Ankara (AA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin AB'ye yaptığı "bir liman ve bir havaalanını" Güney Kıbrıs Rum Yönetimine açma önerisini değerlendirirken, "Ortada devlet yönetme anlayışıyla bağdaşmayan, laubali bir dış politika götürme tarzı bulunduğunu" öne sürdü.
Baykal, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye "bir liman ve bir havaalanı açma" konusunda yaptığı öneriyi değerlendirdi.
Bir liman ve havaalanının açılması durumunda, Türkiye ile AB ilişkilerinin Kıbrıs'a bağlanmasının kabul edilmiş olunacağını ifade eden Deniz Baykal, "AB'nin 'askıya alırız' baskısını ortadan kaldırmak için Kıbrıs ödünü veriyorsan, bundan sonra AB artık Kıbrıs'ı da söyler, Ege'yi de söyler, Güneydoğu'yu da söyler, azınlıkları da söyler, her şeyi söyler... Siyasi şartları kabul ediyorsun sen. Onu tutamazsın. Bu yanlış, tehlikeli bir sürüklenmedir" diye konuştu.
Baykal, önerinin, devletin kurumları ve yetkili organlarının devre dışı bırakılarak, herkesin bilgisinin dışında bir olup bittiyle gerçekleştirilmek istendiğini savunan Baykal, "Anlaşıldı ki ortada devlet yönetme anlayışıyla bağdaşmayan, laubali bir dış politika götürme tarzı var" diye konuştu.
Türkiye'nin, bir liman ya da havaalanını Güney Kıbrıs Rum yönetimi gemi ve uçaklarına açacağına ilişkin bir kabulünün bulunmadığını ifade eden Baykal, bu konuda taviz verilmesi durumunda gerisinin çorap söküğü gibi gelmeye başlayacağını kaydetti. Baykal, "Onu çekmeyin" diye uyarıda bulundu.
Erdoğan'ın, geçen hafta Afyonkarahisar'da, CHP'ye "verip veriştirdiğini" ifade eden Baykal, "Baktım, dedim ki bu hala Başbakan olamamış, kendini lise münazara ekibinde hatip zannediyor" dedi.
Baykal, Erdoğan'ın AB politikasının esasının; bu olaylarla ilgili kullandığı üslubun; konunun, danışılmadan emrivakilerle yürütülmesinin yanlış olduğunu belirtti. Baykal, "Bir başbakana yakışan üslup değildir. Kaba, küstahça bir üsluptur. Cumhurbaşkanı'na, anamuhalefete, Denktaş'a yönelik yakışıksız bir üsluptur. Bu üslupla konuşan başbakan, şimdi Cumhurbaşkanı olacağım gayreti içinde. Başbakanken ne yaptı, cumhurbaşkanlığını verirseniz neler olur, milletimizin takdirine sunuyorum" diye konuştu.
AB ile müzakerelerin Lozan müzakerelerine benzetildiğini ifade eden Baykal,"Kendi konumunu da İsmet İnönü'ye benzetmez mi, bu öldürür" dedi.
Diplomasinin şeref madalyası, kararlı, tutarlı Lozan müzakeresi ile Erdoğan'ın "yüzüne gözüne bulaştırdığı" bu müzakerelerin nasıl kıyaslanabildiğini soran Baykal, "Taviz üstüne taviz veriyoruz, cezalandırılıyoruz, dışlanıyoruz. 'Çağıracak mısınız?' diye soruyorlar, 'hayır çağırmayacağız' diyorlar. Bu, Başbakanı rencide etmiyor ama bizi rencide ediyor" diye konuştu.
Baykal, Erdoğan'ın, İsmet İnönü adını düşünüp, taşındıktan sonra ağzına almasını, İnönü'yü rahat bırakmasını söyledi.