MAGAZİN

Lerzan Mutlu: Asla pişman değilim

Lerzan Mutlu canlı yayına katıldı. Daha önce Bülent Ersoy ve Oya Erdoğan ile yaşadığı sorunlara ilişkin samimi açıklamalar yaptı. Mutlu "O döneme ait pişmanlığım asla yok" dedi.

Lerzan Mutlu Kanal D'de yayınlanan 2. Sayfa programına konuk oldu. Mutlu, Oya Aydoğan ile arasında geçenleri canlı yayında anlattı...

"Makyajsızken hayatta kapı açmam" diyen Mutlu sözlerine şöyle devam etti:

  • Evde yardımcım yokken kapı çalarsa, ‘Evde kimse yok, gelince söylerim’ diyorum. Ne yapayım o halde kapı açılır mı?

    • Gözümle gördüğüm bir ihaneti affettim. Yüzüne vurdum ama aşıksan bir kereyi affedebiliyorsun. Bir kereye mahsus affediyorsun.
  • Ben Demet ile çok görüşürüm. Dönem dönem küsüşürüz ama hiçbir zaman gerçekten ona kızmadım. Çok az kişi var etrafımda. Hülya Avşar ve Ajda Pekkan’ı hayranlıkla izliyorum. Çok izole bir yaşamları var. Benim hayatımda takdir ettiğim gözümde iki kadın onlar…

TÖVBELİYİM

  • Kadın partnerle iş yapmak dünyanın en zor şeyi… Hayatımın sonuna kadar bir daha asla yapmayacağım. Bir daha magazin ve partnerli iş hayatımın sonuna kadar tövbeliyim… Ben o programı 4 ay boyunca kabul etmedim. Çünkü o benim yapabileceğim bir şey değil bir konservatuvarlı olarak…Benim magazini kabul etmem, televizyonu şarkılarımın önüne geçirmem benim hayatımda yaptığım en büyük hatadır. Bundan sonra magazini sizin gibi duayen isimlere bırakıyorum.

5c21dc720f25442b109b2218

  • Bülent Ersoy ile bir tazminat davam var. Ceza davası kazanıldı. Aldığı cezanın gün bedeli ödendi. Avukatım kendi ücreti için bir icra gönderdi Bülent Hanım’a. Onun da haberi yokmuş, benim de haberim yoktu avukatın kendi ücretini tahsil edeceğinden. Bülent Ersoy çok sevdiğim bir büyüğümdür neden böyle oldu bilmiyorum. Affetmek Allah’a mahsustur. Herkes birbirinin canını acıtabilir, bu önemli değil ki… İnsanlar bu camiada küsebilirler, her şey olabilir.

O DÖNEME AİT PİŞMANLIĞIM YOK

  • Allah gani gani rahmet eylesin. Oya Aydoğan çok sevdiğim bir büyüğümdü. Eskiden tanıdığım bir büyüğümdü. Beni kanala geldiğimde istememişti. Çok değerli yöneticilerden birinde ‘onu getirmeyin’ demiş. Bunu duyduktan sonra dışarda görüşmüyorduk. Oya Abla çok doktora gitmeyi seven biri değildi. Aort damarı yırtılmış. Bunu aldılar… Dediler ki, bu kadının dolabında ceset yok. Evde patates yerken vefat eden bir hanımefendinin üzerinden bu kadını doğrayalım dediler. O döneme ait pişmanlığım asla yok. Beni Allah yargılar, kullar değil. Ben bunun mükafatını da aldım zaten. Böyle bir şey olabilir mi? Hepimiz Müslümanız! O sinsi lafında bir espri var.

Hastaneye gittim, arkadaşları benim dedikodumu yaptılar ya… Dedim ki bunlar duaya gelmemişler, dedikoduya gelmişler. Hastanede olumsuz hiçbir şeyle karşılaşmadım, böyle bir şey olabilir mi ya? Ben de çok kırgındım hiçbir zaman sizi arayıp dert yanmadım. Bugün olsaydı ben o programı kabul etmezdim. Pişmanlığım… Benim bir daha asla toplu bir işte olmamam. Bir şeyi alıp yukarı çıkarmam insanları rahatsız ediyor. Bir daha benim üzerimden böyle bir algı yaratılması hoşuma gitmiyor. Cenazesine de gidemedim. Bülent Hanım hiç gitmiş mi? Ben Gurur’un yanında da kimseyi görmedim! Bu yaşananlar bana Allah’ın işine karışılmayacağını öğretti.

Hastanede linç kampanyası yapan hiç kimseyi Gurur’un yanında görmedim. Bu çok acı. Hastaneyi dedikodu mecrasına çeviren kimse yoktur… Gurur’u ben 3 kez gördüm. Siz benim vicdanımı sorgulayamazsınız ama benim vicdanım sonuna kadar rahat… Biz o masada ‘sinsi’ diyerek espri yapıyorduk."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler