Olay, 2008 yılı Mart ayında Sinop’un merkeze bağlı Uzungürgen Köyü’nde meydana geldi. Kursa gitmek için evden ayrılan Sinop Atatürk Lisesi 1’inci sınıf öğrencisi Yeliz Özdoğru’nun akşam eve gelmemesi üzerine ailesi durumu jandarmaya bildirdi.
Ailenin başvurusu üzerine ormanlık alanda arama yapan ekipler, 1 hafta sonra cesedini köyde boş bir arazide buldu. Boğazı kesilerek öldürüldüğü saptanan Yeliz Özdoğru’nun cesedi otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. Yapılan incelemede Yeliz Özdoğru’nun tırnak aralarında deri ve saç, iç çamaşırında da sperm örnekleri bulundu.
Bundan kısa süre sonra da, yöre sakinlerinden bir kadın olayda kullanılan bıçağı bularak jandarmaya getirdi. Yapılan incelemede bıçağın üzerinde genç kıza ait kan ve deri izlerine rastlandı. Jandarma, olayın ardından köylülein ifadelerine başvurarak katili bulmaya çalıştığı sırada, şüpheler İstanbul’da oturan ve zaman zaman köye giderek amcası 38 yaşındaki Kenan E.’nin evinde kalan Kurtuluş E.’un üzerinde yoğunlaştı. Haziran ayında köye gelen Kurtuluş E. yerel gazetelere giderek cinayetle ilgisi olmadığını ileri sürerek olay yerinde cinayetin nasıl işlenmiş olabileceğini kadın gazetecinin üzerinde uygulamalı olarak gösterdi. Birkaç gün sonrada İstanbul’a döndü. Basın mensupları görüntüleri jandarmaya verdi. Cumhuriyet Savcısının talimatıyla jandarma Kurtuluş E. İstanbul’da yakalayıp Sinop’a getirdi.
Jandarmadaki ifadesinin ardından Adliyeye götürülen Kurtuluş E., burada Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde Yeliz Özdoğru’yu nasıl öldürdüğünü ayrıntılarıyla anlattı.
Olay yerinde tatbikatta yaptırılan Kurtuluş E. ifadesinde, "Arkadaşlarımla Sinop’ta alkol ve uyuşturucu hap aldım. Sabah karşı yürüyerek köydeki eve gidiyordum. ’Kestirme’ olsun diye patika yoldan geçerken, Yeliz’i gördüm. Alkolün verdiği etkiyle kendisine laf attım. Ardından giderken göğüs kısmı tel örgülere takılıp kanadı. Ben korktum. Aldığım hapın etkisiyle onu ormanlık alana sürükledim. Aramızda boğuşma çıktı. Bu sırada boğazını kestim. Çok pişmanım" dedi. CD’ye kaydedilen bu ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilen Kurtuluş E. tutuklandı. Hakkında da Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’ne ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
DERİ VE SPERM ÖRNEKLERİNDEN DNA TESTİ YAPILAMADI Diğer taraftan Yeliz Özdoğru’nun tırnaklarının arasında bulunan saç ve deri örnekleriyle, iç çamaşırında bulunan sperm örnekleri incelenmesi ve DNA testi yapılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Burada yapılan inceleme sonrasında, genç kızın tırnakları arasındaki deri ve avucunda ki saç örnekleriyle, iç çamaşırındaki spermlere DNA testi yapılamadı. İç çamaşırdaki spermler örneklerinin defalarca yıkandığı ve eski olduğu tespit edildi. Adli Tıp Kurumu genç kızın tecavüze uğramadığını belirtti.
MAHKEMEDE İFADE DEĞİŞTİRİP SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kurtuluş E. soruşturma aşamasındaki ifadelerini değiştirirek, cinayeti işlemediğini ileri sürdü. Kurtuluş E., 2009 yılı Aralık ayında yapılan duruşmada, İstanbul’da oturduğunu, bazen köydeki amcasının yanına gittiğini söyleyerek, "Ben olay tarihinde İstanbul’daydım. Yeliz’i benim öldürdüğüme dair dedikodular çıktığını duydum. Bunun üzerine Sinop’a gelerek yerel gazeteye gidip kendimi anlatmaya çalıştım. Sonra olaylar benim etrafımda gelişti. Gözaltına alındım. İşkence altında ifademi aldılar. Ben kimseyi öldürmedim. Boşuna cezaevinde yatıyorum. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, sanığa yöneltilen suçun vasıf ve içeriğinin değişme olasılığını dikkate alıp yurt dışına çıkmasını yasaklayarak tahliye etti. Tahliye kararının ardından cezaevinden çıkan Kurtuluş E., askere gitti.
"KATİL ARAMIZDA DOLAŞIYOR" Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün yapılan duruşmaya askerde olduğu için Kurtuluş E. katılmazken sanığın avukatı Murat Erşahin ile Yeliz Özdoğru’nun babası 51 yaşındaki Nedim Özdoğru, annesi 48 yaşındaki Nuriye Özdoğru ile ailenin avukatı Ahmet Tosun katıldı. Mahkeme, sanığın 2 akrabasını duruşmada dinlerken, mahkeme gelmeyen ve lüzum üzerine tekrar çağrılan tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışı gözyaşlarını tutamayan 3 çocuk annesi Nuriye Özdoğru, kızının katilinin en kısa sürede bulunmasını isteyerek, "3 yıl oldu. Bir kişi yakalandı. Önce ’Ben öldürdüm’ dedi. Sonra kabul etmedi. Onu da saldılar. Dava devam ediyor ama, kızımın katili ortalıkta elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Buraya her geldiğimde aynı acıyı tekrar tekrar yaşıyorum. Ben kızımın katilini istiyorum. Kim ise devlet bulsun" diye konuştu.
Ailenin avukatlığını yapan Ahmet Toprak ise, davanın devam ettiğini ve jandarmanın da dosyayı kapatmadığını ve soruşturmayı sürdürdüğünü söyledi. Avukat Toprak, bir süre tutuklu kalan Kurtuluş E.’nin kanıt yetersizliğinden tahliye olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Sanık ilk ifadelerinde genç kızın göğüs kısmının boğuşma sırasında tel örgülere takıldığı ve kanama olduğunu söylemişti. Daha sonra bu ifadelerini değiştirdi.
Olay günü İstanbul’da olduğunu ileri sürdü. Oysa İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemede Yeliz’in göğüs kısmındaki çiziklerin dikenli tel örgülere takılarak oluştuğunu tespit edildi. Biz de askerde olan sanığın tutuklanmasını talep ettik. Ancak mahkeme bu talebimizi kabul etmedi. Ayrıca bazı tanıkların ifadelerinde büyük ölçüde çelişkiler bulunuyor. Bu tanıklar ifadelerini değiştirip şuan ki sanığı kurumaya çalışıyorlar. Bunlar hakkında da yalan tanıklık etmekten dava açılması için şikayette bulunacağız." Mahkeme, lüzum üzerine tekrar dinlenmesine karar verilen ancak gelmeyen tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz