İskoçyalı gitarist, 1972 yılında "Stone the Crows" grubuyla birlikte sahnedeyken topraklanmamış bir mikrofona ıslak elleriyle dokununca elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti.
Ünlü İngiliz komedyen Eric Morecambe, kariyeri boyunca iki kalp krizi vakası atlattı, fakat 28 Mayıs 1984'te üçüncü bir krize yenik düştü. Son gösterisini büyük bir kalabalığın önünde gerçekleştiren sanatçı, izleyicilerden gelen yoğun istek üzerine 6 defa tekrardan sahneye çıkmak zorunda kaldı. Gösteri bittiğinde sahne arkasına geçti, "Şükürler olsun bitti" dedi ve yere yığıldı. Öldüğünde 58 yaşındaydı.
Bruce Lee'nin oğlu olan Brandon Lee, görece kısa süren kariyeri boyunca babasının yolundan gitti ve pek çok kung fu ve aksiyon filminde rol aldı. Son oyunculuk deneyimini ise "The Crow" filminde sergiledi. Filmin çekimleri sırasında kendisine ateş edildiği bir sahnede silah takıldı ve Lee gerçekten vuruldu. Omurgasına saplanan kurşun Lee'nin sonu oldu.
Amerikalı gitarist, 2004 yılında, sahnedeki bir performansı sırasında eski bir denizci olan Nathan Gale tarafından öldürüldü. Birisi başından olmak üzere 5 defa vurulan Darrell'la birlikte aynı konserde 3 kişi daha Gale'in kurşunlarına hedef olarak öldü.
Güzel yıldız Tuba Büyüküstün, Gönülçelen dizisinin setinde kaza geçirdi.
Dizinin benzin istasyonlarında yapılan çekimlerinde jeneratörler patlayınca settekiler de felaketin eşiğinden döndü.
Büyüküstün ve set ekibi kazanın ardından güçlükle kendilerine geldi.
Küçük Kadınlar adlı TV dizisinin genç yıldızlarından Fulya Zenginer de set kazası geçirdi.
Beykoz'daki ormanda yapılan çekimlerde rol gereği tehlikeden kaçan Zenginer'in ayağı takılıp düştü.
Hastaneye götürülen Zenginer'in kolunun kırıldığı ortaya çıktı.
İngiliz yıldız Sienna Miller da J.I. Joe adlı filmin setindeki kazadan şans eseri küçük sıyrıklarla kurtuldu.
Bir patlama sahnesinde yanlış yöne koşan Miller'ın göğsünde küçük bir yanık oluştu.
Miller olayın ardından "Sakarlık yaptım ve tam aksi yöne koşmam gerekirken çekim sırasında patlamanın gerçekleştiği yere doğru koştum. Göğsümde çok küçük bir yanık oluştu. Biraz da korktum' diye konuştu.
Güzel yıldız Nicole Kidman, Invasion filminin setinde trafik kazası geçirdi.
Kazada Kidman'ın kullandığı Jaguar marka araba bir tarfik lambasına çarptı.
Kidman'ın yanısıra arabada bulunan kameraman ve dublör da yaralandı.
Filmde Steve Austin ile dövüş sahnesinde boynunda bir ağrı hisseden ünlü oyuncu, daha sonra çok önemli bir operasyon geçirerek boynuna platin takıldı.
Bir başka Oscarlı oyuncu Angelina Jolie de gerilim türündeki yeni filmi Salt'un çekimleri sırasında kaza geçirdi.
Jolie, çekimler sırasında başını çarparak alnından yaralandı.
Çekimleri Long Island'da gerçekleştirilen filmin setinden ambulansla alınarak hastaneye kaldırılan güzel yıldızın yüzünde kaza sonrası herhangi bir iz kalmadı.
Sette en çok kaza geçiren ünlülerden biri Halle Berry.
Gothika adlı gerilim filminde Penelope Cruz ve Robert Downey Jr. ile kamera karşısına geçen Berry, çekimler sırasında kolunu kırdı.
Kedi Kadın-Catwoman filminde de başından yaralanan talihsiz güzel, ''Başka Gün Öl-Die Another Day'' filminin çekimlerinde ise ilginç bir tehlike atlattı. Bir sahnede boğazına cisim takılan Berry, ''007 James Bond'' rolündeki Pierce Brosnan'ın hemen müdahale etmesi nedeniyle boğulmaktan kurtuldu.
