İSTANBUL (A.A) – 11.12.2010 - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanını fakültede yaşanan yumurtalı protesto nedeniyle bir kez daha istifaya çağırarak, ''(Senin yaptığın bu dekanlığı babam da yapar) dedim. Bugün bir daha söylüyorum; bunu babam da yapar, dedem de yapar. Dedeyi de katalım da biraz daha şenlensin'' dedi.
[
](https://www.mynet.com/bir-protesto-da-kuzuya-2692264-myvideo)
Kamu Hukukçuları Derneği ve İstanbul Üniversitesi tarafından rektörlük binası doktora salonunda düzenlenen ''Kamu Denetçiliği (ombudsmanlık) Sempozyumu''nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kuzu, bir gazetecinin ''Ankara Üniversitesindeki yumurtalı protestodan sonra bugün İstanbul Üniversitesinde konferans verdiniz. Gayet sakin geçti, sizce nasıldı?'' sorusu üzerine bir protestonun sınırının olması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Benim özgürlüğümün başladığı yerde seninki biter. Yani ne oluyor? Sen yumurta atmaya başlıyorsun, ben orada 15 dakika 'Yumurtaları biter mi' diye bekliyorum. Maşallah çiftlikleri çok kuvvetli, Ali Baba'nın çiftliğinden sürekli yumurta geliyor. Çift sarılı, tek sarılı yumurtalar sürekli önümüze düşüyor. Biteceği yok yumurtanın... Aslında o yumurta en çok 10 dakikada bitmeli. Ondan sonra da ben o halimle de olsa orada konuşabilmeliyim. Bir şey anlatma, bilgi verme yetkim gasp ediliyor, oraya gelen öğrencilerin yüzde 98'inin bir şey öğrenme, bilgi alma hakkı engellenmiş oluyor. Kim yapıyor bunu? 20-25 öğrenci yapıyor. Dekanın ifadesiyle öğrenci olmayan da var. Dolayısıyla yöntem doğru değil. Bundan bir şey de çıkmaz. Ben öğrencilere acıyorum.''
Bir akademisyen olarak öğrencilere kapısının açık olduğunu, gelen öğrencilerin kimliğini bile sormadığını ifade eden Kuzu, haklı olan herkese yardımcı olduğunu söyledi.
Öğrencilerin burs, yurt, kredi, harç meselesi gibi sorunlarını kendisine anlatabileceklerini belirten Kuzu, ''Buna rağmen 'Ben gelmem, yumurta atarım' dersen olmaz. Bu yumurta bir gün biter. O yöntem yöntem değil'' diye konuştu.
-''MAKSADIM DEKANLA UĞRAŞMAK DEĞİL''-
Bilgi çağında en güçlü aracın bilgi olduğunu, bilenin her zaman üstün tutulduğunu belirten Kuzu, ''Siyasal Bilgiler Fakültesine siyasetçi gelmeyecek de kim gelecek?'' diye sordu.
Dekanı bir kez daha istifaya davet eden Kuzu, şöyle konuştu:
''Maksadım dekanla uğraşmak değil. Çünkü dekanı tanımam bile, ismen duyuyorum. Dolayısıyla bir alıp veremediğim yok. Oradaki ayrım şu olmuştur; aynı amfide CHP'yi temsilen Süheyl Batum konuşurken, 3 sıra öğretim üyesi varken, ben gelince bir tek öğretim üyesi yoktu. Oradaki 8-9 öğrenci protesto ediyor, hocalar susturmaya çalışıyor. Biz geldik, nasıl olsa yumurta şenliği başlayacak, piyasada yoklar. Bunu dekan da hocalar da biliyor. Dedik ki, 'Bu toplantıyı iptal edin.' İptal yok. 'Tedbir alın', tedbir yok. Aşağıya geliyorsun dekan yok. Bunu protokol anlamında söylemiyorum. Sonra kendisini arıyorum, diyor ki '4. kattayım' Yukarıdan aşağıya iyi görünüyor mu? Nasıl buradaki festival? Sen de eşlik edebiliyor musun? Yani bir iki tane siyasetçiyi çağıracaksın, iki tane anayasa profesörü, konu anayasa... 40 gün önceden belli olmuş bir programı iptal etmiyor, tedbir almıyorsun, tedbir alacak polisi de engelliyorsun. Yukarıdan da bakıyorsun, aşağıya inmiyorsun, aradığım zaman da 'Onların çoğu öğrenci bile değil' diyorsun. Ben seni istifaya tabii ki davet edeceğim, bundan daha doğal ne var? 'Senin yaptığın bu dekanlığı babam da yapar' dedim. Bugün bir daha söylüyorum; 'Bunu babam da yapar, dedem de yapar.' Dedeyi de katalım da biraz daha şenlensin. İdarecilik sorumluluk ister. O zaman oturmayacaksın o makamda.''