ANKARA (İHA) - Hükümetin önünde bulunan Kıbrıs konusunda çeşitli uyarılarda bulunan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, Kopenhag Zirvesi'ne yetişmek üzere hazırlanmış olan planın içinin boş olduğunu söyledi. Kutan, ortaya atılan A ve B haritalarının kabul edilebilir tarafı bulunmadığını ifade ederek, "Planın kabul edilmesi halinde barış harekatı ile alınan ve elde edilen her şey kaybedilecek ve yenilgi Türklere böyle ödettirilecektir" dedi.
Parti Genel Başkan Yardımcılarıyla birlikte Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs planını değerlendiren SP Genel Başkanı Recai Kutan, Kıbrıs için öne sürülen yeni 'Annan Planı'nı ve teklif edilen eylemleri gözden geçirirken, çok dikkatli, serinkanlı ve önyargısız olunması gerektiğini söyledi. AB Müzakereleri için tarih bekleyen Türkiye'nin içinde bulunduğu psikolojik ortam ile, ekonomik krizin Türkiye'de oluşturduğu bunalımdan kurtulma isteğinin çok tesirli olduğu bir dönemde, dışarıdan bir çok kimsenin, Kıbrıs için çözümün zamanının şimdi olduğuna inandığını ve Türkleri buna ikna etmeye çalıştıklarını ifade eden Kutan, "BM tarafından 'Annan Planı' altında hazırlatılan ve içi tehlikeli tuzaklarla dolu olan bu yeni projeyi 'yapıcı bir çözüm planı' olarak takdim etmektedirler. Bu sebeble Türkiye'nin her zamankinden daha dikkatli ve tetikte ollması şarttır. Özellikle Sayın Evren'in Kıbrıs ile ilgili ifade ettiği sözler söylenmemelidir. Acelecilik ve işgüzarlık sadece Türkiye'nin kaybı ile sonuçlanabilir ki, buna da izin verilmemelidir" dedi.
Planın önemli ayrıntılarını açıklayan Kutan, yüzeyde çok olumlu, yapıcı, hatta eşitlikçi görünmesine rağmen, dikkatle okunduğunda son derece tehlikeli tuzaklarla donatılmış olduğunun ortaya çıkcağını ve başta verilmiş gibi görünen tüm hakların sonra tek tek geri alınarak bloke edileceğini kaydetti. Ülkemizde olayları tam takip etmeyen veya kavramayan herkesin bu konuda konuşup, yazmaya başladığını ve ortada bir düşünce kaosunun doğduğunu ileri süren Kutan, "Bunu yaparken, Kıbrıs davası için ne kadar zararlı bir durum meydana getirdiklerinin farkında bile değiller. Kelimelerin yüzeysel ifadeleri bir çok kişi için yanıltıcı olabilmektedir. Bu yüzeysel intibaa aldanmadan, plan metni, mana ve bütünlük içinde ele alındığında, güzel görünen bu ifadelerin Türk tarafı için ne kadar vahim olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumu anlamayan, kavramayan bir çok kişi, 'aman böyle güzel bir fırsatı kaçırmayalım ve AB trenine yetişelim' havasına girmektedirler" şeklinde konuştu.
Türk tarafının hedef ve isteklerini anlatan, bunların taviz kabul edilmez esaslar ve Türk tarafının varlığıyla hayatiyetinin idamesi için şart olduğuna değinen Kutan, plandaki hedefin, yıllarca müzakereler veya zorlamalarla elde edilemeyen sonuçların, yumuşak vuruşla, belli etmeden, hukuk ve lisan tekniğiyle kalbul etmek olduğuna işaret etti. Planın kabul edilmesi halinde KKTC vatandaşlarının durumunun bugünkü Kosova'nın durumundan daha kötü bir hale getirileceğini ve en azından Kosova'nın isteği zaman ayrılmayı talep etme hakkının bulunduğunu, ama Türk kısmına asla böyle bir hak tanınmadığını vurgulayan Kutan, "Kopenhag zirvesine yetişmek üzere hazırlanmış olan bu çerçeve maalesef içi boş bir bir çerçevedir. Rum tarafı bunu derhal kabul etmiştir. Türk tarafına da'ya kabul eder ve birlikte içini doldururuz, ya da bu fırsatı ebediyen kaybedersiniz ve yıllarca uğraşırsınız' gibisinden mesajlar verilmekte ve baskı yapılmaktadır. Plan, AB ülkelerin ve Rumların mutabakatı ile hazırlanmış olup, çok teknik ve sofistike bir İngilizce ile kaleme alınmıştır. İçine çok zekice tuzaklar yerleşitirilmiştir. Türkler bunu kabul ederse, bilmeden, anlamadan pek çok kazanılmış hakkından vazgeçmek durumunda bırakılacaktır" dedi.
Bu plan veya çerçeve teklifi kabul edildiği takdirde, eşit güç veya tarafın ortadan kalkacağını, ortak kurucu devlet statüsü ebediyyen kaybolacağını, ortak halklar statüsü yokedileceğini ve kurucu devlet yerine parça devlet kavramına geçileceğini ileri süren Kutan, "Ortada kaybolacak olan sadece Kıbrıs değil, Türkiye'nin güvenliğini son derece yakından ilgilendiren durumlardır. Anlaşma kabul edilirse, şu anki topraklarımızın en az 1/5'i Rumlara terk edilecektir. Rumlar tarafından istenen bu bölgeler hem su açısından, hem ziraat açısından, hem de turizm açısından en verimli ve gözde olan yerlerdir. Sunulan A ve B haritalarının her ikiside tehlikelidir. Her ikisininde kabul edilir tarafı yoktur. Bu arada Türkleri ikna için onların önüne hiç gerçekçi olmayan bir 'AB'ye giriş sözü' gibi ne manaya geldiği belli olmayan bir vat sallanarak durum kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Kısaca; Barış harekatı ile alınan ve elde edilen her şey kaybedilecek ve harekatın yenilgisi Türklere böy.le ödettirilecektir. Tek hedef olan Enosis de AB genişleme operasyonu içinde gerçekleştirilecektir. Yunanlılar emellerini her zaman olduğu gibi büyük bir ustalıkla Avrupalılara yaptırmayı planlamaktadırlar" şeklinde konuştu. Kutan, plan ile ilgili şu anda yapılacak mnuhtemel hataları ise şöyle sıraladı: "Bütün olarak, olayyar incelenmeden, bu planı 'önümüze çıkan en iyi fırsat' ve bunu ne olacağı belli olmayan AB üyeliğine bağlamak, AB üyeliğini, ekonomik şartların yanı sıra siyasi mecburiyetleri, entegrasyonun getireceği sosyal ve kültürel güçlükler hiç kale alınmadan gözü kara bir şekilde istemek, AB üyeliği için her şeyi fedaya hazır olduğumuz intibaanı vermek, Doğru dürüst anlamadan, süslü kelimelere kanıp, planı benimsemek ve Belçika modeli gibi planlardan bahsetmek, Türkiye üstünde oynanmak istenen oyunların birbiriyle olan irtibatlarına, gizli veya açık taraflarına bakmadan karar vermek, Acelecilik yaparak, iş halledeyim derken davayı kaybetmek".
Kıbrıs ihtilafı'ın aceleye getirilmemesi gereken karmaşık bir konu olduğunu kaydeden Kutan, "Türkiye ve Kıbrıs Türkeleri için hayati önem taşıyan bu konuda, enine boyuna inceleme yapmadan, uzmanların görüşleri alınmadan, kulaktan dolma bilgilerle, ayaküstü ve birbirleriyle çelişen açıklamalarda bulunmayınız. Denktaş'ın sözlerine kulak veriniz" şeklinde hükümete uyarılarda bulundu. Daha sonra gazetecilerin 'hükümetin Kıbrıs konusundaki' politikasının hatırlatılması üzerine Kutan, "Hükümette entresan bir durum var. Kıbrıs konusunda aslında görüş ifade etmesi gereken kurum hükümettir. Hükümet bu meselede geri planda durmaktadır. Erdoğan çeşitli açıklamalarda bulunmakta ve hükümetle çelişmektedir" dedi.