Lenfoma rahatsızlığı, vücudu hastalık ve enfeksiyonlara karşı koruyan lenf hücrelerinin bazı durumlarda kanserli hale gelmesi sonucu oluşur. Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünüp çoğalması sonucu meydana gelen kanser türlerinden biri olan lenfoma, Hodgkin ve Hodgkin dışı olarak üzere ikiye ayrılır.
Günümüzde oldukça yaygınlık gösteren bu rahatsızlık bireylerin aklına lenfoma nedir sorusunu getirir. Lenf düğümlerinde meydana gelen ve lenfositlerden oluşan urların hepsine lenfoma denir. Bağışıklık sistemi urları olarak da adlandırılır. Lenf düğümlerinde meydana gelen bu hastalık bulunduğu yerde şişmesiyle kendini belli eder. Lenf düğümü; dalak, kemik iliği, kan ve diğer organlarda görülebilir. Thomas Hodgkin 1982 yılında kendi adını verdiği hastalığı açıkladıktan sonra lenfomanın farklı türleri de ortaya çıkarıldığı için bu hastalık Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma olarak üzere iki gruba ayrılır. Hodgkin dışı lenfoma başlığı altında on altı farklı lenfoma türü bulunur. Günümüzde bu lenfomalar da birbirinden farklılık gösterdiği için Hodgkin dışı lenfoma ismi daha genel bir tabir olarak kullanılır. Bağışıklık sistemi hücrelerinden kabul edilen lenfositlerin ve kök hücrelerinden meydana gelen kanser türlerinden biri olarak kabul edilen Lenfoma hastalığı birbirinden farklı reaksiyonlarla kendini belli eder.
Günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte birçok hastalığın önceden teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi mümkün kılınır. Lenfoma belirtileri içerisinde en yaygın olanı bölgesel lenf bezlerinin şişlik göstermesidir. Bireyde ağrıya sebep olmadığından genellikle önemsenmez ve profesyonel bir denetime tabi tutulması bu yüzden gecikir. Bu şişlikler zamanla hacmini artırabilir ve farklı bölgelerde de gözlemlenmeye başlayabilir. Kişide belirgin bir kilo kaybı, halsizlik, kaşıntı, terleme ve ateşlenme durumları gözlemlenebilir. Lenflerdeki büyümeler farklı bölgelerde farklı semptomlara sebep olabilir. Örneğin göğüs bölgesindeki beze göğüs ağrısına ve öksürüğe sebep olurken karın bölgesinde meydana gelen beze, karın ve bacak bölgesinde belirgin şişliklere neden olabilir. Karın bölgesinde meydana gelen lenf düğümleri diğer organlara da baskı uygular. Sarılık, karında şişlik, ağrı gibi semptomlar gözlemlenebilir. Özellikle bacak bölgesinde gece uykularına engel olan şiddetli ağrılar meydana gelebilir. Cilt lekeleri de kimi kişilerde lenfoma belirtisi olarak kabul edilebilir. Bünyesinde bu belirtileri taşıyan bireyler en kısa sürede profesyonel bir desteğe başvurmalı ve gerekli tetkiklerin gerçekleştirilmesini sağlamalıdır. Erken teşhisin hastalığın tedavisinde oldukça önemli bir rol üstlendiği unutulmamalı ve bireyler fiziksel belirtilerini ciddiye almalıdır.
Tedavisi mümkün olan hastalıklar arasında bulunan Lenfoma, kanser türleri içerisinde tedavilere en başarılı şekilde yanıt veren hastalıktır. Lenfoma hastaları bünyelerindeki bu bozukluğun tedavisinin nasıl gerçekleştirildiğini ve tedaviye yanıt verme sürecini oldukça merak eder. Hastalığın tedavisini etkileyen bazı unsurlar vardır. Bu unsurlar; hastalığın seviyesi, hastanın yaşı, hastanın sahip olduğu diğer hastalıklar şeklinde sıralanabilir. Bireyin tedaviye yanıt verme başarısı bu faktörlerle doğrudan ilgilidir. Lenfoma hastalığına sahip bireylere yapılan teşhis ve tetkikler üzerine hastalığın tipine ve seviyesine göre ilaç tedavisine başlanır. Kontrol altında tutulan bu süreçte gözlemler profesyonel bir şekilde gerçekleşir ve hastanın ilaç tedavisine verdiği yanıt detaylı bir şekilde değerlendirilir. Eğer tüm süreç beklenildiği gibi işlendiyse tedavi tamamlanır ve Lenfoma hastalığı tamamen tedavi edilmiş olur. Fakat ilaç tedavisi istenilen sonucu vermediyse bu defa şartlar el veriyorsa kemik iliği nakli ya da kemoterapi tedavisi uygulanabilir. Bu noktada lenfoma belirtileri neler olduğunu bilinmesi erken teşhis ve tedavinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından oldukça önemlidir.
Lenfoma hastalığı tüm yaş grupları için risk teşkil eder. Hastalığın meydana gelmesi biyolojik ve çevresel faktörlerle ilişkili olduğundan her yaş ve her cinsiyet grubundaki bireyler risk grubu içerisine dahil edilebilir. Fakat bu hastalığın ortaya çıkmasına etki eden bazı faktörler mevcuttur. Bağışıklık sisteminin işleyişine doğrudan olumsuz etki eden durumlar lenfomanın ortaya çıkmasında belirleyici rol üstlenir. HIV başta olmak üzere birçok hastalık bağışıklık sistemi hücrelerini tahribata uğratır ve bireylerin lenfomaya karşı geliştirdiği bağışıklığı ortadan kaldırarak hastalığa sebep olabilir. İltihaplı romatizma olarak bilinen romatoid artrit hastalığı da bağışıklık sistemine direkt olarak etki ettiği için lenfomaya sebep olabilir. Daha önce bu hastalıkları yaşamış ve hastalıkları hala devam eden bireylerin lenfoma hastalığını yaşama oranları diğer bireylere göre daha yüksek sayılır.
Lenfoma hastalığı hem genetik hem çevresel faktörlerin meydana getirdiği bir hastalık olduğundan bu hastalığa karşı kesin olarak önlem alınabilir denilemez. Bağışıklık sistemini tahribata uğratabilecek çevresel faktörlerden uzak durulmasının risk oranını azalttığı bilinir. Örneğin radyasyondan, zararlı kimyasallardan, alkol ve sigaradan uzak durulması çevresel etkenlere alınabilecek başarılı önlemlerdendir. Fakat hastalığın sebepleri içerisinde genetik rahatsızlıklar da olduğu için bireysel önlemler tek başına yeterli gelmeyebilir. Tüm bunlara rağmen erken teşhis olanağı lenfoma hastalığında diğer kanser türlerine göre daha büyük avantaj sağlar. Bu noktada bireylerin; lenfoma nedir belirtileri nelerdir sorusunun yanıtını iyi bilmesi ve fiziksel reaksiyonlarını iyi bir şekilde gözlemlemesi gerekir. Gelişen tıp bilimi ve erken teşhis ile bu hastalığı başarılı bir şekilde tedavi edebilir.