Ankara - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'de cereyan eden her olaydan sonra devleti peşinen suçlu ilan etmenin ve devlete güven duygusunu yıpratmaya yönelik bir linç kampanyası başlatmanın çok tehlikeli bir alışkanlık haline geldiğini söyledi.
Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Ermeni asıllı bir vatandaşımızı hedef alan insanlık dışı cinayet Türkiye'yi derinden sarsmıştır" dedi. Devlet Bahçeli, bu suikastın, varsa siyasi bağlantılarını, azmettirenlerini, yardım ve yataklık yapanları ve örgüt ilişkilerini ortaya çıkarmanın ahlaki bir vecibe olduğunu vurguladı.
"Kaderini ve geleceğini, Türk milletinin kaderine ve geleceğine bağlamış olan" Türk vatandaşı gayrimüslim azınlık mensupların, Türk toplumunun eşit hak ve sorumluluklara sahip onurlu bireyleri olduğunu belirten Bahçeli, bunlara sırf etnik kökenleri nedeniyle yabancı nazarıyla bakmak ve dışlamanın, Türk
milliyetçiliğinin vatan ahlakı anlayışıyla bağdaşmayacağını söyledi.
"Cinayetten hemen sonra ellerinde seyyar hedef tahtaları ve siyah bayraklarla sokaklara dökülen gruplar, saldırının failini hemen bulmuşlar ve 'katil devlet, hesap verecek', 'işte devlet, işte soykırım' haykırışlarıyla devleti suçlu ilan etmişlerdir" diyen Mumcu, söz konusu sloganlarla, Türk yargısının, Türklüğe hakaret fiilini düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin ve Türk milliyetçiliğinin "Sefil bir tetikçiyle özdeşleştirilerek bu cinayetin arkasındaki azmettiriciler olarak suçlu ilan edildiğini" söyledi.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu maksatlı linç ve karalama kampanyasının bütün aşamalarında altında toplandıkları slogan da, ne gariptir ki 'Hepimiz Ermeniyiz' sloganı olmuştur. Bu sloganın duygusal bir ortamda, bireysel düzeyde bir dayanışma ifadesi olarak görülmesi belki mümkündür. Ancak, bu sloganın Türkiye'nin kabuk değiştirdiğinin göstergesi olduğunu söyleyen çevreler için bunun ne anlam taşıdığını herkes kendi vicdanında takdir edecektir.
Türkiye, 1984 yılından bu yana PKK terörü ile mücadelede büyük acılar çekmiş ve sayısız şehitler vermiştir. Şehit cenazelerinde ve taziyelerinde Türk milletinin mensubu olarak hiç görülmeyen bu çevrelerin, şimdi mağdurun etnik mensubiyeti üzerinden slogan geliştirmeleri, izaha muhtaç bir garabettir."TÜSİAD'ın geçen hafta açıklanan 'Güncelleştirilmiş Demokratikleşme Raporu'nda yer alan Türkçe dışındaki anadillerin seçimlik ders olması ve etnik temelde siyaset yapılmasına imkan verilmesi önerilerini eleştiren Bahçeli, "Bizim TÜSİAD'a öneri ve tavsiyemiz, eğer PKK'nın siyasi hedeflerini benimsiyorlarsa, bunları siyasi bir program haline getirip bir siyasi parti çatısı altında örgütlenerek Türk milletinin önüne çıkmalarıdır. TÜSİAD'ın sahip olduğu imkanlarla partileşme konusunda maddi kaynak sıkıntısı çekmeyeceği
açıktır" diye konuştu.
Bahçeli, bir gazetecinin, "Dink'in katilin kim olduğunu" sorması üzerine "Bunun kim olduğunu bulabilecek birikim ve tecrübeyi, 40 yıldan bu yana toplum
olarak yaşadığımız sosyal şiddet bütün yönleriyle öğretmiştir" dedi.