmesi konusunda ki açıklamalarının sorulmasın üzerine şu değerlendirmelerde bulundu: “Cumhurbaşkanlığı Beştepe yerleşkesinde ya da herhangi bir yerde Sayın Cumhurbaşkanı'nın Bakanlar Kurulunu toplaması, Türkiye'de ki şu anda ki anayasal düzenin doğal imkanlarından birisidir. Dolayısıyla bunun Türkiye'de geçmiş dönemlerde hiç olmamış gibiye getirilmesini doğru bulmuyorum. Normal bir şeydir, istediği zaman Sayın Cumhurbaşkanı Bakanlar Kuruluna başkanlık eder, ister gelir, ister Bakanlar Kurulunu kendisi toplantıya çağırabilir. 4G-5G meselesinin teknik detayını bilmiyorum. Teknik detayını bilmediğim bir konu hakkında yorum yapmak istemem. Bir taraftan sanayileşme alt yapısını tamamlayarak onun üstünde bilgi ekonomileri düzeyine geçmiş değiliz. Daha doğrusu tam oraya geçme aşamasındayız, iki arada bir deredeyiz. Türkiye burada teknolojiye yatırım yaparken aradaki açığı kapatmak, aradaki mesafeyi kapatmak bakımında mümkün olan en üst teknoloji uygulaması kural olarak en doğrusudur" “ENTERESAN BİR SEÇİM BİLDİRGESİ" Numan Kurtulmuş, “CHP'nin üst gelir grubuna vergi konusunu siz nasıl görüyorsunuz?" sorusunu üzerine şunları kaydetti: “Asla siyasi polemik yapmam ama seçim arifesi ve seçim beyannamesi ortada olduğu için söylüyorum. CHP'nin esas handikabı şudur; 'iktidara gelirsem ekonomiden sorumlu bakan olarak görevlendireceğim insan Sayın Kemal Derviş'dir diyor. Kemal Derviş'e gidip teklifte bulunuyor. Kemal Derviş diyor ki, 'ben öyle seçimle uğraşmam, o işler benim için hafif gelir, az gelir, ben öyle gidip oy istemem. Siz gidin, Seçilerseniz, iktidara gelirseniz bende lütfen sizin ekonomiden sorumlu bakanınız olurum.' Bir kere bu çok sırıtan bir şekilde kamuoyu tarafından dikkatle izlenmiştir. Sayın kemal Derviş, programını devam ettireceğinin işaretlerini de, seçim beyannamesinin içerisine ustaca giydirilmiş olan neo liberal, eski yeni sağa birleştirilmiş olan maddelerden görülüyor. Ayrıca bir takımda sol sos bu seçim beyannamesinin içerisine konulmuş. Dolayısıyla bu söylediğiniz ve diğerleri mecburen korunmakta olan sol sosun bir parçası olarak görüyorum" Bir kafa karışıklığı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Biraz neo liberal, biraz sol ama Syriza bir kendi fikri bütünlüğü içerisinde hareket ediyor. CHP'nin zorluğu; diyelim yönetime geldi, yönetimde Sayın Derviş tipi modeli mi ön görüyor yoksa Sayın Zekeriya Temizel tipi bir modeli mi öngörüyor. Temizel'in 'nereden buldun' yasasının Türkiye'de neler mal olduğunu yaşadık hepimiz. Bunu mu yapacaksınız? Yoksa gelirler idaresini özelleştirir, onun üzerinde yeni bir duyunu umumiye mi oluşturacaksınız? O kadar büyük kafa karışıklığı var ki onu yapacaksan bunu nasıl yapıyorsunuz? Bunu yapacaksan ötekini nasıl yapacaksın? Dolayısıyla enteresan bir seçim bildirgesi" “TÜRKİYE ROTASINDA YOLUNA DEVAM ETMİŞTİR" Bir gazetecinin, Ak Parti politikalarının ne kadar gerçekleştiği şeklinde bir araştırma raporundan bahsederek “AK Parti'nin 2011 vaatlerinin ne kadarını gerçekleştirdiğine baktınız mı?" sorusuna Kurtulmuş şu yanıtı verdi: “2002'den bu yana hedeflerin büyük oranda tutturulmuş olduğunu görüyoruz. Ama 2008-2009 krizinin arkasından gelen dalga Türkiye'yi de şu ya da bu şekilde etkiledi. Ayrıca Türkiye hiç hesapta olmayan yeni bir durumla karşı karşıya. 2011 Nisan ayından bu yana Suriyeli mülteciler dolayısıyla Türkiye'nin hemen hemen güneyinde ki Suriye, Irak ve arkasında ki ülkeler Türkiye'ye kapanmış vaziyette. Türkiye bu anlamda ekonomisinin önemli bir gücünü hiç hesapta olmayan bir şekilde biz zorlukla karşılaştı. Suriye meselesi olmasaydı, 2008-2009 Avrupa krizi olmasaydı, bizim bu söylediğimiz faz değişikliğini yapma mecburiyetimiz vardı. Yani erden gelen öğün olmaz, o da her vakit bulunmaz. Türkiye o günkü şartlar gereği, çok sayıda yabancı sermeye, çok sayıda yüksek faiz dolayısıyla, Türkiye ekonomisinin yapısal dönüşümler yapmasında büyük imkan sağladı. İstihdam bakımında sadede bu yıl içerisinde 1.3 milyon istihdam sağladı. Dolayısıyla bu rakamda yanlış bir rakam. Ama sonuç olarak Ak Parti girdiği yolda makro istikrarını sağlamak yolunda, bütün iç ve dış baskılara rağmen Türkiye'de iş çok şükür rotasında yürüdü. Bunlara ilave olarak 17-25 Aralık süreçlerinde, 7 Şubat süreçlerinde yaşamış olduğu o türbülansın verdiği ekonomide ki bir takım beklentileri düşürmek olumsuz hava oluşturma meselelerine rağmen Türkiye rotasında yoluna devam etmiştir"
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz