Leblebi Gibi Ağrı Kesici Tüketiyoruz

Ağrı kesicilerin bilinçsiz kullanımının ağrıyı dindirmediği gibi psikolojik anlamda etki etmekten öteye gitmediğini belirten Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doktor Mehmet Çelik, buna rağmen ağrı kesicilerin en fazla tüketilen ilaç gruplarının başında geldiğini söyledi.Kimi zaman sıradan bir diş ağrısı için kimi zamansa uzun süredir devam eden kronik ağrılar için pek çok ağrı kesici ilaç kullanıldığını belirten Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Doktor Mehmet Çelik, bu ilaçların çoğunun kulaktan dolma bilgilerle eczaneden ilaç almak ya da konu komşunun artmış ilaçlarını kullanmak şeklinde gerçekleştiğini söyledi.Çelik, halkın büyük kesiminin yanılgı içinde olduğunu ifade ederek, "Ağrı sorunu yaşayan kimselerden sıkça duymaya alıştığımız 'Bir ağrı kesici alayım da başımın ağrısı geçsin', 'Bu ilacın tadı kötü, ben iğne olayım', 'Komşuda fazla ağrı kesici var mı acaba?' ve 'Ağrımın şiddeti biraz daha artsın da hapı öyle alayım' gibi ilk bakışta sıradan gibi algılanan bu cümleler aslında büyük bir yanılgıya işaret ediyor. Geçtiğimiz yıllarda tıbbın hızlı gelişimi ile birlikte ağrı kesiciler konusunda birçok geleneksel bilgi geride bırakıldı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ağrı kesici ilaç kullanımını belirli standartlara sokulmasının amacı ise ağrı hastalarının etkili ve yeterli ağrı tedavisine kavuşmalarını sağlarken ilaçların yan etkilerine maruz kalmalarını önlemektir. Ağızdan ilaç kullanmak en ağrısız ve zahmetsiz yol olarak biliniyor. Bu nedenle mümkünse ağız yolundan kullanılan tablet ya da kapsüllerle ağrının kesilmesi yoluna gidilmelidir. Oysa özellikle bizim toplumumuzda ağız yolundan kullanılan ilaçlar küçümsenmekte ve halk arasında kısaca 'iğne' olarak tabir edilen kas içi ya da damar içi ilaçların daha etkili olduğu inancı yer almaktadır. Bu nedenle yanlış bir inanış olarak “iğne yazan doktor iyi doktordur” kanaati yaygındır. Bugün ağızdan kullanılan pek çok ağrı kesici kas içi ya da damar içi kullanılan ilaçlardan çok daha etkilidir. Ağız yolu dışındaki ilaç uygulama yolları ise yutma zorluğu, kusma gibi ağızdan ilaç alımını engelleyen durumlar varsa kullanılır” dedi."İLACI AĞRI ORTAYA ÇIKINCA KULLANMAYIN"Ağrı kesici ilaçların etki güçlerine göre 3 gruba ayrıldığını ifade eden Çelik, “Hastanın bu basamakların hangisinden başlayacağına ağrının şiddetine göre karar verilir. Tedaviye başlandıktan sonra da hasta hekimi tarafından uygun aralıklarla yeniden değerlendirilmeli ve ilaçların etkileri, yan etkileri göz önüne alınarak ayarlamalar yapılmalıdır. Ağrı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “kişiye özgü hoş olmayan bir duyu” şeklinde tanımlanır. Ağrının bu kişiye özgü olması durumu tedavisinin de kişiye özgü olması zorunluluğunu doğurur. Bu nedenle her ağrı kesici için önerilen dozlar var olsa da bu dozlar kesin değildir. Ağrılı hasta hekimi tarafından düzenli aralıklarla değerlendirilerek etkin doz kişiye göre belirlenmelidir” diye konuştu.Ağrı kesiciler ağrı geldikçe kullanmak yerine düzenli aralıklarla alınmasının dana etkili olduğunu ifade eden Çelik, “Ağrı kesici ilaçların ağrı ortaya çıktığında kullanılması sık yapılan hatalardan biridir. Oysa özellikle kronik ağrılarda bu düzen uygunsuzdur. Kronik ağrı hastaları o anda ağrının varlığına ya da yokluğuna aldırış etmeksizin düzenli aralıklarla ilaçlarını kullanmalıdır. Bu şekilde ilacın kan düzeyinin dalgalanma göstermesinin önüne geçilmiş olur ve tedavinin etkinliği artırılır. İlacın düzenli kullanılmasını ve kan düzeyinin sabit kalmasını önleyen bir diğer hata ise öğünlere göre ilaç kullanmaktır” diye uyarılarda bulundu.Ağrı kesici ilaçların sabah-öğlen-akşam gibi öğünlere bağımlı kalınarak kullanılmaması gerektiğini söyleyen Çelik, öğün aralarının eşit olmadığına dikkat çekti. Çelik, “Günlük ilaç dozuna göre belli saat aralıklarıyla ilaç kullanmak doğru olur. Ağrı kesiciler bu prensiplere uyularak kullanıldıklarında tüm kronik ağrıların yüzde 85’inde etkili ve yeterli olabilmektedirler” dedi.