Keskin nişancılar kalabalığa ateş açtı, onlarca kişi öldü. Toplam ölü sayısı 100'ü geçti. Aralarında Türkler'in de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Tunus'ta başlayan Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görevini bırakmasıyla sonuçlanan yönetim karşıtı gösterilerin sıçradığı Libya'da eylemler katliama dönüştü.
Ülkenin ikinci büyük kenti olan ve olayların merkezi konumundaki Bingazi'de can pazarı yaşandı. Dün yaşamını yitiren 35 protestocunun toplu cenazesinden dağılan kalabalığa komandolar ve keskin nişancılar ateş açtı, onlarca kişi hayatını kaybetti.
Bir görgü tanığı, kurbanların hastaneye götürülmesine yardımcı olduğunu belirterek, "Onlarca kişi öldü, onlarca kişi. Tam bir katliamın ortasındayız" dedi.
**DİN ADAMLARINDAN KATLİAMI DURDURUN ÇAĞRISI**
Kanlı müdahalenin ardından harekete geçen 50 kadar Libyalı Müslüman dini lider, güvenlik güçlerinden, birer Müslüman olarak öldürmeye son vermelerini istedi.
**ÖLÜ SAYISI 100'Ü GEÇTİ**
Uluslararası İnsan Haklarını İzleme Örgütü, hastane kayıtları ve görgü tanıklarına dayanarak çarşamba günü başlayan olaylarda bugüne kadar en az 104 kişinin öldüğünü açıkladı.
**TÜRKLER GÖZALTINDA**
Libya haber ajansı Jana ise ülke istikrarını bozmayı hedefleyen bir "şebeke" üyesi onlarca Libya kökenli olmayan kişinin tutuklandığı bildirildi.
"Güvenilir" kaynaklara dayanarak verilen haberde, Libyalı yetkililerin, "ülkenin çeşitli kentlerinde" tutuklanan bu kişilerin "yabancı kökenli bir şebekenin üyesi oldukları ve Libya'nın istikrarını bozmak, Libyalıların güvenliğine ve ulusal birliğe zarar vermek için eğitildiklerini" söyledi. Ajans, soruşturmaya yakın kaynaklara dayanarak "Libyalı güvenlik organlarının, tutuklanan bu kişilerin Tunus, Mısır, Sudan, Filistin ve Suriye ile Türk uyruklu olduklarını ortaya koyduğunu" ileri sürdü.
**İNTERNET KESİLDİ**
Ülkede internet erişimi dün sabahtan beri tamamen kesilmiş durumda. Gazeteci ve muhalifler, cep telefonu ve diğer yollarla görüntü ve haberleri dünyaya geçiyor.
Merkezi ABD'de bulunan ve internet trafiğinin gözetiminde uzman olan Arbor Networks şirketinin açıklamasında, dün Libya'da internet erişiminde kısıtlamaların olduğunu, geceyarısı da internet erişiminin "aniden kesildiği" belirtildi.
Öte yandan özel güvenlik güçlerinin Bingazi'deki protesto kamplarına baskın yaparak, bölgeyi temizlediği belirtildi. Görgü tanıkları, özel birliklerin sabaha karşı kentteki mahkeme binasının dışında kamp kuran, aralarında avukatlar ve yargıçların da bulunduğu yüzlerce göstericiye baskın düzenlediğini anlattı. Tanıklar, güvenlik güçlerinin çadırlardaki protestoculara göz yaşartıcı gaz sıktığını söyledi.
**THY 3 UÇAK TAHSİS ETTİ**
Ülkedeki çatışma ortamından Türkler de etkilenmiş durumda. Özellikle Bingazi ve Derne'deki Türk firmalarına ait şantiyelerde ciddi yağmalamalar ve Türk işçilere yönelik saldırı olduğu haberleri geliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Libya'da yaşayan Türkler’in gerektiğinde Türkiye'ye intikali konusunda çalışmaların başlatıldığını açıklamasının ardından Türk Hava Yolları 3 uçağını bu iş için tahsis etti.
**LİBYA VE KADDAFİ**
Uzun yıllar İngiliz ve Fransız idaresinde kaldıktan sonra 1951'de bağımsızlığını kazanan Libya, doğrudan halk yönetimi anlamına gelen Cemahiriye sistemiyle yönetiliyor.
"Devrim Lideri" unvanını taşıyan Muammer Kaddafi, 1976'da yayımladığı; İslami ülküler, sosyalizm ve Arap milliyetçiliğinin harmanlandığı, siyasi partiler ve temsili demokrasiyi reddeden "Yeşil Kitabı"nı temel olarak alarak, halkın görüşlerini halk komiteleri ve genel halk kongresi aracılığıyla sunabilmesine olanak tanıyan "Cemahiriye Sistemi"ne 2 Mart 1977'de geçti.
Libya lideri, ülkenin adını da Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olarak değiştirdi.
Muammer Ebu Minyar El Kaddafi 1969'da yüzbaşıyken Kral İdris'e karşı yaptığı ihtilalden sonra albaylığa terfi etti. Kaddafi, ihtilalden sonra Devrim Komuta Konseyi Başkanı oldu. Bir yıl sonra da Başbakanlığı ve Savunma Bakanlığını da üstlendi.
Libya'da 1971 yılında, tek siyasi parti olan Arap Sosyalist Partisinin kurulmasından sonra 1972'de başbakanlığı devreden Kaddafi, 1976 yılında kendini devlet başkanı ilan etti.
1977'de Cemahiriye sistemine geçtikten sonra, 1979'da tüm görevlerinden istifa ederek kendini sade bir vatandaş ilan eden Kaddafi 1981'den bu yana Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı unvanını taşıyor.
1986 yılında ise ülkenin adına "büyük" sıfatı eklenerek Libya Büyük Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi oldu.
Libya lideri, 1992'de ülkeyi her biri ayrı bütçeye, yasama ve yürütme güçlerine sahip binden fazla yerel idareye ayırdı. Yerel idareler ve kongreler, Kaddafi'nin üyelerini özel olarak seçtiği Devrim Komitelerince denetleniyor.
Kaddafi, gerçek demokrasi olarak adlandırdığı cemahiriye sisteminin, "sahte parlamentarizm ve batı demokrasisinden çok daha başarılı ve demokratik olduğu" görüşünü savunuyor.
Doğusunda Mısır, güneyinde Çad ve Nijer, batısında Cezayir ve Tunus, kuzeyinde de Akdeniz'e sınırı bulunan Libya'nın 6,5 milyon dolayındaki nüfusunun yüzde 90 kadarını Araplar oluşturuyor.