Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Kurumsal Hayatın Olmazsa Olmazı 11 Ofis İnsanı

Twitter fenomeni @Pucca'nın son kitabı "O Adam Buraya Gelecek"'te tasvirini yaptığı ofis insanları bize çok tanıdık geldi. Bu tiplerden en az biri her şirkette muhakkak vardır. Sizin ofiste kaçı var?

Kurumsal Hayatın Olmazsa Olmazı 11 Ofis İnsanı

Sevgili Pucca ofis insanlarını o kadar güzel tespit edip, kitabına aktarmış ki bize üstüne söyleyecek pek bir şey bırakmamış.

Vampirler

Her sabah makyajı yapılmış, saçları fönlü, kıyafetinde tek bir kırışıklık bile bulunmayan üst düzey yöneticilerinden biri. Yanlışsam düzelt beni ama kariyeri almış gitmiş kadınların hepsi genelde acayip bakımlı oluyor. Lan sen de en az sekiz saat benim gibi o dönergeci bozuk sandalyede oturuyorsun, nasıl oluyor üstün kırışmıyor. Benim öyle hazırlanmam için gece üçte uyanmam lazım. Arada bir geceden saçlarımı yıkıyorum, sabah zor olmasın diye. Kabarma desen değil, sönme desen değil. Böyle saçımın bir tutamı havada, diğer tutamı onun üstünde kalıyor. Düzleştiriciyle canını çıkartana kadar uğraşsam bile yok olmuyor.

Kan emici gibiler bir de bunlar. İnsanın bütün hayat enerjisini silip süpürüyorlar. Mutlu desen değil, biraz sinirli ama hayatın tadını biliyorlarmış gibi bir tavırları oluyor.

Aç Karnına Türkücü Yiyenler

Ayy bunları hiç sevmiyorum. Kapıdan girer girmez bir offlama, surat beş karış asık. Hızlı hızlı hemen çantasını filan atar, durduğu yerde söylenir. Bi kahve ister ona söylenir. Sanki bütün ofis bilmeden bunun hakkını yiyor gibi davranır. "Nasılsın" dersin, başlar sana çok yoğun olduğunu anlatmaya. Bir derdi falan da yoktur genelde. Tek sorunu çalışmaktır. Ama ona sorsan yükü kendinden ağırdır o ayrı. On dakika mesaiye kalsın, konuşarak etrafındaki insanları öldürme gücüne sahiptir. Yemekhanede yemeklerden şikayet eder, sigarqa içmeye çıkar bahçeden şikayet eder, servise biner zamandar şikayet eder.

Sürekli Bilgisayarı Bozulanlar

Bilgi işlem departmanıyla akraba haline gelen insanlar. Koca işletim sistemi nedense bir bunda contayı yakar. Sürekli bilgisayarını kapatıp açmak zorundadır. Tam işinin ortasında o bilgisayar pat diye gidiverir. Allahın işi ama günlerdir uğraştığı işi de yanar. Onu devamlı masasında oflayarak görürsün. İş yaptırılması en zor insandır. Elinde olmayan nedenler yüzünden sana hiç bir zaman yardımcı olamaz. Bir bilgi işlemci tarafından mouse kablosuyla boğulmazsa seneler boyunca aynı pozisyonda iş hayatına devam edebilir.

Benim Bir Saat İşim Var Diyenler

Genelde evli ve çocuklu kadınlar. Öğle arasını, yemek yemek yerine fatura ödemekle geçirir. Masasındaki telefon sadece kendi şahsına verilmiş gibi davranır. Yeni gelen bakıcıyı annesine üç saat boyunca telefonda anlatma huyu vardır. İşten bir saat önce çıkmak zorundadır. Ya çocuğu bir yerden alacaktır ya eşiyle kaynanasına gideceklerdir, ya başka şehirden okumaya kardeşi gelmiştir onu karşılayacaktır.

Hastalar

Masanın üstü ecza deposu gibidir. Her türlü ilacı onda bulabilirsin. Abur cubur çekmecesi, hazır çorbalar, vitaminler, doğal çaylarla doludur. İki günde bir hastaneye gitmek için izin alırlar. Her gittiğinde daha kötü olmuş halde geri döner. Hep bir yerleri ağrır, burnu akmasa bile elinde peçeteyle gezer. Yazın sürekli klimayı kapattırır, kışın ise soğuktan şikayet edip, şalla mumya gibi etrafta dolanır.

Kırtasiyeciler

Sen minnacık masana ne koyayım diye düşünürken, kız kendi alanını küçük bir cumhuriyet yapmıştır. İlk okuldayken ikinci sırada oturan, Alamancı rukiye gibidir. En güzel kalemler bundadır, en güzel minik çerçeveler... Monitörün oraya yapıştırdığı şey ne ola ki? Kızın masaüstü resimleri bile kimsede olmayan şeylerden. Sürekli kendini onun masasının etrafında bulursun. Sadece sen mi, bütün ofis. Masasının inanılmaz bir cazibesi ve çekim gücü vardır.

Diyet Grupları

Önce bireysel başlayıp sonra kocaman bir grup kuranlar. Biraz daha boğazlarını tutsalar, çoğalıp dünyayı ele geçirecekler haberi yok. sürekli diyet yapan kadınlar. Masalarının üstü su şişesi olan kadınlar. Koridorda yürürken form kemiren kadınlar. Hayatta herşeyi kalori ile ölçen kadınlar. Tek muhabbetleri, " Şu kadar kilo verdim, bu kadar aldım, Hatice Dukan'la verdi ama sağlıksız. Şok diyet yapma daha çok alırsın. Aaa o diyeti denedim, hastaneye kaldırdılar beni." olan kadınlar. Hepimiz yaza yaklaşınca o grubun içerisinde yer alıyoruz.

Erkeklere gelirsek, onlar biraz daha düzdür. İçine girdikçe değil, iki kilometre uzaktan baksan bile kimin ne olduğunu anlarsın.

Ahtapotlar

Sizi her gördükleri yerde elleri kolları durmaz. Konuşurken mutlaka eli bir yerinize değmek zorundadır. Gereksiz bir samimiyet yüklüdürler. Hakkınızda hiçbir şey bilmediği halde, insanların yanında sanki yüz senelik arkadaşmışsınız gibi davranırlar. Hadsizlerdir. nerede ne konuştuklarını asla bilemezler. Genelde yeni gelen saf kızlar bunların tuzağına düşer. İş hayatının kalan kısmında ise kafasını duvarlara vurur, "Ben ne yaptım?" diye.

Seksist Dedikoducular

Belli bir noktaya gelmiş kadınların, bunu vajinaları sayesinde başardığına inanırlar. Bir kadının zeki olma, başarılı olma gibi bir lüksü yoktur onlara göre. Olsa olsa patrona memelerini göstermişlerdir. Kadınlara dair inanılmaz büyük bir öfke duydukları halde, sanki kadın delisiymiş gibi davranmaya bayılırlar. İğrenç seksist küfürleri, sadece kendisinin güldüğü, içinde göğüs geçen esprileriyle bir çok erkeğinde sevmediği karakterlerdendir. Çok dedikoduculardır, her şeyden bir şekilde haberleri vardır.

Koltuğundan Sadece Tuvalet İçin Kalkanlar

Genelde orta yaşı biraz geçkin adamlar böyle olur. En erken işe bunlar gelir, en geç bunlar çıkar. Oturduğu koltuğa mıhlanmış gibi asla kalkmazlar. İşini seviyor mu desen, sanki öyle de durmaz ama... Bir tuvalete gitmek için pıtı pıtı kalkar yerinden, dönerken de ellerini götüne sile sile gelir. Etrafındaki masalarda olan insanlar hariç kimseyle öyle samimi de olmaz. Etrafında olanlara da sadece nasihat verir. Bir de arada bir modası geçmiş espriler yaptığı zaman ayıp olmasın diye insanları gülmek zorunda bırakır.

Ben hallederimciler

Bir sorun mu var, sen söylemeden bilir. Koridorda karşılaşırsınız, " Sen ev işini ne yaptın ya?" diye sorar. Bu nereden biliyor diye düşünürken aa bir bakmışsın sorunun çözülmüş. Milyonlarca her çeşit insandan arkadaşı vardır. İnsanlara yardım etmek sanki göreviymiş gibi davranır. Bir süre sonra ama yorucu olmaya başlar. Sürekli ona borçluymuş gibi hissedersin. Öğle yemeklerini onunla yemek zorunda kalırsın. Kendine kahve yaparken ona da hazırlamak zorunda kalırsın.

En Çok Aranan Haberler