Lale Mansur, Sabah gazetesinde Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtladı.
Mansur "Asker bir aileden geliyorsunuz. Böyle bir ortam size nasıl yansıdı?" sorusunu "Ailenin en küçüğüyüm, üç erkekten sonra dünyaya geldim. Doğduğumda babam 56 yaşındaydı. O yüzden babamın çalıştığı dönemi çok hatırlamıyorum. Abimler disiplin içinde büyüdü ama bana çok sökmedi bu" diye yanıtladı.
Aklına eseni yapabilen, kendine güvenen ve gözü kara biri olarak büyüdüğünü belirten Mansur, "Dedeniz, Çanakkale'de Atatürk'ün silah arkadaşı Servet Paşa. Korgeneral olarak emekli olmuş babanız da kurtuluş mücadelesinin önemli isimlerinden Hüsrev Gerede'nin yeğeni. Ailenizde böyle Atatürk'ü yakından tanıyan kişiler olması sizin ona bakışınızı nasıl etkiledi?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
— Dünyada Atatürk kadar tarihi şahsiyet olarak bu kullanılan başka bir kişi var mı bilmiyorum. Bu ülke için çok önemli şeyler yaptı ama tapmak ayrı bir durum. Bugün kendini 'Atatürkçü'yüm' diye tanımlayan birçok kişi aslında son derece tutucu. 'Ben Atatürkçüyüm' diyenlerin geçmişte yaptığı birçok hata var aslında. Mesela 'Atatürkçü'yüm' diyenler geçmişte dindar insanları aşağıladılar, 'Başörtüsünden dolayı bunlar üniversiteye gidemez' dediler.
— 'Haydi Kızlar Okula' kampanyası yapıp sonra kızlar üniversiteye gelince de 'Başörtülüler otursun, diğerleri devam etsin' dediler. Çok tutarsız bir durum bu. Bugün yaşadıklarımızda geçmişte yapılan bu hataların çok büyük etkisi var. Bu yapılan hatalar bumerang gibi bize geri dönecekti ve döndü. Ve bunun Atatürk'le hiçbir alakası yok, bunu da belirtmek isterim.