Mahkeme, gerekçeli kararında, 15 yaşını doldurmamış bir kız çocuğunun, Diyarbakır şartlarında çok ağır bir toplumsal karşılık bulacağını bilmesine rağmen cinsel istismar fiilini anlattığı belirtilerek, mağdurun tepkiyle karşılaşacağını bilmesine rağmen olayı ortaya çıkarma cesareti gösterdiğini kaydetti.
23 YILA KADAR CEZA İSTENDİ
Diyarbakır'da, lise öğrencisi N.S., arkadaşının aracılığıyla başka bir lisede öğrenci olan D.Ö. ile tanıştı. Bir süre arkadaşlık yapan iki öğrenci, 14 Nisan 2016 günü okul çıkışında buluştu. İddiaya göre, D.Ö., rahatsız olduğunu belirtip ilaç alma bahanesiyle N.S.'yi bir arkadaşının evine götürdü, burada zorla cinsel istismarda bulundu. N.Ö. olayı ailesine anlattı. Ailenin şikayeti üzerine gözaltına alınan D.Ö. tutuklandı, hakkında, 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 23 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İLK DURUŞMADA SERBEST BIRAKILAN SANIĞA SAYGIN TUTUM İNDİRİMİ
Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8 Kasım 2016 günü ilk kez hakim karşısına çıkan D.Ö. ifadesinde N.Ö.'ye cinsel istismarda bulunmadığını söyledi. Mahkeme, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ile savcının aksi yönde talebine rağmen sanığı tahliye etti. 27 Ocak 2017'deki karar duruşmasında mahkeme, D.Ö.'yü, 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın duruşmadaki saygın tutumunu lehine indirim sebebi sayan mahkeme, cezayı 7.5 yıla indirdi.
CEZASI 2 KATINA ÇIKTI
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile sanık avukatının itirazı üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17'nci Ceza Dairesi, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararı bozdu. İstinaf Mahkemesi'nin kararı bozmasının ardından D.Ö.'nün yeniden yargılaması yapıldı. Mahkeme, bu kez D.Ö.'yü aynı suçlardan 15 yıl hapis cezasına çarptırdı.
HAKİMDEN 'RIZASI VAR' ŞERHİ
Mahkemenin kararı, üye hakimin muhalefet şerhi nedeniyle oy çokluğu ile alındı. Muhalefet şerhinde, "Mağdurenin rızası hilafına, sanığın zorla cinsel istismar suçunu işlediğine dair inandırıcı delil bulunmadığı, eylemlerin gerçekleşmesinde mağdurenin rızasının varlığının kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan karara katılmıyorum" denildi.
"AĞIR TOPLUMSAL KARŞILIK BULACAĞINI BİLMESİNE RAĞMEN ŞİKAYET ETTİ"
Mahkemenin gerekçeli kararında ise mağdurun ifadesi olmadığı takdirde böyle bir yargılama yapılamayacağı belirtilerek, "15 yaşını doldurmamış kız çocuğunun, Diyarbakır şartlarında çok ağır bir toplumsal karşılık bulacağını bilmesine rağmen, kendisine yönelik gerçek olmayan bir cinsel istismar fiilini anlatması gerçekleşecek bir durum mudur? Bunun cevabının 'Hayır' olduğu sabittir. Sanığın ağır sonuçları olan fille ilgili suçlamaları kabul etmemesi doğaldır ki; ilk ifadesinde suç konusu fiilin gerçekleştiğini tevilli olarak kabul etmiş, mağdurun cinsel istismara rızası olduğunu, hatta isteğin ondan geldiğini söylemiştir. Sanığın arkadaşı olan ve kendisine bu fiil için evini açan tanığın, arkadaşı olan sanık aleyhine ifade vermesi zaten beklenebilir bir durum değildir" denildi.
'TEPKİYE RAĞMEN OLAYI ORTAYA ÇIKARMA CESARETİ GÖSTERDİ'
Mağdurun, zorla bir eve hapsedilip, isteği dışında ağır bir cinsel istismara uğramasının travmasını daha fazla tek başına yüklenemediği için anlatmak zorunda kaldığı belirtilen kararda, "Mağdur, ruhunda tek başına taşıyamadığı cinsel istismarın yükünü ablası ve öğretmeniyle paylaşarak hafifletmeye çalışmıştır. Diyarbakır şartlarında, bir kız çocuğunun kendi rızasıyla yaşadığı bir olayı, yoğun tepki göreceğini bilmesine rağmen, başkasına anlatabileceğini düşünmek mümkün değildir. Bu kadar ağır tepkiyle karşılaşacağını bilmesine rağmen cinsel istismarı ortaya çıkarma ve failin cezalandırılmasını sağlama cesaretini gösteren mağdurun ifadesine itibar etmekten başka yol yoktur" denildi.