YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kutlu Doğum Haftası

Memur-Sen Ankara İl ve Eğitim-Bir-Sen 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Kır, "Hayatının her anında O'nu...

Memur-Sen Ankara İl ve Eğitim-Bir-Sen 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Kır, "Hayatının her anında O'nu anlamak ve yaşamak lazımdır, çünkü O'nun doğumundan başlayıp vefatına kadar 63 Yıllık hayatının her zerresinde bütün insanlığın kurtuluş reçetesi gizlidir" dedi.

Memur-Sen Ankara İl ve Eğitim-Bir-Sen 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Kır, Kutlu Doğum Haftsası dolayısıyla mesaj yayınladı. Kır, 1989 Yılından beri Peygamberimizin doğum günü olan 20 Nisanı içine alan hafta 'Kutlu doğum Haftası' olarak kutlanmaktadır. Yılda bir hafta anmak yetmez. Hayatının her anında O'nu anlamak ve yaşamak lazımdır, çünkü O'nun doğumundan başlayıp vefatına kadar 63 Yıllık hayatının her zerresinde bütün insanlığın kurtuluş reçetesi gizlidir" dedi.

Kır, "Bilindiği üzere, cahiliye adı verilen, güçlünün zayıfı ezdiği, şiddet, zulüm ve savaşın hiç eksik olmadığı, kız çocuklarının diri, diri toprağa gömüldüğü, kadınların pazarlarda panayırlarda alınıp satıldığı bir devirde, içki kumar, zina, faizcilik, tefecilik, yağmacılık ve çapulculuğun vakayı adliyeden sayıldığı, bir dönemde, açlığın kıtlığın yokluğun hüküm sürdüğü bir çağda Mekkeli müşriklerin 'İstersen seni başımıza hükümdar yapalım. İstediğin kadar mal mülk verelim. Seni Mekke'nin en güzel kızlarıyla evlendirelim' teklifine karşılık 'Vallahi Güneşi sağ elime, ayı sol elime koysanız bu davadan vazgeçmem' diyebilen insanlık tarihinin en onurlu insanıdır" ifadelerini kullandı.

Töre veya başka nedenlerle kadınların şiddete maruz kaldığını ve sokak ortasında katledildiğine dikkati çeken Kır, hukuki hiçbir dayanağı olmayan anlamsız başörtüsü yasağı sebebiyle eğitim-öğretim, çalışma ve sosyal güvence haklarından mahrum bırakılarak cehaletin karanlığına gömüldüğünü iddia etti.

Kır, "O gün sebepsiz savaşlar eksik olmuyordu. Bu gün de dünyanın dört bir yanında Suriye’de Irakta Filistin’de, Afganistan da Pakistan da doğu Türkistan’da savaş, işgal şiddet sebebiyle oluk, oluk Müslüman kanı akıtılıyor. O gün açıktan yapılan hırsızlık yağmacılık, çapulculuk bu gün kılıfına uydurularak yasal yollarla yapılıyor. İşte böyle bir dönemde Hz. Muhammed (sav) kadınları bir ticaret metası ve fuhuş aracı olmaktan kurtarmış ve cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Soy sop farkını ortadan kaldırmış takva dışında bütün insanları bir tarağın dişleri gibi eşit ve kardeş saymıştır. Soygunculuk aracı olan faizciliği, tefeciliği insanları birbirine düşüren ırkçılığı ve kan davasını ayaklar altına almış, iman etmiş sayılmak ve cennete girebilmek için inananların birbirlerini sevmelerini şart koşmuştur" ifadelerine yer verdi.

Modern çağda, Birleşmiş Milletler tarafından (1948) 'Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi' ile kağıt üzerinde tanınan temel hak ve hürriyetlerin Miladi 632 yılında Veda hutbesinde Hz. Muhammed (sav) tarafından din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin insan olan herkese başta yaşama hakkı olmak üzere, mülk edinme, ırz, namusunu koruma, inanma ve inandığı gibi yaşama, düşünme ve düşündüğünü özgürce ifade edebilme, öğrenme, öğretme, emeğinin karşılığını zamanında ve günün şartlarına göre, alnının teri kurumadan alabilme, devlet imkanlarından adalet ölçüsünde yararlanabilme haklarını tanıdığını ifade etti.

Kır, "Onun için değirmende un çeke, çeke elleri yara bere içinde kalan kızı Fatıma'nın bir hizmetçi talebine karşılık 'Vallahi Suffe Ehli açlık ve sefalet içinde yaşarken kızımda olsan senin bu ihtiyacına cevap veremem' sözünden devletin imkanlarını ailesine, çevresine peşkeş çeken idarecilerin, Mekke'nin Fethi esnasında itibarlı bir kabilenin kızı suç işlediği için ailenin şerefi lekelenir diye cezasının affı istenildiğinde 'Ey Müslümanlar! Sizden önceki milletlerin tarihten silinip gitmelerinin sebebi nedir biliyor musunuz? Onların ileri gelenleri bir suç işlediğinde ona ceza vermezlerdi. Halktan birisi suç işlediğinde de cezanın infazı için yarış ederlerdi. Suçu işleyen kendi çocuğumda olsa cezalandırmaktan asla vazgeçmeyen Peygamberden sözde adalet dağıtan hukukçularımızın, yargıçlarımızın alacağı çok güzel örnekler vardır" dedi.

Kır, mesajını şöyle sürdürdü: "Velhasıl güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen, 'Beni Rabbim terbiye etti ne güzel terbiye etti' diyen Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmadıkça, kendimiz için istediğimizi din kardeşlerimiz için istemedikçe, nemelazımcılık hastalığından kurtulup açların açıkların dertlilerin dertleriyle dertlenmedikçe, çocuklarımıza en üstün miras olarak güzel terbiyeyi bırakmadıkça ırkçılık hastalığından, kavmiyetçilik duygusundan kurtulup bir bedenin azaları gibi bir binanın tuğlaları birbirimize kenetlenmedikçe, İslam kardeşliği ile kardeş olmadıkça kurtuluşumuz asla mümkün değildir. Bütün insanlık Hz. Muhammed'in sunduğu kurtuluş reçetesine uymadığı için mutsuz ve huzursuzdur. Kurtuluşumuz İslam’da ve huzur ve mutluluğumuz Hz. Muhammed'e tabi olmaktadır. Ne mutlu onu ananlara, ne mutlu onu anlayanlara, ne mutlu ona tabi olanlara."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler