HABER

Kuzey Irak'ın etkili isminden açıklama

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi İngiltere Yüksel Temsilcisi Bayan Sami Abdul Rahman, önemli açıklamalarda bulundu.

Kuzey Irak'ın etkili isminden açıklama

Kuzey Irak Yönetimi’nin etkili isimlerinden Bayan Rahman, Londra’daki Buckhingam Sarayı’na 50 metre uzaklıktaki elçilik ofisinde Cihan Haber Ajansı’na özel bir mülakat verdi.

Bayan Rahman, 2002 yılından bu yana herkesin “Irak parçalanıyor” şeklinde yorumlar yaptığına dikkat çekerek, Irak’ın hâlâ bir arada olduğunun altını çiziyor. Herkesin Anayasa’ya bir bütün olarak saygı göstermesi halinde Irak’ın birleşik kalmaya devam edeceğini vurgulayan Bayan Rahman, sadece iki durumun ortaya çıkması halinde Irak’tan ayrılacaklarını belirtiyor. Bayan Rahman, bölünmeyi tetikleyecek bu iki durumu "iç savaş ve diktatörlüğe dönüş" olarak sıralıyor.

Bölgesel Yönetimin lideri Mesut Barzani'nin birçok yerde bu konuyu açıkça vurguladığını aktaran Rahman şöyle konuştu: “İki durumun meydana gelmesi halinde Kürt Bölgesel Yönetimi olarak Irak’tan ayrılacağımızın altını çiziyoruz. Birincisi, iç savaşın çıkması. Kesinlikle iç savaşın bir tarafı olmayız. İkincisi, Irak geçmişteki gibi diktatörlük rejimine dönmesi durumunda. Çünkü insanımız diktatörlük zamanlarındaki soykırımlardan çok çekti. Sonuç olarak bu iki senaryonun gerçekleşmesi durumunda Irak’tan ayrılma ihtimalimiz artar. Aksi halde, birleşik, demokratik ve federal bir Irak’a bağlılığımız devam eder.”
ADI ‘YENİ-OSMANLI’ OLSUN, NE FARK EDER?

Türkiye ’deki ‘yeni-Osmanlıcılık’ tartışmalarına ilişkin de önemli açıklamalarda bulunan Bayan Sami Rahman, Avrupa Birliği’nin (AB) “başarılı” yapısının bu tartışmalar için iyi bir örnek teşkil ettiğine işaret ediyor. AB’nin ulus devletlerden oluşan, federal bir yapıya sahip etkili bir organizasyon olduğuna dikkat çeken Rahman sözlerini şöyle sürdürdü: “Neden biz de bölgemizde AB benzeri bir federasyona veya bazılarının isimlendirdiği gibi ‘yeni-Osmanlı’ya sahip olmayalım? AB, bunun için önümüzde harika bir örnek. 50-60 yıl önce birbiriyle savaş halinde olan ülkeler şimdi barış içinde. AB, ihracat, istikrar, devamlılık ve demokrasi gibi konularda çok iyi bir organizasyon. Bu yapının benzerini Ortadoğu’da neden kurmayalım ki? Bazıları bunu ‘yeni-Osmanlı’ olarak adlandırabilir, neden olmasın ki?”

Sami Rahman, öte yandan Ortadoğu’da AB gibi bir yapıyı oluşturmak için uzun bir yol katedilmesi gerektiğini düşünüyor. Rahman’a göre bu, bölgedeki bütün etnik ve dini grupların kendini “kısmen emniyetsiz” hissetmesinden kaynaklanıyor ve bu psikolojiden kurtulmadıkça böyle bir yapının oluşturulmasının zor olduğunu savunuyor.
PETROL GELİRLERİNİN YÜZDE 17’Sİ BİZİM OLMALI

Bayan Sami Rahman, petrol-gaz, ödenmeyen faturalar, hidrokarbon kanunu gibi bazı konularda anlaşmazlıkların devam ettiğini belirterek, “Anayasa’da petrolün tüm Irak halkının malı olduğu ve bu petrol yataklarının kim tarafından nasıl yönetileceği açık bir şekilde yer alıyor” dedi. Toplam enerji gelirlerinin yüzde 17’sinin Kürt Bölgesi'ne, yüzde 83’ünün ise Irak Federal Hükümeti’ne ait olduğuna dair anlaşmayı hatırlatan Rahman, “Biz petrol gelirlerinde de aynı dağılımın olmasını istediğimizi söyledik” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN POZİTİF ROL OYNAMASI BİZİ MEMNUN EDER

Türkiye’nin Kürt Bölgesi için çok önemli bir komşu ülke olduğunu ve komşulukta istikrarın çok önem arz ettiğini kaydeden Bayan Rahman, “Fakat şunu belirtmek isterim ki, ülke sınırları içinde meseleler Irak’ın iç meseleleridir. Bu konular, Kürt Bölgesel Yönetimi ve Başbakan Nuri Maliki ’yi ilgilendirir. Fakat Türkiye pozitif bir rol oynamak isterse, tabii ki bunu memnuniyetle karşılarız” diye konuştu. Komşu ülkeler veya ABD gibi diğer ülkelerden de Irak meselelerine ilişkin pozitif katkı sağlamak isteyenleri memnuniyetle karşılayacaklarını belirten Rahman, “Eminim ki bu katkılardan Başbakan Maliki de memnun olacaktır. Fakat nihayetinde Irak’a ilişkin kararlar dahili olarak alınmalı. Çünkü eğer bu kararlardan biz memnun olur, Maliki olmazsa bir anlamı olmaz. Tersi durumunda da aynı şey geçerli” dedi.
PETROL BORU HATTI YENİ BİR TARTIŞMA BAŞLATMAZ

Bayan Sami Rahman, Kuzey Irak ile Türkiye arasında bu yıl içinde yapımı tamamlanması öngörülen enerji boru hattının Erbil ile Bağdat arasında “yeni bir tartışma” başlatmayacağını düşünüyor. Halihazırda TIR'larla Türkiye’ye petrol ihraç ettiklerini hatırlatan Rahman sözlerini şöyle sürdürdü: “Irak Anayasası’nın, bize petrol yataklarını yönetme, pazarlama ve ihraç etme hakkını verdiğini düşünüyoruz. Bunlar zaten Maliki yönetimiyle tartışmakta olduğumuz meseleler. Yeni bir tartışma oluşturacağını sanmıyorum. Bu tartışmaların ‘kazan-kazan’ şeklinde çözüme ulaşmasını çok arzu ediyoruz ve bunun mümkün olduğunu düşünüyoruz.”
İLİŞKİLERİMİZİN NASIL OLACAĞINA KENDİMİZ KARAR VERMELİYİZ

ABD’nin Ankara-Erbil ilişkilerinden rahatsız olduğu iddialarına ilişkin ise Bayan Rahman, “Amerika tabii ki dünyanın en önemli ülkelerinden biri ve söylediği şeyleri hesaba katmak zorundayız. Fakat Türkiye, Irak ve Kürt Bölgesel Yönetimi olarak bizler komşuyuz. Başkaları ne derse desin, biz birbirimize yaşam boyu bitişik ülkeleriz. Bu böyle!” dedi. “Nihayetinde ilişkilerimizin nasıl olacağına bizler karar vermek zorundayız” diyen Rahman, bu ilişkiden Türkiye ve Irak halkı fayda görüyorsa, daha ileriye götürmemek için hiçbir sebep olmadığını vurguladı.

