Kanlıca'daki yalı 1900'lerin başında Rukiye Hanım tarafından yenilenerek ‘Prenses Rukiye Yalısı' adını aldı. Prenses Rukiye'nin eşi Abbas Halim Paşa, sarrafa olan borç yüzünden yalıyı Esad Muhlis Paşa'ya sattı. Yalı Esad Muhlis'ten oğlu Sadullah Paşa'ya kaldı. Lanet burada başladı.
Sadullah Paşa Viyana elçisi iken Avusturyalı Anna Schumann ile yaşadığı yasak aşk ortaya çıktı. Sadullah Paşa, bunalıma girerek intihar etti. En büyük oğlu Asaf Bey de yasak aşk yaşadı. Ve zorla evlendirildi, mutsuz oldu. O da babası gibi intihar etti.
Ardından yalı Vanda Ayaşlı Esen'e kaldı. Önce yalıyı satmak isteyen Vanda Hanım, emlak şirketiyle anlaşamayınca vazgeçti. Yalıyı Ayşegül Tecimer'e kiraladı. Tecimer, 1997'de adı tarihi eser kaçakçılığına karışınca 1998'de Marakeş'e kaçtı. Vanda Ayaşlı Esen de çete tarafından öldürüldü.
Yalısı gasp edildi, oğlu kaçırıldı. Ancak yalı çete lideri Çetin A'ya da yar olmadı. Çete operasyonla çökertildi. Yalı Vanda Hanım'ın oğlu İbrahim Esen'e kaldı.