Sinema dünyasının ''gözü pek karakteri'' 007 James Bond'u canlandıran İngiliz aktör Daniel Craig de ''Quantum of Solace'' adlı Bond filminin setinde kazaya uğradı.
Filmin çekimleri sırasında elini ve bir parmağını boydan boya kesen oyuncu, çok kan kaybetti.
Craig, setteki acil yardım ekibinin müdahalesinin ardından birkaç gün sonra çekimlere döndü.
Harry Potter serisinde Daniel Radcliffe'in dublorlüğünü yapan David Holmes ise çok şanssızdı.
Eski bir jimnastikçi olan 25 yaşındaki Holmes, Harry Potter And The Deathly Hallows'un setinde korkunç bir kaza yaşandı. Harry Potter'ı canlandıran Daniel Radcliffe'in dublörü David Holmes, omuriliğinden ciddi şekilde yaralandı. kaza meydana geldiği sırada bir patlamanın da yer aldığı bir uçuş sahnesini prova ediyordu. Ancak genç dublör beklenmedik şekilde düşerek sakatlandı. Kaza sonrasında bilinci yerinde olan Holmes'un hemen çevresini saran film ekibine 'Bacaklarım
1949 ile 1954 yılları arasında aktif olarak Blues müziğiyle ilgilenen Ace, 1954 yılında Houston'da sahneye çıktığı bir gün verdiği molada eline bir silah alıp oynamaya başladı. Silahın boş olduğunu düşünen Ace, dikkatli olması için uyaranlara aldırmadan, silahı kafasına dayayarak tetiği çekti. Ne yazık ki silah doluydu.
Tiyatro sanatçısı Edith Webster, rol aldığı bir oyunda söylemesi gereken şarkıyı bitirdikten sonra yere kapaklanarak öldü. İşin ilginç tarafı rol icabı o sahnede ölmesi gerekiyordu. Bu nedenle ilk başta kimse bu ölümün gerçek olduğunu anlayamadı. Oysa aktris, ani bir kalp krizi geçirmişti.
Jerome Irving Rodale bir oyun yazarı, editör, yazar ve yayıncıydı. 1971 yılında 73 yaşındayken katıldığı bir televizyon programı sırasında horlama sesine benzer bir ses çıkararak yere düştü. Olay tam da kendisiyle yapılan röportaj bittiği ve Rodale henüz sahneden ayrılmadan önce meydana geldi.
Her ne kadar gösteri pilotları her zaman yaşamla ölüm arasında bir noktada olsalar da Mantz, şampiyonlukları bulunan bir gösteri ve yarış pilotu olarak kariyerini uzun yıllar boyunca sürdürmüştü. Ölümü 1965 yılında, "The Flight of the Phoenix" filminin çekimleri sırasında gerçekleşti. Filmdeki bir sahne için alçak bir uçuş gerçekleştirmesi gereken Mantz, küçük bir tepeciğe çarparak uçağın kontrolünü kaybetti. Uçağı kurtamaya çalıştı fakat uçak ikiye ayrılarak yere saplandı. Paul Mantz oracıkta can verdi.
Özellikle yüksek binaların arasına gerilen tellerde yürümesiyle ünlenen Karl Wallenda, 1978'te, 73 yaşındayken Porto Riko'da gerçekleştirdiği bir gösteri sırasında yaşamını yitirdi. Rüzgâr dolayısıyla dengesini yitiren performans sanatçısı yaklaşık 40 metre aşağıya düştü. Bunda Wallenda'nın hiçbir zaman emniyet ağı kullanmamasının da payı var elbette.
Şairin de dediği gibi 'her ölüm erken ölümdür' hiç de istenmeden ve beklenmeden aniden geliverir... Ama öyle sanatçılar var ki belki de tam hayalini kurdukları gibi sahnede verdiler son nefeslerini...
İŞTE DİĞER SAHNE ÖLÜMLERİ...
Levent Kırca Tiyatrosu'nun deneyimli aktörlerinden Tekin Siper yaşamını sahnede yitirdi...
Topluluğun Sefiller adlı oyununda rol alan Siper, sahnede dans ederken aniden yere yığıldı...
Hemen kulise götürülen ve sağlık ekipleri tarafından müdahale edilen Siper kurtarılamadı.
Son nefesini sahnede veren Tekin Siper, tiyatrodaki arkadaşları ve ailesi tarafından gözyaşlarıyla uğurlandı. Siper öldüğünde 60 yaşındaydı.
Hayata sahne veda eden aktörlerden biri de Halil Ayan.
Trabzon Devlet Tiyatrosu sanatçılarından olan Ayan, İstibdat Kumpanyası adlı oyunda rol alıyordu.
Oyun sahnelenirken fenalaşan Ayan da yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 42 yaşındaki aktörün kalp krizinden öldüğü açıklandı.
Ülkemizde 1980'li yıllarda gösterilen Zamanda Yolculuk adlı dizinin başrol oyuncusu John Eric Hexum, 1984 yılında henüz 27 yaşındayken inanılmaz bir kaza sonucu öldü.
Cover adlı dizinin setinde çekime ara verildiği sırada bir sahnede kullanılan tabancayı alıp şakağına dayadı. Silah boştu ama geri tepti ve kafatasında kırıklar meydana geldi.
Bu da aktörün beyninde hasara yol açtı. Aktör kurtarılamadı.
Sahnede ölen bir aktör daha. Dick Shawn, 1987 yılında San Diego'da yaptığı bir gösteri sırasında kalp krizi geçirdi.
Ancak bunu da gösterinin bir parçası sanan seyirciler gerçeği fark edene kadar iş işten geçmişti. Snawn öldüğünde 64 yaşındaydı.
Vic Morrow da da çekimde ölen aktörlerden.
Ükemizde Alacakaranlık Kuşağı adıyla gösterilen gerilim dizisinin sinema uyarlamasının çekimleri sırasında korkunç bir kaza geçirdi.
Helikopter pervanesinin kafasına çarpması sonucu öldü.
Daha önce iki kez kalp krizi geçiren komedyen Eric Morecambe da son nefesini sahneden inerken verdi.
28 Mayıs 1984'te Roses Tiyatrosu'nda sahneye çıkan Morecambe'nin gösterisi öyle çok beğenildi ki seyirci onu tam altı kez 'bis' yapmaya çağırdı. Alkışlar bir türlü dinmek bilmedi.
Morecambe, altıncı kez sahneden inerken " Teşekkürler Tanrım artık bitti" dedi ve sonra da yere yığıldı. Bİr kaç saat sonra komedyenin öldüğü duyuruldu.
Adını Pantera grubuyla duyuran ünlü gitarist Dimebag Darrell, son nefesini sahnede verdi. Hem de bir şizofreni hastasının kurşunlarıyla.
8 Aralık 2004'te Ohio'da Damageplan konserine çıkan Darrell, Hathan Gale'ın silahından çıkan kurşunlarla son nefesini verdi. Silahlı saldırıda 3 kişi daha hayatını yitirdi.
Gerçek adı Darrell Lance Abbott olan Darrell, öldüğünde 38 yaşındaydı.
1960'lar ve 70'ler boyunca bir çok ünlü grupla alan gitarist Leslie 'Les" Harvey en çok Stone ve Crows gruplarıyla yaptığı çalışmalarla tanınıyordu. Harvey, kendisini ölüme götüren konser turnesi sırasında yine aynı grupla sahneye çıkıyordu. 3 Mayıs 1972 gecesi Galler'deki Swansea Top Rank Balroom'daki konser de onlar için herhangi bir konser gibi başladı. Ama öyle bitmedi.
Harvey, sahneye çıktı ve ıslak elleriyle topraklanmamış mikrofonu dokununca elektrik çarptı. Öldüğünde 26 yaşındaydı.
Evet aşk bazen gerçekten de çok ölümcül olabilir... Tıpkı başarılı caz trompetçisi Lee Morgan'ın başına geldiği gibi...
Üstelik Lee'nin ölümü 19 Şubat 1972'de New York'ta verdiği konserden bir kaç saat önce tartıştığı sevgilisinin elinden oldu.
