Bütün dünyada gerçekleştirilen, ülkemizde ise 2005 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirilmekte olan LGBT Onur Yürüyüşü giderek yaklaşıyor. Son günlerin en çok konuşulan konularından biri olan LGBT yürüyüşü ne zaman yapılacağı merak ediliyor. Bu yıl LGBT yürüyüşünün Ramazan ayına denk gelmesi ve LGBT'nin yürüyüşü yapacaklarını açıklamasının ardından destek verenler olduğu gibi, çeşitli kesimler Onur Yürüyüşü'ne tepki gösterdi. Bu anlamda en sert tepkiyi veren ise Alperen Ocakları oldu. Alperen Ocakları'ndan yapılan açıklamada LGBT yürüyüşüne izin verilmeyeceği, yürüyüşü engelleyecekleri belirtilmişti. Alperen Ocakları'nın açıklaması sonrasında tartışmalar devam etmişti. LGBT yürüyüşü öncesinde bir açıklama da İstanbul Valiliği'nden geldi. Yapılan açıklamada güvenlik gerekçesiyle LGBT yürüyüşüne izin verilmeyeceği ifade edildi. LGBT Onur Yürüyüşü ne zaman yapılacak gibi soruların yanıtını haberimizin devamında bulabilirsiniz.
Onur Yürüyüşü tarihsel olarak daha uzun zamandır gerçekleştirilse de, ülkemizde 1993 yılından bu yana yapılıyor ve 2005 yılından bu yana ise düzenli şekilde yapılıyor. Bu yıl LGBT yürüyüşü 19-26 Haziran 2016 tarihlerinde Taksim'de yapılacak.
LGBT yürüyüşü öncesinde Alperen Ocakları'ndan bir açıklama yapıldı ve yürüyüşe izin vermeyecekleri belirtildi. Alperen Ocakları Vakfı İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican tarafından yapılan açıklamada, "İsmi onur yürüyüşü olan ama aslı ahlaksızlık olan ve toplumun sinir uçlarına dokunan bu tip ahlaksızlıkların normalleştirilmesine, özendirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Recep, Şaban ve Ramazan gibi mübarek Kabul ettiğimiz ayları dillerine dolayarak komiklik yapmaya çalışanlara uyarımız, böyle fantezilerle milletimizin hassasiyetlerini dillerine dolayarak terbiyesizliğe soyunmasınlar. Manevi değerlerimizi alaya alarak had ve hudutlarını aşanlara Ziya Paşa’nın ’Nush ile uslanmayanı etmeli tektir tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.’ Veciz beytini hatırlatırız. Yürüyüşün tertiplenmesine sadece hoşgörü nazarıyla bakarak toplumsal yozlaşmanın ve ahlaki çöküntünün kızlarımıza, oğullarımıza alternatif harflerle yeni cinsiyetler türetilmesine mahal verilmemelidir. Bu, kimsenin özel hayatına yapılan bir tepki değildir. İyiliği emretmek kötülükten nehy etmektir. Bu ahlaksızlığa ve pervasızlığa izin veren, yön tayin eden, kulaklarını tıkayan, gözlerini kapayan sayın devlet yetkilileri sizleri, bu ahlaksızlığa son vermek için göreve davet ediyoruz. Aksi taktirde derin milletin temsilcileri olan Alperen Ocakları olarak, ecdadımızın ağır bedeller ödeyerek bizlere miras bıraktığı bu topraklarda ahlaksızların fantezi yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Aksi taktirde tepkimiz çok net ve sert olacaktır. Mübarek bir ayda hep aynı şeyleri yapıyorlar. Değerlerimiz hiçe sayarak alay edercesine bizimle dalga geçiyorlar. Sayın devlet yetkilileri bunlarla bizi uğraştırmayın. Ya gereğini yapın ya da biz gereğini yapacağız. Biz her şeyi göze aldık direk yürüyüşü engelleyeceğiz. Bir yerde toplanıp ne yaparlarsa yapsınlar ama mübarek ramazan ayında çırılçıplak bir vaziyette ülkemizin mukaddes topraklarında bu şekilde yürümelerini asla istemiyoruz. Devletimizin de milli değerleri gözününde bulundurarak buna dur demesi gerekiyor. Çünkü bu normal bir özgürlük değil. Biz şimdi uyarıyoruz. Önceden olacakları bildirdik, bundan sonra olacakların sorumlusu biz değiliz" dedi.
Yapılan açıklamanın ardından gelen tepkiler üzerine Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Mican bir açıklama daha yaptı ve, Biz Müslüman Türk milletiyiz, halkımızın yüzde 99’u Müslüman. Doğru, hoşgörü içinde yaşamalıyız ama bizim dini değerlerimizi yok sayarak, bizi hiçe sayarak bu yürüyüş yapılamaz. Biz, yarı çıplak şekilde ellerinde içki şişeleriyle birlikte ecdadımızın kanlarıyla sulanmış mübarek şehirde, kutlu şehirde böyle dolaşmalarını istemiyoruz. Biraz hukuk dışına çıkıyor gibi görünüyor ama hukuk dışına çıkılıyor diye algılamayın bunu. Ziya Paşa’nın sözlerini hatırlatırken bir tehdit yok. Bizim orada olacağımızı tepkili olacağımızı yürütmeyeceğimizi söylüyoruz. Onlar on bin kişi ise biz de on bin kişi orada olacağız, o koridoru kapatacağız, oturma eylemi yapacağız ve yürütmeyeceğiz. Onlar bize tepki gösterirse biz de tepki göstereceğiz. Ben gidelim Taksim’e sopalarla kovalayalım demiyorum. Bu cümleyi elinde sopa olarak algılamamak lazım, bir tepki olarak algılamak lazım." dedi.
Devlete çağrıda bulunan Mican, "O zaman devlet şöyle bir önlem alsın, çağrı yapıyoruz, devlet ne yapacak, diyecek ki; yarı çıplak yürümeyecek, elinde içki şişesi olmayacak, böyle olursa istediği yerde yürüsün. Biz toplumun bir ferdiyiz, bizim fertler olarak o tür yaşantıya o görüntüye tepkimiz bu. Böylece bir dahaki sefere yapacakları zaman diyecekler ki biz bu halkın tepkisini çektik, onların da değerleri var saygı duymamız gerekir, eğer değerlerimize saygı duymuyorlarsa biz onların inandıklarına niye saygı duyalım. Bizim saygı duymamızı beklemesinler.” şeklinde konuştu.
Mican sözlerini, Daha önce bu grubu uyardık, arkadaşları uyardık, temsilciler gönderdik. Biz Müslüman Türk milletiyiz, halkımızın yüzde 99’u Müslüman. Doğru, hoşgörü içinde yaşamalıyız ama bizim dini değerlerimizi yok sayarak, bizi hiçe sayarak bu yürüyüş yapılamaz. Biz, yarı çıplak şekilde ellerinde içki şişeleriyle birlikte ecdadımızın kanlarıyla sulanmış mübarek şehirde, kutlu şehirde böyle dolaşmalarını istemiyoruz. Biraz hukuk dışına çıkıyor gibi görünüyor ama hukuk dışına çıkılıyor diye algılamayın bunu. Ziya Paşa’nın sözlerini hatırlatırken bir tehdit yok. Bizim orada olacağımızı tepkili olacağımızı yürütmeyeceğimizi söylüyoruz. Onlar on bin kişi ise biz de on bin kişi orada olacağız, o koridoru kapatacağız, oturma eylemi yapacağız ve yürütmeyeceğiz. Onlar bize tepki gösterirse biz de tepki göstereceğiz. Ben gidelim Taksim’e sopalarla kovalayalım demiyorum. Bu cümleyi elinde sopa olarak algılamamak lazım, bir tepki olarak algılamak lazım." şeklinde sürdürdü.
LGBT yürüşü konusunda bir tepki de Müslüman Anadolu Gençliği'nden (MAG) geldi. Facebook üzerinden yapılan çağrıda, “26 Haziran Saat 17:00’de düzenlenecek LGBT adlı sapık güruhun yürüyüşene karşı Anadolu topraklarının gerçek sahipleri böyle bir ahlaksızlığa müsaade etmeyecektir. 26 Haziran Pazar Günü saat 16.00’da Taksim meydanında buluşuyoruz..! Şuurlu bütün müslüman halkımızı pazar günü 16:00 da Taksim meydanına bekliyoruz” dendi.
Taksim'de yapılması planlanan LGBT yürüyüşü konusunda son açıklama ise İstanbul Valiliği'nden geldi ve yürüyüşe izin verilmeyeceği belirtildi. Valilik'ten yapılan açıklamada, "Bazı basın organları, internet siteleri ve sosyal medyada, LGBT üyeleri tarafından 19-26 Haziran 2016 tarihlerinde Taksim’de düzenleyecekleri bir yürüyüşe çağrı yapıldığı anlaşılmaktadır. Valiliğimizce, başta katılımcılar olmak üzere vatandaşlarımızın güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan günlerde bu yönde bir toplantı ve gösteri yürüyüşü tertip edilmesine izin verilmeyecektir. Bu tür etkinliklerin nerelerde yapılabileceği de, yasa gereği önceden ilan edilmiştir. Değerli İstanbullu hemşehrilerimizin bu tür çağrılara itibar etmemelerini, Güvenlik Güçlerinin bu yönde yapacağı uyarılara riayet ederek yardımcı olmalarını rica eder, kamuoyuna saygıyla duyururuz. Kamuoyunun bilgilerine duyurulur." ifadelerine yer verildi.
LGBT Onur Yürüyüşü öncesinde Uluslararası Gey Lezbiyen Oluşumu (The International Lesbian Gay Association), Avrupa ülkeleri arasında her ülkedeki LGBT haklarını kriter alarak bir sıralama yaptı ve bu sıralamanın sonuçlarını paylaştı. Yapılan sıralamada en eşcinsel dostu ülke %89 ile Malta olurken, İngiltere %86 ile ikinci, Belçika ise %82 ile üçüncü sırada yer aldı. Malta'da LGBT'lerin evlilik eşitliğini sağlayan kanunlar olmasa da, hem işlenen nefret suçları, hem de partnerlik kanunlarını pek çok ülkeden önce yürürlüğe sokması zirvede olmasını sağladı. Öte yandan İngiltere'de ise LGBT'lere evlilik eşitliği sağlanmış durumda.
Diğer taraftan Türkiye ise listede sondan üçüncü sırada yer aldı. Rusya ve Azerbaycan ile birlikte listenin sonunda bulunan ülkemizde LGBT'lerin herhangi bir yasal hakkı bulunmuyor. Ayrıca nefret suçlarına karşı caydırıcı bir düzenleme de yok.
LGBT Onur Yürüyüşü'nün tarihi 1969 yılına dayanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York kentinin Greenwich Village bölgesinde yer alan Stonewall Inn adlı bara 28 Haziran 1969'da bir polis baskın yaptı ve buna karşı çıkan eşcinseller bir dizi gösteride ve eylemde bulundu. Yürüyüşün adı kişinin kendi onurundan gelmektedir. İnsanların kendi varoluşundan utanmamasının yansımasıdır.
Onur Yürüyüşü'nün daha doğrusu gey kurtuluş hareketinin başlangıcının yaşandığı Stonewall Inn adlı bar bugün ABD'nin Ulusal Tarihi Yapılar Listesi'nde yer almaktadır.
Türkiye'de LGBT Onur Yürüyüşü ilk kez 1993 yılında Cinsel Özgürlük Haftası adı ile kutlanmak istese de, İstanbul Valiliği bu kutlamaların yapılmasına izin vermedi ve yurtdışından gelen konukları sınırdışı etti. Böylece etkinlik gerçekleştirilemedi. 2005'e gelindiğinde ise Türkiye'de Onur Yürüyüşleri düzenli olarak yapılmaya başlandı. İstanbul'da Taksim Meydanı'ndan Şişhane'ye doğru etkinlikler yapılarak yürünmektedir. Bugüne gelindiğinde ise Onur Yürüyüşleri sadece İstanbul'da değil, Ankara, Bursa, Antalya, Hatay ve İzmir'de de gerçekleştirilmektedir.
2005'ten bu yana İstanbul Onur Haftası etkilerinin bir parçası olarak verilmekte olan Hormonlu Domates Ödülü ilk olarak "hormonlu tavuk yemeyin, eşcinsel olursunuz" diyen Erman Toroğlu'ya verilmiş, ödülün isimlendirilmesinde ilham kaynağı bu homofobik söz olmuştur. Ödülün verilmesinde amaç medya, kurum, kuruluş ya da bireylerin yaptığı homofobik, ayrımcı sözlerine ve tutumlarına dikkat çekmektir. Hormonlu Domatesler, İstanbul Onur Yürüyüşünün ardından verilir.