MALİKİ, 140. MADDE’YE İLİŞKİN SOMUT ADIMLAR ATMIYOR

Anayasa’nın 140. maddesinin; Kerkük, Sincar gibi tartışmalı bölgelerin çözümüne ilişkin bir yöntem ortaya koyduğunu ifade eden Londra temsilcisi, "Maalesef 140. Madde şimdiye kadar uygulanmış değil. Bu, Başbakan Maliki ile aramızdaki tartışmalı konulardan birini oluşturuyor" dedi. Maliki’nin 2010’dan bu yana iki dönemdir iktidarda olduğunu ancak 140. maddeye ilişkin hiçbir şey yapmadığını kaydeden Bayan Rahman, “Gelecek belirsizliğini korumaya devam ediyor. Fakat bu şekilde devam edemez. Söz konusu bölgelerde yaşayanlar için bu adil değil” diye devam etti. Bayan Rahman, tartışmalı konulara ilişkin Maliki’yi somut adımlar atmamakla eleştirerek, “2010’dan bu yana Irak ve Kürt halkı beklemede. Yeni bir anlaşma yapmaya veya yeni vaatlere ihtiyacımız yok. Bizim istediğimiz mevcut anlaşmaların uygulamaya konulması” diye konuştu.

PKK ’NIN SİLAH BIRAKMASI KESİNLİKLE MÜMKÜN

Bayan Rahman, PKK’nın silah bırakmasının “kesinlikle mümkün” olduğunu düşünüyor. Rahman, her iki tarafta da şiddetin tamamen sona ermesi için karşılıklı itimat ve güvenin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye ile PKK arasındaki çatışmaların 30 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini ve karşılıklı güvenin aşınmış olmasının gayet doğal olduğunu belirten Rahman, son yaşananların, silahların susması ve barışın tesis edilmesi adına çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.
ERBİL’DEKİ TÜRK OKULLARINDAN HALK ÇOK MEMNUN

Sami Rahman, diktatörlük rejimlerinde ülkede en çok zarar gören konuların başında eğitimin geldiğine dikkat çekiyor. Bunun nedenini ise “Eğitimli insanın diktatörlüğe baş kaldırma ihtimali daha güçlüdür” sözleriyle açıklıyor. Bundan dolayı diktatörlerin eğitim sistemini olumsuz yönde kontrol alma eğiliminde olduklarını belirten Rahman, Irak’ın eğitim konusunda geçmişte büyük sorunlar yaşadığını hatırlatıyor. Kürt Bögesi halkının Türk üniversiteleri ve okullarından “kesinlikle memnun olduklarını” vurgulayan Rahman, “Bu okullar, farklı yerlerdeki bilgiyi ülkemize taşıyarak, eğitim sistemimize yeni bir pencere açıyor. Halkımıza uluslararası standartlarda eğitim olanağı sağlıyor” diye konuştu.

Rahman, Kuzey Irak’taki Türk okulları hakkında şimdiye kadar olumsuz hiçbir şey duymadığını belirterek, “Bazı komşu ve akrabalarımın çocuklarından Erbil’deki Işık Okulları’na gidenler var ve hepsi oldukça memnun” diyerek Türk okullarından övgüyle bahsetti. Kürt politikacı, İngiltere’deki üniversiteleri Kuzey Irak’ta eğitim faaliyetinde bulunmaları yönünde teşvik ettiğini ve bazı üniversitelerin Erbil’de kampüs açmayı düşündüğünü sözlerine ekledi.

"İNGİLİZ İŞADAMLARINA TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK GÖSTERİYORUM"

Türkiye’nin Kuzey Irak için çok önemli bir ticari partner olduğuna vurgu yapan Bayan Rahman, buradaki yabancı şirketlerin yarısını Türk şirketlerinin oluşturduğunu ve birçok inşaat ve altyapı projesinin Türk şirketler tarafından yapıldığını belirtiyor. Türk şirketlerin Kuzey Irak’taki başarılı faaliyetlerini diğer ülkelere de örnek olarak gösterdiklerini kaydeden Rahman, İngiliz işadamlarını Türkler gibi iş yapmaları konusunda ve hatta Türklerle birlikte yatırım yapmalarını teşvik ettiğini

En Çok Aranan Haberler