Sevgilisinin tam kalbinden vurdğu Morgan oracıkta son nefesini verdi. Sadece 33 yaşındaydı.
80'li ve 90'lı yılların ünlü country şarkıcısı Dick Montana da sahnede kalp krizi geçirerek öldü. Bu beklenmedik olay, Country lakabıyla tanınan Dick Montana'nın solisti olduğu The Beat Farmers'ın 8 Kasım 1995'te British Columbia'da verdiği konser sırasında meydana geldi.
Montana konserin üçüncü şarkısı olan The Girl ı Almast Married (Neredeyse Evli Olduğum Kız) adlı şarkıyı söylerken yere yığıldı. 40 yaşında hayata veda eden Montana'nın ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı.
Indie rock grubu Morphine'in söz yazarış solisti ve bas gitaristi olarak tanınan Mark Sandman da konser sırasında yere yığılıp kaldı.
Sandman son nefesini 3 Haziran 1999'da Roma'daki konser sırasında verdi.
Binlerce seyircinin gözü önünde yere yığılan Sandman'ın kalp krizinden öldüğü açıklandı. Sandman öldüğünde 46 yaşındaydı.
Sahnede ölen sanatçılar içinde belki de en yaşlısı Johnny Guitar Watson. Tarzıyla ve yeteneğiyle bir döneme damgasını vuran blues ve funk gitaristi Watson, 17 Mayıs 1996'da Japoya'nın Yokohama kentinde verdiği konser sırasında öldü.
Watson tam da Ain't That a Bitch şarkısının gitar solosunu yarılamışken yere yığıldı.
Sanatçının ölmeden önce söylediği son sözlerin de şarkının sözleri olduğu idida edildi.
Aksiyon filmlerinin ünlü yıldızı Bruce Lee henüz 33 yaşındayken yaşama veda etti. 'Game of Death' filminde birlikte oynayan baba - oğul Bruce ve Brandon Lee de lanetlilerden sayılıyor.
Lee hayatının son günü, "Game Of Death" adlı filmini bitirmek için yapımcısı Raymond Chow'la görüşmeye gitti. İkili akşam yeniden görüşmek üzere ayrıldılar.
Başağrısından yakınan Lee, bir aspirin karışımı olan Equogesic aradı. Yatıp uyudu ve bir daha uyanamadı.
Bruce Lee'nin kendisi gibi oyuncu olan oğlu Bruce da genç yaşta film setinde hayata veda etti.
Brando Lee, 1993 yılında The Crow adlı filmin çekimi sırasında aslında boş olması gereken ama yanlışlıkla doldurulmuş olan bir silahla vurularak öldü.
Olay meydana geldiğinde çekimlerin bitmesine 8 gün, Lee'nin evlenmesine de 2 hafta kalmıştı. Lee, 28 yaşındaydı.
Rusya'nın yetenekli aktör ve yönetmenlerinden Sergei Bodrov Jr film çekimi sırasında çığ altında kalarak öldü.
Ünlü yönetmen Sergei Bodrov'un kendisiyle aynı adı taşıyan aktör ve yönetmen oğlu Sergei Bodrov Jr, Kafkas Dağları'nda süren film çekimleri sırasında çığ altında kalarak öldü. Bu yıl ilk filmi Kız Kardeşler ile 21'nci Uluslararası İstanbul Film Festivali'ne konuk olan Bodrov Jr. 30 yaşındaydı.
İlk olarak babasının yönetiminde rol aldığı Kafkas Mahkumu adlı filmle dikkat çeken Sergei Bodrov Jr, kariyeri boyunca 11 filmde oynadı.
Bilinen en eski sahnede ölüm akası Milattan Sonra 200 yılında yaşandı. 200 yılında 23 yaşındaki İtalyan aktör, Renato Di Paolo, Paskalya'dan bir gün önce Roma yakınlarında sahnelenen bir oyunda Judas'ı canlandırıyordu. Genç aktörün asılma sahnesi o kadar gerçekçiydi ki, hiç kimse Di Paolo'nun gerçekten de kazayla kendini astığını anlayamadı. Seyirciler gerçeği fark ettiklerinde ise artık Renota Di Paolo için yapılacak hiç bir şey yoktu.