Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan eski yönetici Hakan Bilal Kutlualp, tüzüğün 66. maddesine göre yaptığı değerlendirmeye, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın aşırı tepki gösterdiğini ifade etti.
Konuşması sırasında başkan Yıldırım ile tartışan Kutlualp, toplantının ardından basın mensuplarının yönelttiği soruları yanıtladı.
Söz konusu maddenin (B) fıkrasının, kongre üyelerinin, yöneticilerin ve başkanın kulüple parasal işlere giremeyeceğini ifade ettiğini anlatan Kutlualp, şunları kaydetti:
"Kongre üyesi, bırakın yönetim veya başkanı, kulüple akçeli işlere giremez. Bu bir emniyet kemeridir. Emniyet kemerini bir ömür boyu takarsınız, bir kere lazım olmaz. Ama hayıflanmazsınız. Tüzük de böyle bir şey. Madde diyor ki, 'Akçeli işlere girme.' Ben dedim ki burada iyi niyetten şüphem yok, buradaki gayrimenkulün Fenerbahçe'ye daha iyi şartlarda kazanıldığından da şüphem yok, bir art niyet yok ama görüntü itibarıyla bu yanlıştır. Hukukçular diyor ki, usulen yanlıştır ve usul esastan önce gelir ve önemlidir, bunun düzeltilmesi lazım. Ben de bunu söyledim, buna bu kadar hassasiyet, aşırı reaksiyon gösterecek bir şey yok."
Aziz Yıldırım'ın konuşmasında kendisiyle ilgili bahsettiği bir uçak seyahatiyle ilgili Kutlualp şunları kaydetti:
"Başkan ağzına sakız yapmış. 'Avusturya'ya giderken 7 kişiydik, sen tuvaletin üzerine oturdun' diye. Aralarında en genç adam bendim ve ben yerimi bilirim. Ben saygılı bir adamım. Orada zamanın Ecevit'in dış politika danışmanı Ertuğrul Çırağan, başkan, Şenes Erzik, Mehmet Ağar, Vali Bey varken kalkıp da tabii ki en arkadaki koltukta oturacağım, bu doğaldır. Beni kimse tanımıyordu, Fenerbahçe çok büyük bir camia. Fenerbahçe sayesinde daha çok insan tanıyabildi ama tabii ki bu herkes için geçerli. Onu (Aziz Yıldırım) da kimse tanımıyordu ama şimdi bir sürü insan tanıyor."
-"HEPİMİZİN AŞKI SARI LACİVERTTİR"-
Aşırı hassasiyete gerek olmadığının altını çizen Kutlualp, 'Netice itibariyle hepimizin aşkı sarı laciverttir, yollarımız farklı olabilir. Düşüncelerimiz ayrıdır ama hedef aynıdır. Burada herkesin gönlünde sarı lacivert aşkı var. Ama herkes kendine göre bu aşkı yaşayabilir. Buna saygı göstermek lazım. Muhalefet sadece ve sadece demokrasinin olduğu yerde vardır. Orada legaldir ve gereklidir. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız" şeklinde konuştu.
Başkan Yıldırım'ın 39 ay önce kendisine Yüksek Divan Kurulu'nda hoş olmayan konuşmalar yaptığını, saygı çerçevesinde suskun kaldığını, bugün de bu nedenle konuştuğunu anlatan Kutlualp, şöyle devam etti:
"Bakın Hz. Mevlana'nın bir lafı var, 'Bizim her lafa verilecek bir cevabımız var.' Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yeri geldiğinde ne gerekiyorsa gerektiğinde konuşacağız. Ancak Fenerbahçe terbiyesiyle konuşacağız. Orada ağzımdan 'Sen' kelimesi çıktı. Ama o da bir ara 'Sen' dedi. Bu insanın ağzından farkında olmadan çıkan bir kelime, yoksa hakaret değil. O gerginlikte istemeden çıkmış bir laftır. Bunu ben bilerek yapmadım, yoksa bilerek yapılacak bir sürü şey var."
