BM Eğitim, Bilim ve Kültür Kuruluşu'nun (UNESCO) İyi Niyet Elçisi olan ve BM'de UNESCO toplantısına katılan sanatçı Zülfü Livaneli, ''Herkesin hayranlıkla bahsettiği bir ülke haline gelmişiz bu çok sevindirici. Bugün Ortadoğu'da olan karışıklıklara bakarak en iyi modelin Türkiye olduğunu, Türkiye'nin de bunu demokrasisine ve laikliğe borçlu olduğunu anlattım'' dedi.
Livaneli, UNESCO tarafından geçen yıl kurulan ''Kültürler Arasında Barış ve Diyalog Yüksek Paneli''nin bu yıl BM genel merkezinde düzenlenen ''Barışın İnşası:Eğitim, Bilim, Kültür ve İletişim Yoluyla Uzlaşı'' konulu toplantısına ''Yüksek Panel'' temsilcisi olarak katılarak, bir konuşma yaptı.
Açılışını BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve UNESCO Genel Direktörü İrina Bokova'nın yaptıkları toplantıya, aralarında Oscar ödüllü Amerikalı oyuncu-yönetmen Forest Whitaker, Norveç'in eski başbakanı, Oslo Barış ve İnsan Hakları Merkezi Başkanı Kjell Magne Bondevik, Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampaio, Suudi Arabistan Prensi Turki El Faysal El Saud, Nobel ödüllü bilimadamı Günter Blobel ve İslam Konferansı Teşkılatı'na (İKT) bağlı İslami Eğitim, Bilim ve Kültürel Organizasyonu'nun (ISESCO) Genel Direktörü Abdülaziz Othman Altwaijri'nin bulunduğu konuşmacılar katıldı.
Livaneli, toplantıda yaptığı konuşmada, bir yazar ve sanatçı olarak insanlar arasında kültürel ya da dini ayrımlar bulunduğuna inanmadığını, bunu kalbinde hissetmediğini söyledi.
**Livaneli şöyle devam etti:**
''İsimlerimizin önünde etiketlere ihtiyacımız yok, biriyle tanıştığım zaman onun Müslüman, Hristiyan, Yahudi ya da başka bir dinden olduğuna bakmıyorum, sadece karşımda bir insan görüyorum, bu benim ilkem ve hissettiğim birşey. Hepimiz aynıyız, hepimiz ölümden korkuyoruz, hepimizin bir aileye ihtiyacı var, bizi ayıran tanımlamalar suni.''
**ATATÜRK'ÜN SÖZÜNE ATIFTA BULUNDU**
Konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 1920'lerde söylediği ''İnsanoğlu'nun medeniyeti tektir, ama kolları vardır'' sözüne atıfta bulunan Livaneli, bu sözün temel alınması gerektiğini ifade etti.
İhtilafların çözümünde sanatçıların oynadığı role son derece inandığını, kendisinin de bu kapsamda tecrübesi olduğunu anlatan Livaneli, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin 25-30 yıl önce kötü olduğunu, o dönemlerde iki tarafta da birbirine karşı ''nefret'' duygularının bulunduğunu söyledi. Arkadaşı Mikis Theodarakis ile 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneğini kurduğunu hatırlatan Livaneli, iki ülkede ve Kıbrıs'ta ara bölgede dostluk konserleri verdiklerini ve bu konserlerle gelen yüzbinlerce insanın beraber şarkı söylediklerini anlattı. Livaneli, ''İnsanlar beraber şarkı söylediklerinde, tüm nefretleri unutuyorlar,'' diye konuştu.
Livaneli, toplantıdan erken ayrılan BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a da Korece'ye de çevrilen ''Engereğin Gözü'' adlı kitabını hediye etti. Genel Sekreter Ban da Livaneli ile el sıkışırken kendisine teşekkür etti.
**''PARLAYAN BİR ÜLKE HALİNE GELDİK"**
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Livaneli, ''BM'nin davetiyle geldik. Toplantıda kültürlerarası yakınlaşma ve Barış Kültürü onyılının sona ermesi dolayısıyla yapılan yüksek panelde sonuçları tartıştık'' dedi.
BM merkezindeki bu toplantıdan önce basına kapalı bir toplantıda da 3 saat boyunca benzer konuları tartıştıklarını anlatan Livaneli, o toplantıda kendisinin Türkiye modelini anlattığını, konunun herkesin ilgisini çektiğini, ve bu sefer New York'a geldiğinde herkesin Türkiye ve İstanbul'a merak edip gelmek istediklerine tanık olduğunu ifade etti.
Livaneli, ''Herkesin hayranlıkla bahsettiği bir ülke haline gelmişiz bu çok sevindirici. Bugün Ortadoğu'da olan karışıklıklara bakarak en iyi modelin Türkiye olduğunu, Türkiye'nin de bunu demokrasisine ve laikliğe borçlu olduğunu anlattım'' dedi.
Suudi Prensi Turki El Faysal'ın ''din özgürlüğünün ve dinin, özellikle İslamın demokrasiyle çelişmediğini'' söylediğini, kendisinin de buna katıldığını anlatan Livaneli, ''Ben de cevaben tabii ki çelişmiyor, din özgürlüğü gereklidir, fakat din bir ideoloji olarak vatandaşların bir kısmı tarafından diğerlerine karşı kullanılmamalı dedim, bunun çok acı tecrübeleri yaşandı tarihte, o bakımdan Türkiye'nin laik bir demokrasiye sahip olması büyük bir avantajdır, bu bakımdan biz böyle parlayan bir ülke haline geldik'' dedi.
Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampaio'nun ve Nobel ödüllü bilimadamı Günter Blobel'ın da kendisine hak verdiğini anlatan Livaneli, toplantıya katılan konuşmacıların çoğunun bu konuda Türkiye'nin gerçekten bir model oluşturduğuna inandıklarını söylediklerini belirtti. Sanatçı ''Türkiye açısından güzel ve olumlu bir toplantı oldu'' dedi.
Livaneli, bir soru üzerine, Theodorakis ile kurdukları Türk-Yunan Dostluk Derneğinin hayatının önemli bir aşaması olduğunu ve toplantıda sanatçıların barışın sağlanmasındaki rolünün kendisine sorulması üzerine bu tecrübesini anlattığını kaydetti. Livaneli, şöyle konuştu:
''Benim bir hayalim vardı, BM Genel Kurul salonuna keşke Atatürk'ün 'İnsanoğlu'nun medeniyeti tektir, ama kolları vardır' sözü yazılsa diye düşünürdüm. Ben de bunu bu toplantıda söyleyerek kayıtlara geçirmiş oldum. Bu aşağı yukarı 100 yıl önce söylenmiş bir söz, bu bugünün medeniyetler çatışması tezinden çok daha doğru bir tez, zaten Medeniyetler İttifakı'nın da temeli bu. Hepimiz insanız, aynı şartlarda yaşıyoruz, dolayısıyla bu ayrımlar sahte ve politik, aslında aynıyız.''
Livaneli bir soru üzerine, Osmanlı tarihiyle ilgili yazdığı, 1996 yılında basılan ''Engereğin Gözü'' adlı romanının çok dile çevrildiğini, Kore'de de yayınlandığını, BM Genel Sekreteri de Koreli olduğu için o dile çevrilmiş olan kitabı kendisine hediye ettiğini belirtti.
Livaneli, ''Genel Sekreter size kitabı okuma sözü verdi mi?'' sorusu üzerine ise gülümseyerek ''Korece kitap görünce okur herhalde'' dedi.
AA