CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Başbakan Erdoğan'ın CHP lideri Baykal ve partiye dönük eleştirileriyle ilgili sert açıklamalarda bulundu. MYK toplantısı sırasında, basının karşısında geçen Sav, "Laiklik öyle Recep Tayyip Erdoğan'ın küçücük beynine sığmayacak kadar geniş bir kavramdır. Laiklik, aklın öncülüğünde bilimin ışığında, uluslaşmanın, ulusun egemenlikte olduğu koşulunun, insan hak ve özgürlüklerinin olmazsa olmaz koşuludur, demokratik hukuk devletinin de temelidir harcıdır" dedi.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Hükümet'i ve Başbakan Recp Tayyip Erdoğan'ı sert dille eliştirdi. Sav, "Başbakanın hakaretlerine karşı sesiz kalacağımızı sanıyorsa, Başbakan bizi başkalarıyla karıştırıyor demektir. Son zamanlarda, sayın Başbakanın tedavisi gayri kabil bir hastalığa tutulduğunu görüyoruz" diye konuştu.
Önder Sav, şunları söyledi:
"CHP'nin genel başkanından en sade üyesine tertemiz bir geçmişi vardır. O tertemiz, beyaz sayfalara Recep Tayyip Erdoğan'ın çirkin yazılar yazmasına asla müsaade etmeyiz. Külhanbeyi edasıyla konuşmak bir marifet değildir siyasette. Kasımpaşa'da futbol sahasında, külhanbeyi edasıyla konuşabilirsiniz, ama bir ülkenin başbakanıysanız, o edanızı unutmuş olmanız gerekir."
Sav, "CHP MYK, sayın Başbakanın özellikle son günlerde yaptığı yeni konuşmaları değerlendirmiş ve bu konuşmalar karşısında CHP'nin sesiz kalmaması gerektiğine karar vererek, son günlerde dozunu giderek arttırdığı, CHP'ye ağır ve çirkin isnatlarda bulunduğu konuşmalara gerektiği, laik olduğu cevabı vermeyi uygun bulmuştur" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın hakaretlerine dönük sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Önder Sav, "Başbakanın hakaretlerine karşı sesiz kalacağımızı sanıyorsa, Başbakan bizi başkalarıyla karıştırıyor demektir. Son zamanlarda, sayın Başbakanın tedavisi gayri kabil bir hastalığa tutulduğunu görüyoruz. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu görüyoruz. En kötü hastalık bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığıdır. Başbakanı kısa zamanda bu hastalıktan kurtulsun diye dua etmekten başka yapacak bir şey yok" diye konuştu.
-ÇİRKİN YAZI YAZMASINA MÜSAADE ETMEYCEĞİZ-
Önder Sav, açıklamaları şöyle :
"Biz sayın Başbakanın kimliğini kişiliğini, nereden gelip nereye gittiğini çok iyi biliyoruz. Sütlüce mezbahasından bu güne nasıl geldiğinin hesabını veremeyenler, sahte evrak düzenlemekten, zimmetten, ihaleye fesat karıştırmaktan, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık yapan ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan kendi hesabını veremeyenler CHP'ye dil uzatamaz. CHP'nin genel başkanından en sade üyesine tertemiz bir geçmişi vardır. O tertemiz, beyaz sayfalara Recep Tayyip Erdoğan'ın çirkin yazılar yazmasına asla müsaade etmeyiz.
-KÜLHANBEYLİK MARİFET DEĞİLDİR-
Külhanbeyi edasıyla konuşmak bir marifet değildir siyasette. Kasımpaşa'da futbol sahasında, külhanbeyi edasıyla konuşabilirsiniz ama bir ülkenin Başbakanıysanız, o edanızı unutmuş olmanız gerekir. Ne yazık ki sayın Başbakan külhanbeyi edasını unutabilmiş değildir. Sağa sola saldırarak, medyaya göz dağı vererek, kimi köşe yazarlarını karalamaya çalışarak Türkiye'de kendi düşüncesinde olmayanları, aydınları suçlayarak hiçbir yere varamaz sayın başbakan.
-KURTARICI ROLÜNDEN BİR AN ÖNCE SIYRILMALI –
Sayın Başbakan, son zamanlarda, hemen hemen her şeyin kurtarıcısı ve koruyucusuymuş gibi bir eda takınıyor. Sayın Başbakanın bu kurtarıcılık rolünden de çok kısa zamanda sıyrılması gerektiğini kendisine tavsiye etmek durumundayız.
Türkiye, demokratik, laik cumhuriyet, geçmişi belli, siyasete hangi yoldan geldiği bilinen, son zamanlarda da nasıl bir siyaset yürüttüğü görülen siyaset adamlarına asla teslim edilemez. Hele hele, bu kabadayılık, külhanbeylik, belki Türkiye'de herkese söker ama biz CHP'lilere sökmez. Biz tarihin derinliklerinden gelen aydınlanma meşalesini elinde tutanların nesilleriyiz.
-MANDACILAR BİLE SİNDİRİMEDİ-
O aydınlanma meşalesini elinde tutanları hiç kimse sindiremedi, mandacılar sindiremedi, ikinci cumhuriyetçiler sindiremedi, ılımlı İslamcılar sindiremedi, globalleşmeciler sindiremedi, küreselleştirmeciler sindiremedi nerde kaldı ki Tayyip Erdoğan sindirecek. İsmet Paşanın ünlü sözüyle buna yeltenenlere ‘hadi canım sende' demekten başka yapılacak hiçbir şey yoktur.
-LAİKLİK ERDOĞAN'IN KÜÇÜK BEYNİNE SIĞMAZ-
Laikliği, korumak sanki sayın Recep Tayyip Erdoğan'a kalmış gibi eda içinde. Hem partisi hem kendisi. Laikliği Recep Tayyip Erdoğan'ın ne şekilde korumaya çalıştığını son bir hafta içindeki gelişmeler çok yakından ortaya koymuştur.
Laiklik öyle Recep Tayyip Erdoğan'ın küçücük beynine sığmayacak kadar geniş bir kavramdır. Laiklik, aklın öncülüğünde bilimin ışığında, uluslaşmanın, ulusun egemenlikte olduğu koşulunun insan hak ve özgürlüklerinin olmazsa olmaz koşuludur, demokratik hukuk devletinin de temelidir harcıdır.
Bunları bilmeden, laikliği tarif etmeye kalkmak, kendisini laiklik havarisi gibi sunmaya kalkmak hele hele Recep Tayyip Erdoğan'ın hiç ağzına yakışmıyor. Belki başka siyaset adamları söylese acaba bir bildiği mi var diyebiliriz. Ama biz bu konuda sabıkası olan Başbakanın hiçbir şey bilmediğine çok yakından tanık olmuş bir partiyiz.
-FAZLA PİŞME YANARSIN-
‘Öfke bir hitabet sanatıdır' diyor Sayın Başbakan herhalde sanatın ne anlama geldiğini bilmiyor. Öfkeyle kalkan zararla oturur. Sayın Başbakan da bu öfkesinden sonra hiç kuşkunuz olmasın ki zararla oturacaktır, o takiye ustalığı da zarardan kendisini kurtaramayacaktır.
‘Siyasetin içinde pişe pişe geldik' diyor. Aman sayın Başbakan çok fazla pişmeyin sonra yanarsınız. Sizi kimse kurtaramaz."
Önder Sav, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Sav, Başbakan Erdoğan'ın "Laikliği Deniz Baykal yozlaştırdı" açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Laikliği bir yozlaştıran var ama o Deniz Baykal değil. Laikliği yozlaştıran, sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun çalışma arkadaşları. Sayın Deniz Baykal'ın da benim söylediğim CHP'nin tarifi içinde olan laiklikten farklı hiçbir şey söylemediğini herkes biliyor. Önce aynaya baksın Recep Tayyip Erdoğan kendisini görsün" karşılığını verdi.
Sav, Erdoğan'ın medyaya dönük eleştirilerini de değerlendirdi. Sav, "Maalesef sayın Başbakan işine geldiği zaman medya ile beraber. Medya sayın Başbakana en ufacık bir yollama yaptığı, sayın Başbakanı eleştirdiği zaman medya sayın Başbakanın yüzünde ‘tu kaka' oluyor. Son zamanlarda da kimi köşe yazarları kimi gazetecileri