-"2, 3 BİN KİŞİLERLE YAPILAN KONGRELER FENERBAHÇE'YE YAKIŞMIYOR"-
Tek arzusunun kongrede aday olmak isteyen insanlara kızılmaması olduğunu dile getiren Kutlualp, daha sonra şu ifadeleri kullandı:
"Bu platformu yönetim hazırlayacak. Ne kadar çok aday olursa güzel yarış olur ve Aziz Yıldırım kazanırsa daha büyük zevk olur. Yoksa kimseyi sokmadan 2 bin, 3 bin kişilerle yapılan kongreler artık Fenerbahçe'ye yakışmıyor. Aday çok olmalı, iyi bir yarış olmalı."
-"ADAY OLMAK GİBİ BİR DÜŞÜNCEM ŞU ANDA YOK"-
Hakan Bilal Kutlualp, Mayıs ayındaki kongrede başkan adayı olmak veya bir oluşumun içinde yönetici olarak yer almak gibi bir düşüncesinin bulunmadığını ifade ederek, "Şu anda öyle bir düşünce yok. Ama burası Fenerbahçe, bize böyle bir talep olursa kaçmayız tabii ki" dedi.
Bir forma satın almanın bile Fenerbahçe'ye hizmet etmek olduğunu kaydeden Kutlualp, "Buraya gelip Divan'da da 'Sen gel bunu hibe et' demek de hizmettir. O kadar hizmet yapmıştır başkan, bunu da hibe edebilir. Gayet güzel olur. Fena bir şey olmaz" diye konuştu.
Aziz Yıldırım ile arasındaki sorunun kişisel duruma dönüşüp dönüşmediği sorusuna Kutlualp, "Benim kişilerle sorunum olmaz. Benim anlatmak istediğim, tüzüğün maddesine göre yaptıkları davranışın hoş görünmemesi. Art niyetli bir hareket değildi, hakkını teslim ediyorum ama gel bunu yoluna koy, hafif raydan çıkmış. Gel düzelt bunu, Fenerbahçe'ye hizmet olsun. Hizmetlerine bir tanesi daha ekle" şeklinde konuştu.
Aziz Yıldırım ile ilk zamanlar çok sıkı çalıştıklarını, ancak kendisinin de bilmediği bir sebepten dolayı aralarında bir gerginlik olduğunu anlatan eski yönetici, "Medyada ön plana çıkmamın hazımsızlıkları oldu. Transfer göz önünde olan bir şey olunca siz kaçsanız bile medya sizi buluyor, çekiyor. Ondan dolayı biraz rahatsızlıklar yaşamış olabilir. İnsanlar konuşabilmeliler, karşı görüşleri de söyleyebilmeliler" dedi.
-"DİNİME KÜFÜR EDEN MÜSLÜMAN OLSA"-
Kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın, bir transferi özel uçakla İstanbul'a getirdiği ve parasını kulübe ödettiği açıklamalarıyla ilgili Kutlualp, özetle şunları kaydetti:
"Anelka'yı uçakla getirdim, doğrudur. Geldiği tarihe iyi bakın, 31 Ocak sabaha karşı 3'te geldi. Pazartesiydi ve transferin son günüydü. Ertesi gün THY uçağıyla getirseydik işlemler yetişmezdi, transfer de olmazdı. Gerçekleri saptırarak konuşuyorlar. Fenerbahçe'ye yakışan, oyuncularını özel uçakla getirmektir. Benden sonra Kezman'ı Madrid'den alıp, Belgrad'a indirip, oradan hanımını alıp özel uçakla İstanbul'a getirmişlerdir. Ben bunu doğru buluyorum. Hani, 'Dinime küfür eden Müslüman olsa' diye bir söz var ya. Şimdi bu ona denk geldi. Fenerbahçe o gün yine doğru yapmıştır. Hiçbir şey bulamayınca insanın, bir insana isnat edebileceği bir suç gibi gösteriliyor. O gün Galatasaraylı bir iş adamı olan Oğuz Çarmıklı uçağını tahsis etti ve orada bekletti. Parasını da kulüpten kendi şirketi aldı. Bazen para bulursunuz, uçağı yine bulamazsınız."