Türkçe ve Arapça arasında güçlü bir leksik ödünçleme vardır. Arapça, Türkçenin söz varlığına başta din olmak üzere farklı alanlarda sözcükler kazandırmıştır. Latife kelimesi de dilimize Arapçadan geçmiştir. "Latif şey, hoşluk, espri" anlamına gelen latife kelimesi Arapça "lṭf" kökünden gelen "laṭīfa(t)" sözcüğünden alıntıdır. Latife kelimesinin kullanıldığı düşünülen en eski Türkçe kaynak Kâbusname olarak bilinir. Kâbusname 1432’de Mercimek Ahmed’in II. Murat’ın emriyle Türkçeye çevirmiştir. Kâbusname 1082 yılında Keykavus bin İskender tarafından yazılan Farsça bir eserdir.
İnce anlamlar taşıyan ve hem eğlendirmek hem de düşündürmek amacıyla söylenen sözlere latife denir. Kelimelerle açıkça anlatamadığımız ve karşımızdaki kişiyi incitmeden rumuzlu olarak söylenen sözlerdir. Latife kelimesi aynı zamanda bir tasavvuf terimi olarak da karşımıza çıkar. Tasavvufta latife "kalp hâllerine ait, açıkça dile getirilemeyen ve işaret yoluyla ehline sezdirilen yaşayarak öğrenebildiğimiz bilgiler" anlamındadır.
Anlam aynılığı veya anlam ortaklığı olarak açıklanabilecek eş anlamlılıkta tam anlamıyla bir anlam eşleşmesi yoktur. Dilin zamanla uğradığı değişim ve gelişimler sonucunda bu anlamların günlük hayatta kullandığı alanların değişeceği düşünülebilir. Bu yüzden latife ve latife kelimesinin eş anlamı arasında tam anlamıyla bir anlam eşleşmesi karşılanmayabilir.
Latife kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük ise "şaka"dır. Türk Dil Kurumuna göre şaka kelimesi "Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife." anlamındadır.
Latife kelimesinin eş anlamı olan kelimelerle örnek cümleler kurmak gerekirse: