İSTANBUL (İHA) - 'Tabiatı kuşların dünyasından tanımayı sağlayan bir gözlem sporu' olan kuş gözlemciliği, Türkiye'de son yıllarda hızla yayılıyor. Halen birçok ilde oluşturulmuş kuş gözlem grupları, yaptıkları gözlemlere dair bilgi ve kayıtlarını internet ortamında birbirleriyle paylaşıyorlar.
İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, sağlıklı bir çevrenin en iyi göstergesi olan kuşlar, her türlü hayat ortamında bulunuyorlar. Kent içerisinde parkta, sulak alanda, bozkır, orman, çöl gibi hemen her yerde kuş gözlemciliği yapılabiliyor. Kuş gözlemciliğinin mevsimi, zamanı da sınırlı değil, 365 gün 24 saat yapılabiliyor. Türkiye'de şimdiye kadar kaydedilen kuş türü sayısı ise 450.
Çevre şartlarına oldukça duyarlı olan kuşlar, orman kaybının, sulak alan tahribatının veya fazla tarım ilacı kullanmanın etkileri gibi konuların önceden habercisi olabiliyorlar. Bu anlamda kuş gözlemciliği, sağlıklı ve kapsamlı bir çevre koruma stratejilerin unsurları arasında yer alıyor.
Türkiye'deki toplam kuş türlerinin sayısı, Avrupa'nın tamamında bulunan kuş türleri kadar. Türkiye'nin kuşlar açısından zengin olmasının en önemli sebeplerinden biri, zengin sulak alanlar bulunması, diğeri ise önemli kuş göç yolları üzerinde yer alması.
Türkiye'nin önemli sulak alanlarında (Manyas, İzmir, Göksu Deltası vb. gibi) kuş gözlem istasyonları ve gözlem kuleleri kurularak 'ornitoturizm' ile ilgili atılımlar yapıldı. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülen kuş göçlerinin önemli geçiş noktalarını, İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla, Doğu Akdeniz (Adana, Hatay, Gaziantep) ve Kuzeydoğu Anadolu (Artvin, Rize, Kars) oluşturuyor.
Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi, özellikle yırtıcı kuşlar açısından önemli potansiyel arz ediyor. Mesela, Kuzeydoğu Anadolu'da, sadece Gürcistan ve bu yöreye has bir tür olan Kafkas Horozu'na (Lyrurus mlokeesiewiczi), dünyanın başka hiçbir yöresinde rastlanamıyor.